26 Ekim 2024 Cumartesi

Ya bir de şeytan olmasaydı?!

 

Dinî literatürde kötülüklerin, zararlı şeylerin, hatalı ve yanlış işlerin şeytana nispet edilmesi yaygındır.

Bir örnek:

“Kabın kırık yerinden içilmesinin yasaklığına dair haber rivayet edilmiş ve kabın orasında bir şeytan olduğu söylenmiştir. Bu rivayet şöyle yorumlanabilir: Kabın yıkanması sırasında kırık olan yer tam olarak temizlenemez. Oraya pislik toplanır. İçen kişi de kabın orasından içince bedene zarar veren bir şey yapmış olur. İşte bu mana sebebiyle “Orasında bir şeytan vardır” denilmiştir. Çünkü pis olan her bir şey, yerilen ve kötü görülen her şey şeytana nispet edilir. (Mehâsinü'ş-şerî'a, s. 233)

Ayrıca Ekrem Özbay’ın yorumu ile kırık yer kesme, batma veya üzerine dökülme şeklinde de kişiye zarar verebilir.

Mademki pistir ve de zararlıdır, öyle ise o şeytandır ya da şeytandandır.

İmdi düşünüyorum da yaptığımız haltları şeytanımız olmasa nasıl temize çıkaracak, onlara nasıl mazeret uyduracaktık. Suç samur kürk olsa üstümüze almazdık. İllaki birilerine yıkmamız lazımdı. İyi ki bir şeytanımız varmış. Ha bir de kader tabii.

Öyle olmasaydı alimallah suçumuzu Allah’a yıkmaya bile yeltenirdik.

Örnek mi: İşte İblis’in durumu: Kur'ân’da iki yerde bakın şöyle diyor:

قَالَ رَبِّ بِمَٓا اَغْوَيْتَن۪ي لَاُزَيِّنَنَّ لَهُمْ فِي الْاَرْضِ وَلَاُغْوِيَنَّهُمْ اَجْمَع۪ينَۙ

"İblis, "Rabbim! Beni azdırmana karşılık, andolsun ki yeryüzünde kötülükleri onlara güzel göstereceğim, içlerinde ihlâsa erdirilmiş kulların hariç, onların hepsini azdıracağım" dedi."  (Hicr 15/39-40)

قَالَ فَبِمَٓا اَغْوَيْتَن۪ي لَاَقْعُدَنَّ لَهُمْ صِرَاطَكَ الْمُسْتَق۪يمَۙ

"Şeytan dedi ki: "(Öyle ise) beni azdırmana karşılık, yemin ederim ki, ben de onları saptırmak için senin dosdoğru yolunun üzerinde elbette oturacağım.""  (A'râf 7/16)

İblis’in şeytanı yoktu ki suçu ona atsın. O yüzden o doğrudan Allah’a atma küstahlığına kalkıştı.

Garibce nazarımla bakınca kendimizi şanslı görüyorum ve iyi ki diyorum şeytanımız var da yediğimiz her haltı ondan bilerek kendimizi temize çıkarıyor, mazeretimiz var diyebiliyoruz. “Yaptım, yaptım ama hele bir sor niye yaptım” ayaklarına yatıyoruz. Ha bir de kader var. Her yaptığımız yanlıştan suçlu olan.

Ben bir zamanlar hapishanelere konferanslara giderdim. Sohbet sırasında gördüm ki orada hiç suçlu yoktu, hepsi kader mahkûmu idi.

Herkes de “Allah kurtarsın!” diyordu, işlediğini şeytandan biliyor, kurtuluşu Allah’tan bekliyordu.

Bu insan dedikleri varlık ne muamma bir şey!

Aslında kendisinin ne mal olduğunu[1] biliyor amma yine de üstüne kondurmuyor. Hemen yansıtıyor. Bu iş için de şeytan ve kader ne güne duruyor.

Ama işin hakikati hiç de öyle değil:

وَقَالَ الشَّيْطَانُ لَمَّا قُضِيَ الْاَمْرُ اِنَّ اللّٰهَ وَعَدَكُمْ وَعْدَ الْحَقِّ وَوَعَدْتُكُمْ فَاَخْلَفْتُكُمْۜ وَمَا كَانَ لِيَ عَلَيْكُمْ مِنْ سُلْطَانٍ اِلَّٓا اَنْ دَعَوْتُكُمْ فَاسْتَجَبْتُمْ ل۪يۚ فَلَا تَلُومُون۪ي وَلُومُٓوا اَنْفُسَكُمْۜ مَٓا اَنَا۬ بِمُصْرِخِكُمْ وَمَٓا اَنْتُمْ بِمُصْرِخِيَّۜ اِنّ۪ي كَفَرْتُ بِمَٓا اَشْرَكْتُمُونِ مِنْ قَبْلُۜ اِنَّ الظَّالِم۪ينَ لَهُمْ عَذَابٌ اَل۪يمٌ

"İş bitirilince şeytan da diyecek ki: "Şüphesiz Allah size gerçek olanı söz verdi. Ben de size söz verdim ama yalancı çıktım. Zaten benim sizi zorlayacak bir gücüm yoktu. Ben sadece sizi çağırdım, siz de hemen bana geliverdiniz. O halde beni kınamayın, kendinizi kınayın. Artık ben sizi kurtaramam, siz de beni kurtaramazsınız. Şüphesiz ben, daha önce sizin, beni Allah'a ortak koşmanızı kabul etmemiştim. Şüphesiz, zalimlere elem dolu bir azap vardır.""  (İbrâhîm 14/22)

Vaktiyle Garibce şöyle demiş:


Çekemez yükümü ayaklarım

Dümdüz yolda bile dayaklarım

Bunca haltı ben nasıl aklarım

Bir şeytan bir de kader olmasa

 

Bayındır olurdu viraneler

Evliya olurdu divaneler

Bom boş olurdu mahpushaneler

Bir şeytan bir de kader olmasa

 

Suçlu yok, kader mahkûmu herkes

Fatura mı dedin kadere kes

Aç da doyacak alacak nefes

Bir şeytan bir de kader olmasa

 

Yazgım oldu çözümsüz bilmecem

Ahu zarla geçer gündüz gecem

Duyulur sözün belki Garibcem

Bir şeytan bir de kader olmasa

 

Dua ile!

26.10.2024

GARİBCE



[1] بَلِ الْاِنْسَانُ عَلٰى نَفْسِه۪ بَص۪يرَةٌۙ

"Hatta, mazeretlerini ortaya koysa da, o gün insan kendi aleyhine şahittir."  (Kıyâmet 75/14-15)