Dinî literatürde kötülüklerin, zararlı şeylerin, hatalı ve yanlış işlerin şeytana nispet edilmesi yaygındır.
Bir örnek:
“Kabın kırık yerinden içilmesinin yasaklığına dair haber
rivayet edilmiş ve kabın orasında bir şeytan olduğu söylenmiştir. Bu rivayet
şöyle yorumlanabilir: Kabın yıkanması sırasında kırık olan yer tam olarak
temizlenemez. Oraya pislik toplanır. İçen kişi de kabın orasından içince bedene
zarar veren bir şey yapmış olur. İşte bu mana sebebiyle “Orasında bir şeytan
vardır” denilmiştir. Çünkü pis olan her bir şey, yerilen ve kötü görülen her
şey şeytana nispet edilir. (Mehâsinü'ş-şerî'a, s. 233)
Ayrıca Ekrem Özbay’ın yorumu ile kırık yer kesme, batma veya
üzerine dökülme şeklinde de kişiye zarar verebilir.
Mademki pistir ve de zararlıdır, öyle ise o şeytandır ya da
şeytandandır.
İmdi düşünüyorum da yaptığımız haltları şeytanımız olmasa
nasıl temize çıkaracak, onlara nasıl mazeret uyduracaktık. Suç samur kürk olsa
üstümüze almazdık. İllaki birilerine yıkmamız lazımdı. İyi ki bir şeytanımız
varmış. Ha bir de kader tabii.
Öyle olmasaydı alimallah suçumuzu Allah’a yıkmaya bile yeltenirdik.
Örnek mi: İşte İblis’in durumu: Kur'ân’da iki yerde bakın
şöyle diyor:
قَالَ رَبِّ بِمَٓا اَغْوَيْتَن۪ي لَاُزَيِّنَنَّ
لَهُمْ فِي الْاَرْضِ وَلَاُغْوِيَنَّهُمْ اَجْمَع۪ينَۙ
"İblis, "Rabbim! Beni azdırmana karşılık,
andolsun ki yeryüzünde kötülükleri onlara güzel göstereceğim, içlerinde ihlâsa
erdirilmiş kulların hariç, onların hepsini azdıracağım" dedi." (Hicr 15/39-40)
قَالَ فَبِمَٓا اَغْوَيْتَن۪ي لَاَقْعُدَنَّ
لَهُمْ صِرَاطَكَ الْمُسْتَق۪يمَۙ
"Şeytan dedi ki: "(Öyle ise) beni azdırmana
karşılık, yemin ederim ki, ben de onları saptırmak için senin dosdoğru
yolunun üzerinde elbette oturacağım."" (A'râf 7/16)
İblis’in şeytanı yoktu ki suçu ona atsın. O yüzden o doğrudan
Allah’a atma küstahlığına kalkıştı.
Garibce nazarımla bakınca kendimizi şanslı görüyorum ve iyi
ki diyorum şeytanımız var da yediğimiz her haltı ondan bilerek kendimizi temize
çıkarıyor, mazeretimiz var diyebiliyoruz. “Yaptım, yaptım ama hele bir sor niye
yaptım” ayaklarına yatıyoruz. Ha bir de kader var. Her yaptığımız yanlıştan
suçlu olan.
Ben bir zamanlar hapishanelere konferanslara giderdim. Sohbet
sırasında gördüm ki orada hiç suçlu yoktu, hepsi kader mahkûmu idi.
Herkes de “Allah kurtarsın!” diyordu, işlediğini şeytandan
biliyor, kurtuluşu Allah’tan bekliyordu.
Bu insan dedikleri varlık ne muamma bir şey!
Aslında kendisinin ne mal olduğunu[1]
biliyor amma yine de üstüne kondurmuyor. Hemen yansıtıyor. Bu iş için de şeytan
ve kader ne güne duruyor.
Ama işin hakikati hiç de öyle değil:
وَقَالَ الشَّيْطَانُ لَمَّا قُضِيَ الْاَمْرُ
اِنَّ اللّٰهَ وَعَدَكُمْ وَعْدَ الْحَقِّ وَوَعَدْتُكُمْ فَاَخْلَفْتُكُمْۜ وَمَا
كَانَ لِيَ عَلَيْكُمْ مِنْ سُلْطَانٍ اِلَّٓا اَنْ دَعَوْتُكُمْ فَاسْتَجَبْتُمْ ل۪يۚ
فَلَا تَلُومُون۪ي وَلُومُٓوا اَنْفُسَكُمْۜ مَٓا اَنَا۬ بِمُصْرِخِكُمْ وَمَٓا اَنْتُمْ
بِمُصْرِخِيَّۜ اِنّ۪ي كَفَرْتُ بِمَٓا اَشْرَكْتُمُونِ مِنْ قَبْلُۜ اِنَّ الظَّالِم۪ينَ
لَهُمْ عَذَابٌ اَل۪يمٌ
"İş bitirilince şeytan da diyecek ki: "Şüphesiz
Allah size gerçek olanı söz verdi. Ben de size söz verdim ama yalancı çıktım.
Zaten benim sizi zorlayacak bir gücüm yoktu. Ben sadece sizi çağırdım, siz de
hemen bana geliverdiniz. O halde beni kınamayın, kendinizi kınayın. Artık ben
sizi kurtaramam, siz de beni kurtaramazsınız. Şüphesiz ben, daha önce sizin,
beni Allah'a ortak koşmanızı kabul etmemiştim. Şüphesiz, zalimlere elem dolu
bir azap vardır."" (İbrâhîm
14/22)
Vaktiyle Garibce şöyle demiş:
Çekemez yükümü ayaklarım
Dümdüz yolda bile dayaklarım
Bunca haltı ben nasıl aklarım
Bir şeytan bir de kader olmasa
Bayındır olurdu viraneler
Evliya olurdu divaneler
Bom boş olurdu mahpushaneler
Bir şeytan bir de kader olmasa
Suçlu yok, kader mahkûmu herkes
Fatura mı dedin kadere kes
Aç da doyacak alacak nefes
Bir şeytan bir de kader olmasa
Yazgım oldu çözümsüz bilmecem
Ahu zarla geçer gündüz gecem
Duyulur sözün belki Garibcem
Bir şeytan bir de kader olmasa
Dua ile!
26.10.2024
GARİBCE
[1] بَلِ الْاِنْسَانُ عَلٰى نَفْسِه۪ بَص۪يرَةٌۙ
"Hatta, mazeretlerini ortaya koysa da, o gün
insan kendi aleyhine şahittir."
(Kıyâmet 75/14-15)