“Vajinal
akıntının dini hükmü” başlıklı yazımız münasebetiyle sevgili kardeşimizin katkı
ve itirazı var. Önemine binaen müstakil
yayınlamayı uygun bulduk.
Çok Değerli Hocam, fakihlerin her şeyi
bildiğini söylemek tabii ki doğru olmaz. Ama söylemiş olduğunuz "Anatomi
ilmi bize, artık dünkü bizim fakihlerimizin bilmedikleri bazı gerçeklikleri öğretiyorsa"
sözünüze bu konuyla ilgili olarak en azından bazı fakihler hakkında
katılamayacağım. Zira bizim fıkıh kitaplarımızda kadınların vajinal akıntısının
temiz olduğunu söyleyen fakihler var. Hatta bunlardan birinde bu fetva Ebu
Hanife'ye kadar dayandırılmaktadır. (Cevharatünneyyira, ed-Durru'l-Muhtar,
İbn-i Abidin) Şafii Mezhebinde de tercih edilen görüşe göre vajinal akıntı
temizdir. (Nevevi, Mecmu')
Görüldüğü gibi bizim bazı fakihlerimiz
bundan çok uzun asırlar önce bilim ve tekniğin bu kadar gelişmediği bir zamanda
dahi belki de konu hakkında bu tür bilimsel toplantı yapma imkanına sahip
olmadan doğruya isabet edebilmişlerdir.
Bu sebeple "Garibce"nin diline uygun olarak bir latife kabilinden derim ki:) "Kendi kalemize gol atmada bu kadar hızlı olmayalım. İllaki atacaksak da nizami olsun, ofsaytta kalmayalım.
Bu sebeple "Garibce"nin diline uygun olarak bir latife kabilinden derim ki:) "Kendi kalemize gol atmada bu kadar hızlı olmayalım. İllaki atacaksak da nizami olsun, ofsaytta kalmayalım.
Tüm fakihlerimizi hayırla yad ediyor,
size selam ve hürmetlerimi iletiyorum. oencakar.
Sevgili Orhan hoca kardeşim! Sizlere hasbelkader
hocalık yapmak bize şereftir. Keşke her zaman yazılanlar okunsa ve sizlerinki
gibi güzel katkılar yapılsa dahası gaydasına da getirip Molla Kasım’lık dahi
yapılsa bizdeki ilim düzeyi şu andakinden çok daha yüksek olurdu.
Bu vesile ile katkınıza teşekkür ediyor
tavrınızı kutluyorum.
Benim eleştirdiğim ve sizin haksız
bulduğunuz noktaya gelince, keşki ben yanılmış olsaydım da siz isabet etmiş
olsaydınız. Biz hidayeti hep teşride aramışız, oysa tekvin ve teşri hep
birlikte at başı yürümeliydi. Tekvin makine, teşri kullanma kılavuzu gibi
algılanmalıydı. Teşrie verilen değer en az onun kadar tekvine de verilmeli idi.
O zaman bugün için problem olarak karşımıza çıkan birçok konu haddi zatında bir
problem olmaktan zaten çıkardı.
Sözgelimi alkolun necis (maddî anlamda
pislik) olduğunu, tekvini göz önüne
alsaydık nasıl söyleyebilirdik. Alkol ve alkollü içkilerin içilmesi haram
olurdu ve onunla sınırlı kalırdı. Pek çok insanın hayatı sıkı bir çember içine
alınmamış, dinî hayat tabii mecrasında akıyor olurdu.
Düşünün şimdi alkol ve alkol içeren her
şey necis yani dışkı gibi idrar gibi necis... Niye çünkü Teşrî öyle söylüyor.
İyi tamam da tekvin ne söylüyor bir de ona bakalım dedik mi?
Dediysek ve diyenler varsa onlara
yukarıda isimlerini saydıkların da dahil olmak üzere selam olsun.
Demeyenlere de selam olsun. Ama onların
üzerimizdeki gölgesi hiç olmazsa açılması zorunlu olan bu yolu tıkamasın.
Bizim demek istediğimiz sadece bundan
ibarettir.
Sevgiyle!
13.12.2012
GARİBCE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder