27 Nisan 2016 Çarşamba

Eh ne yapalım ? Kendi tercihi!


Nasrettin Hoca eşeği ile bir yere gidiyormuş. Yolda giderken eşeği başlamış eşek tersi koklamaya… Hayvan ısrarlı bir halde koklar durur, arada da bir dudaklarını bir tuhaf ederek başını  yukarı kaldırır adeta mest olmuş edayla kokusunu habire içine içine çekermiş.
Hoca hemen hayvanın yem torbasını almış ve o koklamakta olduğu eşek tersini torbasına bir güzel doldurmuş ve sonra da boynuna asmış.
“-Aman Hoca ne yapıyorsun?” diyenlere de?
“-Eh ne yapalım? Kendi tercihi!” demiş.
Öyle ya kendi tercihi…
Bu sözü ve benzer tepkiyi artık daha çok duyar olduk.
Çocuk yanlış yapıyor… Bırak yapsın… Kendi tercihi deniyor.
Talebe yanlış yapıyor. Kendi tercihi…
Vatandaş yanlış yapıyor… Kendi tercihi.
Öyle olunca da olmuyor.
Acaba bir insan olarak buna, bu şekilde bir tepkisizliğe hakkımız var mı?
Bile bile ölüme gidene eh ne yapalım kendi tercihi demeli miyiz.
Kendini zehirleyen gençlere eh ne yapalım kendi tercihleri diyebilir miyiz.
Yoksa kendimizden olduğu kadar tüm insanlığın gidişatından ve insanların yapıp ettiklerinden de  imkanımız nispetinde sorumlumuyuz.
Müslümanlık, “Bana ne? Kendi tercihi, Ne haltı varsa görsün!” şeklindeki bir yaklaşımı pek tasvip etmez gibime geliyor. Hele “emr-i bi’l-naruf ve’n-nehy ani’l-münker” gibi bir müessesesi varken. Bu o kadar önemli bir ilke ki Mutezile mesela bunu beş esaslarından biri kabul etmiştir.
Eline beline diline sahip olmak en büyük erdemdir, tamam. Ama eliyle, diliyle, kalbiyle düzeltmek de aynı şekilde erdem değil midir?
İnsanlık, hele hele de Müslümanlık zor vesselam!
Dua ile!
27.04.2016

GARİBCE


1 yorum:

  1. Kendi tercihine bırakıldığı için bu durumda değil mi insanlar

    YanıtlaSil