11 Temmuz 2012 Çarşamba

Mütevekkil mi Müteekkil mi?



Erdem nasıl bir şey: Mütevekkil mi Müteekkil mi?

Fakülte bahçesinde birini hep görür dururdum ve hep de iyi hal üzere, yardımsever bir halde görürdüm.

Aynı kişiyi bizim geçen Şemsi Hoca’nın odasında gördüm. Muhabbet ediyorlardı. Falanca yöneticiyi hastaneye, bizzat başhekime kendisinin götürdüğünü anlatıyordu. Bir ara çalıştığı yerden ayrıldığını söyledi. Niye sorusuna da:

“-Hesabını veremeyeceğim bir maaşı isteyemem!” dedi.

Kendimi onun ile ölçtüm. Onun erdemliliği yanında mahcubiyet duydum. Dedim insanlar demek görüntüleriyle ölçülemiyor. Erdemleri ile insan insan oluyor.

Bu minval bir süre daha devam eden muhabbetin ardından o kişi, çıkmak için ayaklandığını ihsas etti. Bizim Şemsi Hoca da elini cebine attı ve iki ufaklık para çıkardı ve ona uzattı. O da aldı ve teşekkür ederek çıktı.  Şemsi hoca ile göz göze geldik, o da mahud bir işaretle elini salladı, böyle işte dedi.

Benim az önceki hayranlık anlamındaki şaşkınlığım, yeni bir şaşkınlığa evrildi. Ben bu adamı mütevekkil sanmıştım. Şimdi gördüm ki mütevekkil değil müteekkil imiş.

Hz. Ömer Yemen’li bir grup insan görmüş, onlara:

“-Siz necisiniz?” demiş. Onlar da:

“-Biz mütevekkilleriz (Allah’a güvenip her işimizi O’na ısmarlayanlarız”) diye cavap vermişler. Hz. Ömer onlara:

“-Hayır aksine siz müteekkiller yani yiyicilersiniz. Mütevekkil olanlar tohumu toprağa atıp da ondan sonra güvenenlerdir” diye onları paylamış. (Rebîu’l-ebrâr, I, 369)[1]

Yine de kafam karışık.

Sahi erdem nasıl bir şey?

Ve kim mütevekkil ve kim müteekkil!

Her halde tevekkül sırtımızdaki yükü O’na havale etmek. Sırtına yük almaya yanaşmamışsan neyi ve kime havale edeceksin ki?

Dua ile!

11.07.2012

GARİBCE





[1] لقي عمر رضي الله عنه ناساً من أهل اليمن، فقال: ما أنتم؟ قالوا: متوكلون. قال: كذبتم، بل أنتم متأكلون، ألا أخبركم بالمتوكل: رجل ألقى حبه في بطن الأرض توكلاً على الله. ربيع الأبرار - (1 / 369

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...