“Allah yardım etsin!” dedim.
“Âmin!” dedi. “Amin, Âmin!” de duanın şartını da yerine
getirdin mi?” dedi.
“Ne şartı?” dedim.
“Kabul şartı” dedi.
“O da nesi?” dedim.
“Önce senin Allah’a yardım etmen” dedi.
“Tövbe!” dedim. “Hem bunu da nereden çıkardın”
“Tanrı buyruğu” dedi ve okudu:
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا
اِنْ تَنْصُرُوا اللّٰهَ يَنْصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ اَقْدَامَكُمْ
"Ey iman edenler! Allah’a yardım ederseniz O da size
yardım eder." (Muhammed 47/7)
“Ben Allah’a nasıl yardım edebilirim ki!” dedim.
“Elinle!” dedi. “Hem duymadın mı “Allah’ın kulu Allah’ın kolu!”
“Nasıl yani?” dedim.
“Bak!” dedi, “sen şimdi gene dualarına devam et, fakat önce
düşeni kaldırmak için ona elini uzat. Uzattığın o el, Allah’ın eli olacaktır.”
“Akif’in dediği gibi Allah’ı vekil harcımız olarak
gördüğümüz yeter. Gayrı Allah’ın eli olmak lazım!” dedi.
Biraz utandım. Ama “İyi ki varsın!” dedim. “Özüme ayna tuttun
ve emanetin sahibi olan bana, kuluna uzanan Allah’ın eli olduğumu hatırlattın.”
Öyle ya Allah Teâlâ melekut alemini melekler eliyle, insanlık
dünyasını da emanetin sahibi insan eliyle emr ve tedvir ediyordu.
Ve insandı sorumlu olan: Dünyasını cennetse cennet,
cehennemse cehennem yapan oydu. Düzeni kuran da bozguna sebep olan da oydu.
Ama sonuçta o, Allah’ın kendisine olan güveninin elbette
farkındaydı ve bu güveni boşa çıkarmayacaktı.
İnsana selam olsun.
GARİBCE
Dua ile!
11.02.2023
Etiketler: Allah’a yardım, Allah’ın eli, duanın şartı
Kaleminize sağlık Mehmet hocam.
YanıtlaSil