9 Aralık 2017 Cumartesi

Gündüz ardından yetilmiyor /Gece zarından yatılmıyor


Bugün Cuma sonrası sılayı rahim babından yakınlarımı telefonla dolaştım. Ablamla epey bir konuştuk, dertleştik. Biz çocukken babamızın yanında pek duramazdık, bir vesile bulur kaçardık. Konu komşu ve akraba kapısı hep açıktı. Babanın otoritesi iyi ama çocukları uzaklaştırmasa. Köy yerinde belki  o zamanlar bu bir sıkıntı değildi, ama en azından babanın sohbetinde fazla bulunamama gibi bir sonucu intaç ediyordu. Daha pek aklımız ermeden de gurbete düştük, özellikle de yaşlılık dönemlerinde yanlarında bulunamadık. Ablam o yönden şanslıydı çünkü hep onlarla birlikte oluyordu. O yüzden onların kültürünü aktarmada bizden daha iyi durumda idi.
Sıla sohbetimizde babam rahmetlinin annem için söylediği bir sözü aktardı:
Gündüz ardından yetilmiyor
Gece zarından yatılmıyor
Söz bir yakınma olsa da dil bakımından harika. Belli ki o da bunu kendinden öncekilerden duymuş olmalı. Herbilen’e (Google) sordum, bilemedi iyi mi? TDK’da da yok. İyi de bu sözcük ablamın rivayetiyle babamın ağzından vücudunu ispat ediyor.
Diğer taraftan bu deyiş tam da anamı anlatıyor.
İmdi ben bunu yazdım ya. Hasbelkader bunu oğlum okursa muhtemelen o da kendi annesi için bu tespite katılacak.
Şaka bir tarafa insanın nazlanacağı, zarına katlanacağı eşi olması güzel bir şey.
Ablam, halin keyfin nasıl, sağlığın nasıl suali üzerine şunu anlattı:
Rahmetli annem geceler için derdi ki: "Guzun daşını güneye daşıyom, güneyin daşını guza daşıyom." Ne demek isterdi anlamazdım. Şimdi akıl başa düştü gayrı anlıyorum çünkü ben de aynısını yapıyorum.
Guz/ kuz vadinin güneş almayan, gölgede kalan yamacı demektir. (Kuzey’in kuz’u). Güneyin karşı yamacı.
Bir türlü uyku tutmayınca demek boş durmayıp ha bire taş taşırlarmış. O zamanda koyun saymak, olmadı bir daha bir daha saymak yokmuş demek ki.
Ana olmak hele hele on çocuk anası olmak kolay mı? Gurbetin ne olduğunun daha pek bilinmediği bir zamanda çocukları okumaya gitmek üzere ta bilmem nerelere –ancak askere gidenlerin gidebileceği yerlere- gitmesi anne yüreği için öyle kolay mı?
Bunlar bir tarafa yığınla iş var. Anadolu kadının hayatı öyle kolay değildir. Herkesten önce kalkar ve herkesten sonra yatar. Bu arada hiç duru durağı yoktur. Aş pişirilecek, iş görülecek, bütün bunların arasında herifin gönlü edilecek. Hal böyle olunca gündüzün yorgunluğu ile gençlikte uyuya kalan körpe bedenler, yaşlanınca bir türlü uyku tutmaz olur. Ondan sonra başla gayrı: Kuzun taşı güneye, güneyin taşı kuza… Allah’ın taşı bitecek değil ya.
Dertsiz baş ararsın ha, ne mümkün!
Garibce olarak duam odur ki:

Alma Allah'ım feri gözümüzden
Kesme Ya Rab dermanı dizimizden
Özümüzle yüzümüzle akla bizi
Erzel-i ömürden daim sakla bizi!

Dua ile!
09.12.2017

GARİBCE 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder