Sorumluluk almayanlar, aldığı sorumluluğun altında kalanlar âdil
olamazlar.
Hz. Ömer denilince aklımıza sonuna kadar adalet dolar. Neden? İşte M. Âkif
şiirleştirmiş, bir âbide gibi sunmuş onun adalet anlayışını. Öyle bir Ömer ki bütün gücüyle altında hissettiği bu yükü
yerine koymaya ahdetmiş. Sonunda başarmış, başaramadıklarına insanların duaları,
onun hakkındaki hüsnüzanları yetişmiş ve ölümünün ardından asırlar geçmiş namı
yaşamış, bir ideal olarak her an insanların ufkunda belirmiş… Binlerce selam
olsun.
Âkif’i (Safahât, s. 82-88) dinleyelim:
Kenar-ı Dicle’de bir kurt aşırsa bir koyunu
Gelir de adl-i ilâhî sorar Ömer’den onu
Bir ihtiyar karı bîkes kalır Ömer mesûl
Yetimi girye-i hüsrân alır Ömer mesûl
Bir âşiyan-ı sefalet bakılmayıp göçse
Ömer kalır yine altında, hiç değil kimse
Zemîne gadr ile bir damla kan dökünce biri
O damla bir koca girdap olur boğar Ömer’i
Bizim hafsalamızımın alamayacağı vüsatte bir sorumluluk bilinci çıkıyor
Ömer’in şahsında karşımıza.
İşte bu bilinçtir ki -Ey Koca Ömer!- seni Ömer yaptı. Adın adaletle özdeş
oldu.
Şimdi sıra bizde.
İçimizden senin izinden giden Ömerler çıkar ve tüm insanlığı
sırtlayabilirsek ne mutlu bize.
Yok dünyalık ucuz zevklerimizin peşinde, gününü gün eden bir anlayışın
içinde yuvarlanıyor isek vah bize!
Dua ile!
14.11.2012
GARİBCE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder