Bu yıl ki Kutlu Doğum konusu Kardeşlik. Nasıl bir tohum ekti ki Hz. Peygamber (sav) daha hayatında ve arkasından asırlar boyunca insanlık onun semerelerini devşirmeye başladı. Tarihimiz, gözkamaştırıcı kardeşlik örnekleriyle dolu oldu. Digerkâmlığı, îsârı öğrendik. Ufkumuzda rol model isimlerimiz hep olageldi.
Bu vesile ile daha önceden yazılmış bir yazıyı sizlerle paylaşmak istedim.
Haftamız kutlu olsun!
13.0.2012
Garibce
SU ELİMDE KALDI
Yermuk, Suriye bölgesinde bir nehir oluyor. Bu nehrin
kıyısında Müslümanlarla Bizanslılar arasında bir savaş olmuştu.
Müslümanların sayısı otuz sekiz bin, Bizans ordusunun
sayısı ise yüz bindi. Müslüman ordusuna Allah’ın kılıcı Hz. Halid b. Velid
komuta ediyordu.
Bu güçler açısından dengesiz savaşta büyük zayiat
verilmişti. Sahabilerden Huzeyfe el-Adevî, katılmış olduğu bu savaşla ilgili
şöyle bir anısını anlatıyor:
Savaş sonrasında ölüler ve yaralılar arasında amcaoğlumu
arıyordum. Yanımda da azıcık bir su vardı. Onu çok kötü bir durumda buldum. Çok
ağır yaralanmış, öldü ölecekti. Kanaması devam ediyordu. Ona elimdeki suyu
uzattım ve can vermeden bir yudum su olsun içmesini ve yüreğini bir nebze olsun
dindirmesini istedim. Konuşacak halde değildi, işaretle memnuniyetini gösterdi.
Tam ağzına yaklaştırmıştım ki, yanında bir askerin su diye çırpındığını duydu.
Amcaoğlum, o son nefesini vermekte olan ve can derdiyle içi alev alev yanan o
değerli insan, ağzına dayamış olduğum mataramı eliyle itti ve onu su diye
inleyen yaralı askere götürmemi istedi. Ben de hemen ona koştum ve elimdeki
sudan ona içirmek istedim. O da suyu tam içecekken bir başkasının su diye
inlediğini duyduk. Bu kez o da suyu eliyle itti ve o kişiye yetiştirmemi
istedi. Ben suyu bu sonuncuya götürdüm, ama geç kalmıştım. Zira ruhunu teslim
etmişti. Bari bir öncekine içireyim dedim, geldiğim de onun da ruhunu teslim
ettiğini gördüm. Aman Allah’ım, nasıl bir manzara ile karşı karşıya idim. Hiç
olmazsa amcamın oğluna içireyim, bu gidişle elimde kalacak dedim ve hemen ona
koştum. Korktuğum başıma gelmişti, amcaoğlum da çoktan ruhunu bir kutsal emanet
olarak Yüce Sahibine teslim etmişti. Ve ben elimde bir içim su, çaresiz, ne
yapacağını bilemeyen bir halde şaşkın şaşkın dikile kalmıştım.
Allah’ım! Allah’ım! Ey Büyük Allah’ım! Sen nelere
kâdirsin. Böylesi bir duyguyu, bu kalplere ancak sen eker, sen yeşertir, sen
büyütürsün. Semeresini ise biz insanlar toplarız. Eğer bugün, üzerinde
yaşadığımız ve kutsal bildiğimiz bir vatanımız varsa, bu ancak senin yolunda
vatan uğrunda canlarını diğer insanlar yararına feda edebilen aziz
şehitlerimizin asil duyguları sayesindedir.
Eğer bütün dünyaya nur saçan, insanlığı aydınlatan ve
adına din denilen kutsal değerler dizimiz varsa, bu ilayı kelimetullah uğrunda
fedayı can eden, canlarını ve mallarını Allah yolunda satıya çıkarmış adamlar
ile vardır.
Öğünebileceğimiz bir tarihimiz varsa, tarih yazımının
ancak bu yola baş koymakla olabileceğini bilen ve bu uğurda en ufak bir fütur
göstermeyen asil insanlarımız hep var olmuş demektir.
Sırf kendisi için yaşayan ve bir anlık sefil hazları
için nice masum canları alan, tertemiz ırzlara geçen, şerefli kanları akıtan
türedilerle söyleyin hangi fazilet ayağa kalkacak, hangi erdem yerleşecek ve bu
insanların egemen olduğu bir dünyada nasıl bir huzur devşirilecek.
İnsan insanın kurduymuş. Cennete çevirmekle memur
olduğumuz bu güzelim hayatımız neden her an cehennem gibi.
Sen yanmazsan,
Biz yanmazsak
Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa
Gel ey kardeşim, bir hasbıhal edelim. Şunu unutmayalım
ki, benim huzurum seninkine, seninki de benimkine, her ikimizin huzuru da
onunkine bağlı. Bir zincirin gücü en zayıf halkasının gücü kadarmış. Bir
toplumun huzuru da içlerindeki en az huzurlu insanın huzuru kadar olurmuş. Eğer
kendi huzurumuzu artırmak istiyorsak, haydi elbirliği ile ötekinin elinden
tutalım, sözlüğümüzden çıkarılmış olan diğerkâmlık, vefa, sevgi, merhamet… gibi
kavramları yeniden ve hem de büyük harflerle yazalım, yazmayalım hatta kazıyalım.
Kazıyalım ki bir daha çıkmasın, silemesinler, karalayamasınlar.
Katlanalım birbirimize, bugün sen bana katlan ki,
yarın da ben sana katlanayım.
Vefayı ben bilmiyor olabilirim, ama sen bana bunu
öğret.
Diğerkâmlık neymiş, öyle bir örneklik göster ki cümle âlem
onun ne menem bir şey olduğunu öğrensin… İkincisini, üçüncüsünü de göster.
Sakın umutsuzluğa düşme. Senin bu sabrın ve yiğitliğin karşısında emin ol zahir
benim de utanacağım bir an gelir ve ben de senin gibi olmayı isterim. Bize
bakarak sıra üçüncüye gelir. Sen, ben ve o iyi olduk mu, daha dördüncüsü yok
bunun. Ve senin mutluluğun, benim mutluluğum olur, onun mutluluğu hepimizin
mutluluğu olur. Birimiz iki iken, ikimiz dört, dördümüz sekiz olur. Bu işler
böyle olur. Burada matematik sökmez. Bunu akıl da almaz. Burada her zaman
hissettiğimiz bir inayet var. Gayret bizden, bitirmek O’ndan.
Haydi inayet ola!
Yolun açık ola, fazilet yolunda!
Amin diyelim biz de duaniza. Kucuk bir amin'le de olsa karanliktan aydinliga cikma yolunda istirak edelim cagriniza ins. Hurmetler.
YanıtlaSilbilmukabele
YanıtlaSilBir kâse lezzet bir yorum yaptı:
YanıtlaSilYermuk...Ve Çanakkale..'Bir Hilal Uğruna batan güneşler'den ER Hüseyin… Al kanlar içinde sargı çadırına getirilir… Acılar içinde kıvranmakta… Katıksız somun dağıtılır erata… Bir somun da Hüseyin'e verilir… 'Bedr'in Arslanları'na benzeyen Hüseyin bir elindeki somuna bakar, al kanlar içinde sızlayan yaralı hali ile bir de acımasız saldırıları ile Mehmet'çiğe kan kusturan düşmana… Sonra elindeki somunu yanındaki çavuşa vererek: 'Çavuşum! Bu somunu alın… Nasıl olsa ben bu yaralarla fazla yaşayamam… Somun zayi olmasın… Onu bir Mehmetçiğe verin de o yesin, öcümüzü düşmanın yanına koymasın…' der ve sonra şehadet…
Evet, biri Yermuk ve bir diğeri ise bir başka kıt'ada… Ama beslendikleri kaynak aynı.. Cebel-i Nur’dan doğan vahiy güneşinin yüreklere zerk ettiği kardeşlik ve diğerkamlık nefesi.. Ne kadar muhtacız şimdi o gönül zenginliğine ve şehadet şerbetinin tadına.. Gazi Kıbrıs'a selamla git üstad.. Git de, Silifke-Günnar kavşağındaki 'Kıbrıs Şehitliği'ni de görmek gerektiğini bir yere kaydediniz.. Rahmet şehitlere, mağfiret meyyitlere, irfan ve iz'an da dirilere..Selamlar..
herdogan38.
YanıtlaSilYermuk ve Çanakkale..yorumu bendenize ait..Selamlar..