Allah bize iki bayram vermiş;
Ramazan bayramı ve Kurban bayramı.
Bir ay boyunca oruç tutup
arkasından bayram etmek güzel bir şey. Ramazan bize farkında olmasak da çok şey
kazandırdı. Fakir fukaramız da bu ayı ve bayramı çok sevdi. Çocuklarımız da
keza öyle.
Hele elleri öpülen yaşlılarımız,
ziyaret edilen gözleri kapıda hastalarımız… Onların ki daha da bir güzel
olmuştur.
Garibce de en güzel bayramlarından
birini geçirdi. Uzun yolculuklarla geçse de büyük haz aldı. Sevindi. Yakınları
sevindirdi. Ailesi yanındaydı. Ayrı düşmüşlerle de görüşmüştü. Serin sularda çimemese de huzur ikliminin saadet pınarlarından kana kana içebilmişti. Allah’tan daha ne istesindi.
Bayramın ilk günü yola çıktığımız
için ve cumartesi günü de döndüğümüz için yollar güzeldi. Genelde insanlar
kurallara uyuyordu. Zaten kural ihlallerinin çoğu, kuralın hayatı zorlaştırması
sonucunda oluyor. Çift şeritli gelişli gidişli yollar için 90 kilometre hız
sınırı koyarsanız herkes kuralı ihlal eder. Ama 110 sınırına çıkarırsanız o
zaman sadece bir yerlerinden zoru olanlar ihlal eder ve de öyle oluyor.
Gelirken ben yanımızdan hızla
geçen birinin ardından dedim ki: Bu araçları satın alırken bu adamlardan aracın
kıymeti kadar kuralsızlık parası alacaksın ve ondan sonra sizin için hiçbir
kural yok diyeceksin. Adam zaten bütün kuralları ihlal ediyor. Çünkü sahip
olduğu gücün güdümünde gidiyor, kendisi o gücü kontrol edebilecek güce sahip
olamıyor. Ondan sonra o araçları zapt edebilene aşk olsun! Sen azami hız limiti
120 ile hasbelkader sol şeritte giderken bir anda arkanda biten o türden
araçlardan korkudan ne yapacağını bilemiyorsun. Hemen sağa kaçabilmek için
şerit de müsait değilse, adamın ödü düşüyor, sanki üzerinize çıkacakmış gibi
yüksek bir hızla yaklaşıyor ve selektörlerle de senin ne işin var bu şeritte
der gibi canınızı acıtıyor.
Eee, hakkı da var adamların, senin
gibi bir GARİBCE’nin ne işi var yolun solunda. Nasıl olsa ulaşacaksın menzili
maksuda sonunda. Ya oraya ya buraya.. Mahal yok aceleye.
Hz. Peygamber “İnne’l-münbette lâ
ardan kata’a velâ zahran ebkâ” buyuruyor. Bu sözün trafik edebiyatındaki
tercümesi “Acele eden ecele gider” demektir. Harfi tercümesi is şöyle “Acele
eden ne yol kat edebilir ne de binit bırakır!”
Ve sonunda sağ salim döndük
evimize.
Bayram gerçekten güzeldi.
Daha nice bayramlar görmek
umuduyla!
Sevgi ve saygı ile!
27.08.2012
GARİBCE
Sizleri özlemiştik hocam.
YanıtlaSil