Az
önce bir insan olduğum duygusunu gene yaşadım. İnsanı “Yüzü kızaran hayvan”
diye tanımlıyorlarmış ya işte bu tanımdan istidlalle insan olduğumu bir daha
hatırladım.
Bizde
doktora yapmakta olan Filistinli bir kızımızla karşılaştım. Geçenki İsrail’in
Gazze’ye saldırıları sırasında onun kardeşinin de şehit düştüğü haberini
almıştık, tabii üzülmüştük ve hepsi o kadar.
Görünce
üzüntümü ifade ettim ama bir şeyler de diyemeden hemen yanından ayrıldım.
Doğrusu utanmıştım.
Bunca
masum ölenler gibi onun kardeşinin katlinden kendim de sorumluymuş gibi bir his
duydum.
Aslında
olması gereken de buydu.
Bütün
müminler tek bir vücut gibiydiler ve bir organa isabet eden bir ezayı,
diğerlerinin de duyması gerekiyordu. İslam ümmeti öyle bir birlik ve beraberlik
içinde olmalıydı ki senin ayağına batan dikenin acısını ben yüreğimde
duymalıydım.
-Duydum
mu?
-Hayır,
duymadım.
-Peki,
sen duydun mu?
Onu
da bilemedim.
Vücuttaki bir iltihap yüzünden tüm vücut ateşlenip,
içerdeki cerahati atabilmek için çabaladı mı? Hayatiyetimizi tehdit eden
ödemleri tahliye edebildi mi?
Olmadı.
Öyle
olmadığı için de geriye sadece utanmamız
kaldı.
O
bile insanlığımıza bir alamet ya. Ya bir de onu da kaybetsek acep halimiz nice
olur ve insanlığımıza nasıl bir tarif
münasip bulunur.
Dua ile!
18.08.2014
GARİBCE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder