22 Mayıs 2012 Salı

KARARAN UFKUMUZU AYDINLATACAK OLAN ÜÇ AYLAR: HOŞ GELDİNİZ




Selam olsun cümlemize!

Biz eğitimciler olarak bir mevsimin sonuna daha geliyoruz derken değerli müftümüzün uyarısıyla aslında çok daha genel geçer bir mevsime, üç aylar huzur iklimine yeni girmekte olduğumuzu hatırlıyoruz.

Bu vesile ile üç aylarınızı tebrik ediyor ve bu konudaki değerli müftü agam Hüseyin Erdoğan’ın yazısını sizlerle paylaşmak istiyorum.

Kadir kıymet bilenlerden eyle bizi Ya Rab!

22.05.2012

Garibce



KARARAN UFKUMUZU AYDINLATACAK OLAN ÜÇ AYLAR: HOŞ GELDİNİZ

Gözleri Cennet ufkunda saadet arayışı içerisinde olan Müslüman Kardeşim!

On bir ayın Sultanı’ın habercisi, feyiz ve bereket dolu mübarek kandil gecelerinin resmi geçit yaptığı ÜÇ AYLAR’a erişmiş bulunuyoruz ve hatta lütuf ve ihsana, af ve mağfirete istek ve rağbetin zirveye tırmandığı mübarek REGAİB KANDİLİ’ni idrak etmek üzereyiz.

Recep, Şa’ban ve Ramazan denilen nurlu bir devre, hayr u bereketin, feyiz ve faziletin sergilendiği doyumsuz bu mevsimi değerlendirme zamanına erişmiş bulunmaktayız.

‘Recep tevbe, Şa’ban muhabbet, Ramazan da Hakk’a kurbiyyet ve vuslat ayıdır.’

‘Recep günahı, zulmü, cevri terk etme; Şa’ban ise salih amel işleyip vefâ gösterme; Ramazan ise sıdk u sefaya erme ayıdır.”

‘Recep’te şevkle girişilen tövbe ve hasenat kabule mazhar olur; Şa’ban’da ise işlenmiş eski seyyiat/günahlar avf u mağfiret kılınır; Ramazan’da ise kula ilâhî ihsan ve ikram sunulur.’

Bu sebepten dolayı baş tacımız, göz nurumuz ve gönül sürurumuz sevgili Peygamberimiz a.s. bu üç aylar hakkında: “ Recep Allah’ın, Şa’ban benim, Ramazan da ümmetimin ayıdır..” buyururlar.

‘Recep ekme, Şa’ban sulama ve tımar, Ramazan ise hasat ve biçim ayıdır.’ Değerli kardeşlerim! Rahmeti sınırsız, mağfireti hesapsız Rabbimizin, bizler için çıkış yolu ve sığınak olacak buyruklarına bir bakar mısınız?:

“Ey Mü’minler! Hep birden günahları terk ederek Allah’a yönelin/tövbe edin ki kurtuluşa eresiniz.” (Nur 24/31)

“De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü Allah (af dileyip tevbe eden herkesin) bütün günahlarını bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” (Zümer 39/53)

Allah’ın rahmetinden ümut kesmek, rahmete sırt dönmektir. Zira umut kalbin duasıdır. “Size azap gelip çatmadan önce Rabbinize dönün, O’na teslim olun, sonra size yardım edilmez.; siz farkında olmadan, ansızın başınıza azap gelmezden önce. Rabbinizden size indirilenin en güzeline/Kur’an’a uyun..; Kişinin: ‘Allah’a yakınlık konusunda kusurlu davrandığım için bana yazıklar olsun! Gerçekten ben alay edenlerdendim (diyeceği günden sakının)!.’(Zümer  39/54-56).

Kur’an’ımızın bu buyruklarından sonra, Sevgili Peygamberimizin duaların kabulü noktasında şu müjdesi de kayda değer bir husustur:

“Duaların reddedilmeyip kabul edildiği beş gece vardır: Bunlardan biri Recep Ayı’nın ilk Cüma gecesi olan Ragaip Kandili’dir…”

Kur’anî ve Nebevî buyruk ve müjdelerden sonra: Günahı, isyanı, cürmü, gafleti, eğriyi bırakıp doğruya, batılı bırakıp Hakk’a, kötüyü bırakıp iyiye yönelme zamanı gelmiş olmalı değil mi?

Yaratılış gayesini sezip, görevini idrake başlamak, sorumluluğunu hissedip Azîz ve Celîl olan Rabbe mahbûp ve makbûl kul olmaya yönelmek azmi ve kararında olmak ne güzel bir hedeftir değil mi? Rahmet ve Şefkat Peygamberi olan Efendimize halis ve sevimli bir ümmet olmaya çaba göstermek için bu kandillerin resmî geçit yaptığı ÜÇ AYLAR’ı en uygun fırsat olarak görmek ve gereğini yapmak ne saadettir.! Gurbettekiler de dahil olmak üzere tüm kardeşlerimizin REGAİP kandillerini tebrik ediyor, dünya-ahiret saadeti diliyor ve bu konuda son sözü, söz ustası, Gaye İnsan-Ufuk Peygamber a.s,’a bırakıyorum:

“Allah’ım! Recep ve Şa’ban’ı bizim için mübarek kıl ve bizi Ramazan’e eriştir.”

Hüseyin ERDOĞAN

1 yorum:

  1. herdogan38.
    Bu gün öğle yemeğinde eşime ÜÇ Aylara eriştiğimizi söylediğimde oruç tutamamanın verdiği ezikliği solukladı...Üstteki lojmandan bir alt kattaki büroma indim,izin talep edenler,öften püften mazeretlerle görevden kaçanları ve üst makamlardan gelen kitabî taleplerin sahadaki uygulamasının zorluğunu gördükten sonra memuriyette 'kul olup huzur bulmanın' hiç de iç açıcı olmadığını yaşayanlardanım..
    Garibce'nin,pelik pürçük ifadelerden oluşan yazımızı paylaşma nezaketine de teşekkürü bir vefa örneği olarak görmek gerektiğine olan inancımla,manevî diriliş mevsiminde bahar örneği göze-gönle huzur verici manevî bir iklimde yaşamatılmamızı Rabbimden niyaz ederim..

    YanıtlaSil