Yaşlanmadan hiç gocunmadım. Onun
bir lütuf olduğunu ve her geçen gün insanların saygısını biraz daha fazla –hak
etmesek bile- sırf ağaran saça sakala bakarak kazandığımızı gördüm. Henüz elden
ayaktan da düşmediğimiz için –ki erzel-i ömüre düşmekten Allah’a sığınırım-
bitmişliğin, tükenmişliğin ne demek olduğunu şimdiye dek tecrübe etmedik.
Ettirmez de İnşallah. Ruha gelince onun bu yorgun bedende zaman zaman
sıkıntıları olsa da daha yaşını
göstermedi.
Bazen diyorlar, Hocam şimdi genç
olsaydınız? –Len git oğlum/ kızım? İşin mi yok, ben yerimden ve yaşımdan memnunum.
Ben buraya gelene dek neler çektim, neler yaşadım, onları ben bir daha göze
alamam! diye de takılırım. Çocukken hep
büyümek istedik. Genç olduk olgunlaşmayı bekledik. Olgunlaştık ama hâlâ
beklentilerimiz bitmedi. Olduk mu? Bakıyorum, bazen öyle ham armut gibi onun
bunun boğazına duruyoruz ki?! Belli ki olmamışız. Olacak gibi de gözükmüyor?
Herhalde öyle öyle derken, bir şeyler beklerken gidivereceğiz. Nicelerinin
gittiği gibi. Yaşlılar sıra sıra, gençler ara sıra derlermiş. Her iki ölçüte
göre de sıradayız, nasıl olsa!
Allah akıbetimizi hayır eylesin!
Efendim, ben bu doğum günü
kutlamalarına hâlâ alışamadım. Önceleri çok direndim. Hâlâ da kutlamıyorum. Bir
iki istisnası olabilir tabii. Ama kendisini kendim gibi gördüğüm dost ve
arkadaşlarımın doğum gününü kutlamıyorum. Ama trende bakıyorum. Artık doğum
günlerini kutlamak çok çoook önem kazanmışa benziyor. Herkesin ortak neşe ve
sevinç günlerimiz olan bayram kutlamalarına bu kadar önem vermiyoruz.
Sözde benim doğum günüm de
bugünmüş. Bu gün olsa olsa rahmetli babam Garib Ali’nin Develi’ye gittiği bir gün
olabilir. Hal böyle iken bayramdan fazla
tebrik aldım. Mecburen de dönmeye çalıştım. Bu vesile ile hayır dualarımızı paylaşmışız,
hayırlı olur inşallah. Ama ne kadar bunu yapsam da hâlâ içimden gelerek
yapamıyorum. Bizi biz yapan değerlerimiz, her birimizin ayrı ayrı kutlanan
bayramları değil, topyekun kutladığımız/ kutlayacağımız, maşeri vicdanın
coşacağı, huzur bulacağı, sükunete ereceği, kendisini güçlü kılacağı
bayramlarımız olmalı.
Diyeceksiniz ki ne mani var? Mani
yok elbet. Kahrım bu baskın kültür altında ezilip gidişimiz ve kendi özümüze
benzemekten daha çok bizden olmamız istenen şablonlara benzememiz. Bu
özgürlükçü ve bireyselci baskın dünya kültürü bizi öyle esaretine almış ki artık
bütün dünyada insanlar kara kargaların birbirine benzediğinden daha çok
birbirine benziyor.
Neyse! İşte böyle. Bugün Garibce’nin
doğum günü imiş. Ne diyelim Hayırlı olsun. Allah onu ve cümlemizi,
cümlenizi hayırlı ömürlerle, hayırlı
kazançlarla, hayrülhalef, göz aydınlığı eşler ve evlatlarla rızıklandırsın.
Âmin!
Dua ile!
05.03.2017
GARİBCE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder