3 Ocak 2013 Perşembe

Ey öğrenciler! Yetmiş yıllık bir ömrü nasıl yaşayacaksınız?

 
 
Garibce, dil konusundaki vurgusunu sürdürüyor.
Bir ropörtajda anlattıkları arasında aşağıdaki bölümü bu vesile ile sizlerle paylaşmak istedi.
Cümlenize selam olsun!
 
03.01.2013
GARİBCE
 
 
B:
Teşekkür ederim Hocam. Son olarak sizin bize, yani benim gibi öğrenci arkadaşlarıma söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?
M.E:
Ben size diyorum ki, bugün de sınıfta söyledim; kadınların ortalama seksen ömürleri var. Şimdi bu seksen yıl ömrü nasıl geçireceksiniz, değil mi? (Gülüyoruz. Evet, nasıl geçireceğiz hocam, diyorum)

Şimdi yaşınız yirmi, daha altmış sene var önünüzde. Şimdi bu altmış seneyi böyle dolu dolu ve özgüvenle yaşayabilmeniz, çocuklarınız öğrencilerinizin karşısında dik durabilmeniz, meslek arkadaşlarınızın yanında hakikaten saygın olabilmeniz için gelin bu ömrünüzün ekstradan 2-3 senesini ciddi olarak ilim tahsiline ayırın. Mesela bizim Arapça konusunda yeterli bir ihtimam göstermediğimiz anlaşılıyor.
 
Hâlbuki Arapça; bizim Kur’an’ımızın dili, peygamberimizin dili, mirasın dili ve bugün de hala aynı şekilde önemini sürdüren bir dil. Mesela bunu öğrenme konusunda çok gevşek davrandık ve hala davranıyoruz. Hâlbuki yarın İslam adına söyleyeceğin bir şeyin kendin tarafından söylenmesi maksut olacaksa, yani hep birilerinin ağzıyla konuşmayacaksak bizim bu dili öğrenmemiz lazım. Bu dille ilgili çok sağlam temeller atıp ilimlerimizi tahsil etmemiz lazım ve ben az önce de ifade ettim ya sadece bizim kendi ilimlerimizle de sınırlı kalmaksızın. Yani bir bütünün içindeki bizi kastediyorum, bir dünya haritası içinde İslam’ın, bir Dünya Tarihi içinde İslam Tarihi’nin, bir Dünya Dinleri içinde İslam Dinini kastediyorum. Bunu tahsil için bir iki senenin zararı yok, ekstradan da olsa ayırın zamanınızı. Bu kadar ömrü nasıl geçireceksiniz (gülüyoruz).

Eğer bunu yaparsanız. Yani bir iki sene boyunca sıkıntı çeker de iyi okumalar yapıp kendinizi yetiştirirseniz, o ömrünüz boyunca alnınız açık olur duruşunuz dik olur. Söylediklerinizi kendiniz söylersiniz, onun bunun ağzıyla söylemezsiniz. Ben bunu söylüyorum ve bunu arzu ediyorum, böyle olsun istiyorum.

Tabi bu himmetle ilgilidir, olmayacak bir şey yok. Dağ ne kadar yüksek olursa olsun yol onun üzerinden aşar gidermiş. Yeter ki insanların himmeti olsun. Dediğim gibi sizlerin yaşı yirmili yaşlar yani hayatın başındasınız. Efendim ilerde ben bunu telafi ederim diyorsanız yani bugünkü imkânı
kullanmadan ilerde yarın diye hep ileriye doğru atıyorsanız, eskilerden birinin bir sözü var: “Bazı gafiller vardır ki yarın olsa da bir iş işlesek derler. Hiç düşünmezler ki bugün dünün yarınıdır. Bugün ne işlemiştir ki yarın onu işleye.”

B:
Sözünüze ilminize sağlık hocam Allah razı olsun.

1 yorum:

  1. Özledik seni Garibce! Omurgalı tespitler ve dolunay berraklığında rehberlik..Evet, herkesin kendi sözünü konuşması için kendi maşrabanla suyu kaynağından kendi ellerinle içmek..Onu sen bana sor..Ahh ve vahla geçti ömür diyorum şimdi..İnsanın kendi ağzıyla konuşmasının ne demek olduğunu kenarından köşesinden takibe çalıştığımı bir iki büyük ölçekli kongrelerde gördüm..Cesaretin de ne yürekli bir iş olduğunu imreseyerek izledim..Ahh dedimmm....Selamlar..

    YanıtlaSil