Daha dün bir duygu seli içinde, bir özlemdir tutturmuş, ille
de “Ben yaylaya gitmek istiyorum” diyordum. Bugün halime bakıyorum, ne o
özlemden bir eser var, ne de bir fikir. Şükür diyelim de bari şükrümüz,
zikrimiz olsun.
Madem ki bazen öyle bazen böyle! Anladım ki ben insanım. Bazen
seller gibi coşar, bendimi yıkar aşarım. Bazen düz yolda yolum şaşarım. Bazen
umut dolarım. Umut alır umut satar, önüme gelene umut aşılarım. Bazen etrafa
bedbinlik salarım.
Huzurda olmadığı zamanlar kendi özündeki değişimden endişe
edip de “Hanzala münafık oldu!” diye telaşa düşüp benzer halleri yaşayan Hz.
Ebu Bekir’i de alıp Hz. Peygamber’e koşan sahabiye “Hanzala olur böyle şeyler,
bazen öyle bazen böyle!” diyen peygambere selam olsun!
Her zaman adını koyamadığımız o âlemlerde cevalan etmek ne
mümkün! Hem bizim insan olarak
ayaklarımızın yerde olması bizim için daha emniyetli. Öyle ya nolduk var
nolmadık var. Uçarsın ya da daha doğrusu adamı uçururlar da ya konmasını benim
gibi beceremeyenlerden ise, vah o zaman.
Sevgili Hanzala, biz de senin arkandayız. Kendini yalnız
sanmayasın.
Selam olsun!
02.05.2012
Garibce
Nerden başladın,nerede bitirdin..?'Tilke'l-eyyam nüdaviluha..' gibi..Dünyadan uzandın taa ötelerin kapısına...Yaylaya derken,ötelere gitmek için gereken safiyeti koydun ortaya..Hen an bir değişimin adresi olan Hanzala r.a.,yaşadığı değişimin kendisi için bir tehlike olduğu sancasıyla çalmıştı 'Gönül Doktoru'nun kapısını..Hasta mı değil mi,onu öğrenmek için yüz sürmüştü eşiğe..Ya biz..?Her an bir haldeyiz de, bu hal değişikliğinin mahiyeti nedir..?Hangi eşikteyiz..?'Bittim Rabbım!' diyecek yürek kimde..?
YanıtlaSilİnsan vaktin çocuğu mu ne derlerdi hani (Sufi ibnü'l-vakt)
YanıtlaSilAylar sonra bu yazıyı okumama bir dost klavuzluk etmiş. Duyulmuş bir duygu yeniden duyulur mu, akan bir göz yaşı yeniden yanakları ıslatır mı? Bilemedim. Eh nasip dedim. Her ne çıkarsa odur bahtına!