Efendim, bizim edebiyat der ki: Bir beldede açlıktan yahut susuzluktan
veya açıkta kalması yüzünden donarak
ölecek olsa, o belde halkının tümünden mülkiyet hakkının meşruiyeti kalkar.
Mülkiyet, dokunulmaz bir haktır. Ama onda başkalarının da hakkı vardır.
“Neyi harcayacaklarını soruyorlar: Deki: Fazlasını” diyen bir Rab var.
Rezzâk olan O elbet, ama herkesin rızkını illa ki bir sebebe
bağlamış. Halife olan insan da o isimlerin tecellilerine mazhariyetle ancak bihakkın
halife olabilecektir.
Kifaî farzların aynîye dönüşme özelliği vardır. Bir imdat çığlığına onu
duyan kişinin iki eli kanda da olsa yetişmesi lazımdır. Tatilini yapmakta olan izinli
bir doktor orada acil müdahaleyi gerektiren bir vakıaya anında vaziyet etmek
mecburiyetindedir, izinliyim, tatildeyim gibi bahaneler o görevin üzerine
terettübüne engel değildir.
Aç birini doyurmak, susuz birini suya kandırmak, üşüyen birini ısıtmak
da öyledir.
Komşusu aç iken tok yatan bizden değildi hani. Fakat gel gör ki
insanların ilgisizlikleri, lakayt halleri, umarsızlıkları devam ediyor. Dün de
öyleydi. Bugün de öyle. Belki yarın da öyle olacak.
Hesap gününde Allah herkesin hakkını savunacak, zalimlerden,
haksızlardan, kadir kıymet bilmezlerden hesap soracak.
Kadına soracak: “Neden kendini astın?” Kadın bir başlayacak… Allah: “Yeter,
yeter!...” diyecek ve ardından hemen: “Bu kadını bu hale sürükleyenleri
getirin!” diye emir buyuracak. Haydi ver bakalım hesabını. Fazlasını,
yediklerinden fazlasını, giydiklerinden fazlasını, yaktıklarından fazlasını,
harcadıklarından fazlasını…. her birinin tek tek ver hesabını bakalım.
“Men hûsibe fekad uzzibe” deniyor. Yani “Bir kimse hesaba çekildiyse,
daha o yandı” anlamında bir hadis.
İşimiz zor galiba.
Garibce bugün Feys’de bir paylaşım gördü ve düşünceleriyle birlikte sizlere
de aktarmak istedi.
Haber şöyle:
Adana’da eşi bir yıla aşkın süre işsiz kalan ve ev kirasını 8 aydır
ödeyemeyen 26 yaşındaki Emine Akçay, çocuklarının üşüdüğünü görünce cebindeki
son parayla odun almaya gitti. O kadar az parası vardı ki oduncu ‘Bacım bu paraya
odun mu olur’ dedi. Ama anne Emine Akçay ısrar etti, bir çuval odunu alıp eve
geldi. Odunlar ıslandığı için yanmadı. Lastik parçalarını tutuşturmaya çalıştı;
olmadı. Emine Akçay, çocuklarının ısınması için çalıştırdığı saç kurutma
makinesini küçük oğluna verdi. Daha sonra diğer odaya gidip, tavandaki salıncak
demirine ip bağlayarak, kendini astı.
Yorumlar da şöyle:
-Doyuramadığı
çocukları ısınsın diye son parasıyla (6 lira) birkaç odun aldıktan sonra
intihar eden bir kadın vardı. geçen sene bu zamanlar..
-Merhamet etmeyene merhamet edilmez---Komşusu açken tok yatan
bizden değildir.
- Biz kimiz ya ? Ne hallere geldik ya rabbi !
- Bunu
yeni duyuyorum çok üzücü nerde olmuş bu olay
-Nerede olduğunu hatırlamıyorum ama Burcu Bak ablacığım, sahih bir haberdi. Facebook da bol bol
yorumu yapıldı, köşelerinde millet yazdı. Ne kadar değişti her şey orası muamma
tabi.
- Allah
tekrarını göstermesin!
-Genç kadının
eşi Hüseyin Akçay’ın 2 ay önce Osmaniye’nin Düziçi ilçesinde bir şantiyede iş
bulup, çalışmaya gittiğini belirten komşular, biriken borçlarını ödemeye
öncelik verince eve yeterince harçlık gönderemediğini, üç gündür de evde yemek pişiremeyen
Emine Akçay’ın çocuklarıyla birlikte sefalet içinde yaşamaya çalıştığını ifade
ettiler. ((komşuları her şeyin farkındaymış, tüm yoksulluklarının..))
- Onu unutabilmek ne mümkün... Saç kurutma makinesiyle çocuklarını
ısıtmaya çalışan abla... Ahirette hepimizden tek tek hesap soracak.
Çevresindeki herkes birer kürdan verseydi, kış boyunca rahatça ısınabilirdi.
- Haklısın ağabey bir kürdan verselerdi, hiç yoktan...
-Özürlünün, öksüzün yetimin ağlatıldığı,
hakkının yendiği, rapor bahanesiyle dolandırıldığı bir zamanda; yukarıdaki
insanın kanını donduran hadise bile çoğuna göre doğal olarak görülmüyor, önemsenmiyor...:(
ALLAH SONUMUZU HAYRETSİN).
Allah bizi merhametli kılsın.
Allah korktuklarımızdan bizi korusun.
27.12.2012
GARİBCE
YanıtlaSilEldHas Historian
Daş qelbli insanları neylerdin, ilahi?!
Bizde bu soyuq qanları neylerdin, ilahi?!
Artdıqca heyasızlıq olur el mütehemmil,
Hər zülme dözen canları neylerdin, ilahi?!
Bir dövrde kim, sidqü sefa qalmayacaqmış, -
Bilmem bele dövranları neylerdin, ilahi?!
Mezlumların goz yaşı derya olacaqmış, -
Deryaları, ümmanları neylerdin, ilahi?!
Seyyadi-cefakarde rehm olmayacaqmış, -
Ahuleri, ceyranları neylerdin, ilahi?!
Bağın, ekinin xeyrini beyler görecekmiş, -
Töxm ekməye dehqanları neylerdin, ilahi?!
Iş rencberin, guz öküzün, yer özününkü, -
Beyzadeleri, xanları neylerdin ilahi?!
Hökm eyləyəcəkmiş butun aləmdə cəhalət, -
Dildadeyi-irfanları neylərdin, ilahi?!
Surtuqlu müsəlmanları təkfirə qoyan bu
Döşdüklü müsəlmanları neylərdin, ilahi?!
Yaxud buların bunca nüfuzu olacaqmış, -
Beş-üç bu süxəndanları neylərdin, ilahi?!
Qeyrətli danosbazlarımiz iş bacarırkən, -
Tənbəl, dəli şeytanları neylərdin, ilahi?!
Ərlər hərə bir qiz kimi oğlan sevəcəkmiş, -
Evlərdəki nisvanları neylərdin, ilahi?!
Tacirlərimiz Sonyalara bənd olacaqmış, -
Bədbəxt Tükəzbanları neylərdin, ilahi?!
Sübhanəkə, sübhanəkə, sübhanəkə, ya rəb!
Baxdıqca bu hikmətləre heyran oluram həp!..