Dil hassasiyeti genelde birbirine yakın kelimeleri ayırmada
kendini ele verir. Özellikle nesne isimlerinin karşılıklarını bulmak her zaman
kolay değildir. Söz gelimi Kur'an’da geçen el-Hayt ve el-Habl kelimelerini ele
alalım. Bunun her ikisine de ip manası verirsek bu olur mu?
Diyeceksiniz ki ha ip ha iplik ne fark eder?
Doğru etmez. Zaten bizim TDK da ip’e birinci anlam olarak iplik
manası vermiş.
Madem ki biri diğerinin yerine kullanılabilir, o takdirde “Allah’ın
ipine sımsıkı sarılın!” yerine “Allah’ın ipliğine” mi diyeceğiz.
Yoksa ip başka iplik başka mı? Cin başka şeytan başka demek gibi.
Bunu aslında bizim halkımız ayırıyor ve her ikisini de kendi
yerinde kullanıyor da, Hocalar olarak biz pek ayıramıyoruz galiba: Mesela şu
ayetin (Kur'an Yolu’ndaki) çevirisine bakalım: “Fecirden siyah ip beyaz ipten
sizin için ayırt edilir hale gelinceye kadar yiyin ve için, sonra orucu geceye
kadar tamamlayın.” (Bakara 2/187)
Aradaki fark Garibce nazarımda şudur: İplik; lif, yün, kıl,
tüy, pamuk gibi nesnelerden eğirilerek elde edilen ince uzun nesnenin adıdır.
İp ise ipliklerin bükülmesi sonucu elde edilen uzun, kalın ve sağlam nesne
olmaktadır. Adamı iplikle asmazlar. İpe verirler. Bağlı hayvanlar ipliğini
değil, ipini koparırlar.
Biz Türkçemizi çok iyi bilmiyoruz. Arapçamıza gelince onu da
Allah biliyor vesselam.
Ama öğreniyoruz. Yanlış bildiğimiz nice doğrularımız, doğru
bildiğimiz nice yanlışlarımız var(mış). Öğreniyoruz. Zülfünün teline kurban
olduğum diyen ozanın yıllar sonra: “Zülüf zülüf dedikleri meğer saç imiş, tel
tel dedikleri de meğer kıl imiş!” diye geçmişine hayıflanması gibi. Biz de
öğreniyoruz.
Rahatız, çünkü dinde ve dilde ne çamlar devirdik bilmiyoruz.
“Destursuz Bağa Girenler” gibiyiz, uyaranımız yok. O yüzden
asudeyiz.
Bunu derken Molla Kasım’lık yapılsın anlamında bir şey de
istemiyoruz.
Dua ile!
28.05.2020
GARİBCE
Eyvallah Hocam, gönlünüze damağınıza kaleminize sağlık. "Dil", farkında olamadığımız çok önemli meselelerden. Aslında bunları size arzetmek zaid ve hadsizlik oluyor ama içimden geçenleri aktarmak istedim. Rahmetli Emin Işık hocamızın "Arapça cahiliyye döneminde gelişmiş bir dildir, Türkçemiz ise İslam kültürüyle gelişmiş yoğrulmuş bir dil" diye ozetleyebilecegimiz açıklamalarını hatırladım yazınızı okuyunca. Gerçekten ecdadımızın Arapça ve Farsçayı da haanlayarak geliştirdikleri dilimiz iyi anlaşılırsa nice kelime, kavram ve terimlerinin temelde dini manevi boyutlara işaret eden unsurları da ihtiva ettiği görülecektir. Düşünsenize, bilim dünyasına özgün ve orijinal bir ağırlık ölçü birimi icat ederek katkıda bulunmuş bir milletiz: "Gavur ölüsü gibi"...
YanıtlaSilSon olarak 'keşke' diyorum 'çok daha fazla alım ve düşünürsünüz, İsmet Özel gibi dilimize bu yönleriyle gereken değeri verse, bu konuda mücadele etse'. Bu vesile ile hürmetlerimi arz eder, ellerinizden öperim. Cengiz Alaca