Salih Tuğ Hoca’nın Başına Gelenler!
Hocanın hatıratını baştan sona okuyup bitirdim. Hatırat
dediğin böyle olmalı dedim içimden.
Hocanın başına her ne gelmiş ise güzel gelmiş.
Dopdolu bir hayatı olmuş. Bize de ufuk açıcı, ders verici,
şükrü gerektirici bir aktarımda bulunmuş.
Her kimin emeği geçti ise güzel akıcı bir hikâye ortaya
çıkmış.
Haseki Üçüncü Dönem birincisi olarak talebeler adına
konuşmayı bana yaptırmışlardı. Salih Hoca da toplantıyı teşrif etmiş ve
sonrasında bana fakülteye gelip kendisini ziyaret etmemi söylemişti.
Sonraları geldim ama bir tane teşrifat görevlisi vardı, onu
aşıp da hocaya bir türlü ulaşamadım.
Her ne ise yıllar yılları kovaladı ve emekli olduktan sonra
hocayı daha çok ziyaret ettim. O Garibce’yi takip ediyordu ve bana onun
üzerinden takılıyordu. Hala da aramalarımda aynı şekilde takılır. Ömrü uzun
olsun.
Biz köyden gelmişiz ayağımızda hala terlik ile lavaboya abdest
almaya çıkardık. O bunu bizim köylülüğümüze verirdi. Ama takılışı da sevecendi
ve kırılmazdık.
Birinde yanında konuşurken incelmem gerektiğini düşünmüş ve
duta “tut” demiştim.
İlmin ancak ilim muhitinde yapılabileceğini vurgularken
mesela Toroslar’dan ilim adamı çıkmaz derdi. Ucu bana da dokunduğu için ben de “Toroslar’da
kalarak hocam” diye düzeltirdim.
“Serhademe” esprisini çok sevmiştim ve ben de sonraları onu
çokça kullandım. Her defasında eski esprilerin yenilerce anlaşılmadığını
gördüm.
Her neyse hocanın bu hatıratı okunmaya değer.
Sadece kendi hayatı değil, yaşadığı uzun dönemin ilmî,
siyasî, iktisadî… hayatına da ışık tutan, çok güzel değerlendirmeler içeren bir
hatırat olmuş, hayata tutulmuş bir ayna işlevi görmüş.
Hayatının mihverini Hamidullah Hoca oluşturmuş. Hamidullah
hoca benim listemde yirminci asır evliyası listesinin ilk sırasında yer alıyor.
Sanıyorum Salih Hocamı da bu listenin bir yerlerine koymam gerekiyor.
Evliya denince bizim aklımıza hemen kaçan, göçen, uçan
tipler geliyor.
Bense Garibce nazarımda hayatın içinde yaşanabilir, örnek
alınabilir, ayakları yere basan, inançlı ve erdemli kimseleri anlıyorum. Ela
inne evliyaallah… ayetinde de özellikleri belirlenirken iman ve takva sahibi
olmaları denmiyor mu?
Buna göre inançlı ve erdemli olan herkes sahip olduğu iman
ve takva şartıyla bu sınıfa dahil oluyor.
Ben Salih Hoca’yı Allah için seviyorum.
Bu hatıratı da seve seve okudum ve sizlerin de okumanızı
tavsiye ediyorum.
Çağın ilim adamı nasıl olurmuş, örneğini onda görebiliriz.
Bize ilim adamının asosyal olması gerektiği söylendi.
Fıtratımıza da uygundu ve biz o yolu tuttuk. O yol bizi ideal olmayan bir yere
götürdü.
Oysa Salih Hoca öyle değildi.
O hayatın hem içinde hem ona yön veren bir konumdaydı.
Bir kimseyi değerlendirirken bir hocalarına bakarlar bir de
yetiştirdiği hocalara.
Salih Hoca’nın her iki yönden de sadece Maşallah’ı var.
Allah hayırlı uzun ömürler versin.
Dua ile!
18.05.2025
GARİBCE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder