Bekir
Topaloğlu Hocanın İlahiyat Talebelerine yaptığı üç tavsiyeden ikincisi Kur’an
ve meal okumalarını istemesiydi.
Hoca
bu konu üzerinde uzunca durdu ve şöyle anlattı: (Anlatım hocaya aittir, ufak
tefek farklılıklar olabilir.)
İkinci
tavsiyem Kur’an okuyun. (Birincisi devamlı olarak günde en az on iki saat
çalışın demesiydi.)
Ben
bunu uzun zamandır tatbik ediyorum. Ben bir hafızım. Hafızlar zaten her gün en
az bir cüz okurlar. Okumazlarsa bir vakit namaz eksik kılmış gibi olurlar.
Unutmamak için buna mecburdurlar. Ben de baştan beri hep okurdum. Sonradan
dedim ki –ki bu düşünce bende medresede iken oluşmamıştı-
-Kur’an
niçin geldi? Allah şöyle buyuruyor:
كِتَابٌ أَنْزَلْنَاهُ
إِلَيْكَ مُبَارَكٌ لِيَدَّبَّرُوا آيَاتِهِ وَلِيَتَذَكَّرَ أُولُو الْأَلْبَابِ [ص
: 29]
Bu
Allah’ın kelamı bizden ne istiyor, bize niye geliyor? “Ayetlerini inceden
inceye okuyup anlasınlar, akıl sahipleri bu okuduklarından ibret alsın ve
hayatlarına yön versin diye”. Öyle istiyor Allah.
Öyle
ise siz varsınız Allah var, bulunduğunuz her yerde yurtta, evde her halükârda
Kur’an’ı anlamak için meal okumalısınız. Bunu size ısrarla tavsiye
ediyorum. O kadar ki eğer meal okumaya fırsat bulamayacak kadar vaktiniz yoksa,
icabında sünneti kılmayın, yerine meal okuyun. Bunu önemini vurgulamak için
söylemiş oldum. Siz bunu demedim sayın. Meal o kadar önemli. Tefsir de önemli
tabii. Ama o başka bir şey. Ben sizden meal okumanızı istiyorum. Tefsir, her
müfessirin kendine göre bir beste yapması demektir. Kimi rivayete, kimi
dirayete önem verir, kimi dil açısından kimi ilmî veriler açısından kimi işarî
yönden çeşitli tefsirler vardır. Bunları zaten okuyorsunuz. Gerektiği zaman
bunlara da müracaat edersiniz. Ama ben sizden Kur’an okumanızı istiyorum. Kur’an’ı
ihtidâ için okumanızı tavsiye ediyorum.
İhtidâ
Türkçede başka anlamda kullanılır ve eski dininden ayrılarak İslam’a geçmeyi
ifade eder. Ama benim burada kastettiğim bizzat Kur’anî bir kullanım şeklidir.
İhdinâ’s-sırâta’l-müstekîm diyor Allah. Bizi hidayete götür, bizi hidayetlendir
anlamında kullanıyor. Fatiha suresi hamd ve şükür ifadesidir. Onun arkasından
hemen gelen el-Bakara suresinin başında “Elif lâm Mîm, Zalike’l-kitâbu lâ raybe
fîh hüden li’l-müttekîn” buyruluyor ve Allah’tan geldiğinde şüphe olmayan bu
kitabın amacı, kötülüklerden sakınanlar için hidayet olmasıdır deniyor.
Hidayet
demek okunan Kur’an’ın manasından, muhtevasından etkilenmemiz, kendimizi
hidayete sevk etmemiz, kendimizin eksikliklerini tamamlamamız demektir.
Kur’an’ı
çok güzel okuyanlar var. Ben de severim, duygulanırım. Ama bu şekilde güzel
okumalar, Kur’an’ı okuyup manasını anlamanın yanında önem itibariyle %5’i
geçmez.
Manasını
anlamadan Kur’an’ı habire okumak balı bir kavanoza doldurup da kapağını kapatıp
dışarıdan onu yalamaya çalışmak demektir. Yalıyorsun ama kendi tadını
alamıyorsun. Güzel ses ile okumak, tabi caiz olacak kadar sahih okumak
gerekiyor. Bunun ötesinde gerisi işin müzik tarafıdır. O da insanları etkiliyor
ama asıl amaç Kur’an’ın kendisidir.
Kur’an
okumak ile ilgili hadisler vardır Kur’an okumanın her harfinin şu kadar sevabı
vardır şeklinde hadisler vardır. Hz. Peygamber bunları buyurmuştur ve bu
doğrudur. Fakat Hz. Peygamber bunu Arap olanlara buyurmuştur. Onlar
okuduklarını aynı anda anlayan kimselerdi. Biz ise Gayrı Arab’ız. Binaenaleyh
normalde biz okuduğumuzu anlamayız, manası nedir bilmeyiz. Biz ancak meal
okumak suretiyle Kur’an’ın manasını anlamış oluruz.
Bir
de şunu tavsiye ediyorum. Dikkatinizi okuduğunuza verebilmek için her hatime başladığınızda
aklınıza bir konu alın ve Kur’an’ı o gözle okuyun. Başka türlü okuma halinde
ihtida için okurken bile aklınıza başka şeyler gelir. Kendinizi tam
veremezsiniz. Bilhassa hafızlar okurlar ama akılları başka yerde olur. Hafızlık
burada bir dezavantajdır. Gır gır okur ama akıl keçisinde koyununda olur. Öyle
değil insanın aklı hep okuduğunda olacak. Meal okuyan kişi okuduğunun anlamını
düşünecek, kendini verecek. Bu dikkat dağılmasını önlemek için ben bir süre
sonra şöyle yaptım. Okumaya başlamadan önce aklıma bir konu aldım. Dedim ki ben
bu okuyuşumda Kur’an’da iman ve amel-i sâlih arasındaki ilişkiyi göz önünde
bulunduracağım ve hep o açıdan okuyacağım… (…)
Bir
başka seferinde Kur’an’da nifak psikolojisi konusunu aklımda tutarak okuyacağım.
(…)
Elbette
bu gibi konularla ilgili yapılmış çalışmalar, hatta tezler bile vardır. Fakat
bizzat benim Kur’an okuyarak bu konular üzerinde hidayetlenmiş olmam önemli. Bu
itibarla Kur’an’ı siz ihtida amaçlı okur ve tam anlamıyla kendinizi ona
verirseniz asıl işte o zaman istifade edersiniz.
Huzur-ı
ilâhîye çıkmış gibi kendinizi hissedebilmeniz için mutlaka Kur’an (meal)
okumanızı tavsiye ederim. Mealler birbirine benziyor. Her birinin tabi ki gene
de eksikleri oluyor. Bu Kur’an’ın icazının bir sonucudur. Ama sizin Kur’an’ı
anlamanız için bunlar yeterli olabilir. Gerektiğinde tefsirlere de bakarsınız.
Eğer
siz bu benim sizden istediklerimi hidayetlenmek için (Kur’an’ın kendisini size
açması için) okursanız çok şey göreceksiniz.
(Daha
sonra hoca bu şekilde Kur’an okumanın etkileyici sonuçlarına örnek olmak üzere Kadıköy
İmam Hatip Okulu’nun yapılmasında Kur’an’ın bereketiyle arsasının
bağışlanmasını anlattı ve duygulandı. Onu başka bir yazı konusu yapacağız.)
İşte
Kur’an okumanın bir tesiri. Enteresandır, ben her zaman okuyorum. Bazen bir
ayet geliyor ve bana öyle fikirler veriyor ki ben sanki o ayeti hiç okumamışım.
Oysa hiç öyle değil, yüzlerce kez okudum. Demek ki o da başka bir ilahi
tecelli.
Binaenalayh
Kur’an okumayı ihmal etmeyin.
__oOo__
Ben
de özelikle Hazırlıkta okuyan öğrencilerimize, kendileri için büyük bir imkan
olan bu seneyi Arapçaya tahsis etmelerini ve geliştirmek için de Kur’an
okumalarını, ama Kur’an’ı nameli değil, Arapça bir metin okur gibi, anlamını
takip ederek okumalarını, anlamı gözeterek ses tonlamalarını, vurgularını yapmalarını
hep tavsiye etmişimdir.
Hoca,
sadece meal okumanın bazen zararlı sonuçlar doğurabileceği gerçeğini dile
getirmedi. Çünkü hitap ettiği öğrenciler İlahiyat öğrencileriydi. Dolayısıyla bunlar
aldıkları değişik derslerde Kur’an’ın tarihini, siyeri, bağlamı nasıl olsa
biliyorlardır. O yüzden ayetlerin
bağlamlarından koparılarak farklı mecralara çekilmesi onlar için pek fazla söz
konusu olmaz. Zaten konuşmasının bir yerinde
meallerdeki dipnotların siyak ve sibakı belirlemede, aralardaki
boşlukları doldurmada kifayet edebileceğini de söylemişti.
Garibce
olarak bu notu düşmenin yerinde olacağını sanıyorum.
Hocamıza
hayırlı uzun ömürler diliyoruz.
Dua
ile!
10.03.2013
GARİBCE
Yaş altmış beş oldu. Şimdi bir elimde Kur'an diğer elimde Celaleyn tefsiri, bilmediğim kelimelerin anlamını da yazarak okumaktayım ve ben bunu ilk başta niye yapmadım diye hayıflanmaktayım.
YanıtlaSilAllah rahmet eylesin hocamıza. Sizlere de sağlıklı ve bereketli ömürler versin.
YanıtlaSil