"Yaşamak zor iş kalbi
olana" demiş şair.
İşte öyle kalbi olan bir can Garibce’yi
yakın görmüş dert yanmış. Bakın ne demiş:
“…Yokluk içinde büyüdüm, Yaradan'a
isyanım olmadı.
Şükür ki her sabah önüme tarhana
çorbası koyan bir anam vardı.
Hiç durmadım, çalıştım hep
yorulmadan.
Başardım da Rabbimin inayetiyle.
Lâkin takdir görmedim insan
evladından.
Görmezden gelindi başarım, hep
kusurum görüldü.
Birini geçtim mi önümdeki engelin,
Peşi sıra hemen bir başkası
sürüldü.
Bir aile var ki bende bir gün huzur
vermedi.
Akrabalar akbaba olup etrafımı
çevirdi.
Herkeste var bir para hırsı, mal
hırsı.
Fesatlık, hasetlik de üstüne
cabası.
Kimse kimsenin istemiyor sanki
iyiliğini.
Bir kaşık suda boğacak bıraksan herkes
birbirini.
Anlamadım bu ne tamahtır şu üç
günlük dünyaya.
Çare yok döneceğiz bir dikişsiz
kefenle Allah'a.
Şükür Yaradana namerde muhtaç
etmedi bizi
Etme bulma dünyası bu, herkesin
attığı ok elbet kendine dönecekti.
İmam Hatip'te öğrenmiştim bir dörtlük
vardı hani,
Hayat düsturum oldu hiç bozmadım
istifimi:
"Ok gibi doğru olsan yabana
atarlar seni
Yay gibi eğri olsan elde tutarlar
seni
Görmedim doğruda aç eğride tok
Elde kalır yay, menzil alır
ok"
İşte budur hakikat daha ben ne
uzatayım lâfı.
Bu kellenin de bir sahibi var,
kimsenin lâzım değil insafı.
İmtihan dünyası ya geçeceğiz
feleğin çemberinden.
Rabbim bizi korusun mazluma ah
ettirmekten.
Öyle böyle bitecek ömür hayat
meşgalesi.
Mühim olan insan denilince hatıra
gelmesi.
Uzadı yine lâf kısa kesmek gerek.
Zira anlatsam ne
kâğıt ne mürekkep yetecek…”
İşte böyle…
İçindeki acıya
bakmazsan sanki şiir gibi.
Kim bilir belki
bu acılardır ham ervahlarımızı olduran,
Daha saçlarımız
ağarmadan tecrübe ile dolduran.
Ah daha gencecik
yaşta kırklara karışan can, şu dünyada iyi olmak hele iyi kalmak ne kadar da
zor gözüküyor. Şunu gördüm ki sen iyi olsan bile bu iyilik için yetmiyor. Ortak
iyilik için herkesin gücü ölçüsünde bir ucundan tutması gerekiyor. Ama bu da
olmuyor. Sizin iyiliğinizi kendileri için salınmış vergi, insaniyetliğinizi acziyet gibi görenler
var. Sanki iyi davranmak, sizin onlara boynunuzun borcu. Bu sanma ki sade senin
içindir. Huzuru kaçırışımız çoğu kez en yakınlarımıza sebep oluyor. Ne yapalım.
Kadavramız kaderimiz olduğu gibi, akreplerimiz de akrabamızdan oluyor. Dünya
cennet değil belki cennetin kazanıldığı yer. Ve bunu bu dünyada başaranlar da
var. Adı sanı bilinmez nice garibceler var sencileyin belki birçokları nezdinde
itibarları yoktur ama Rableri katında öyle mi. Belli ki onlara nice cennetler
hazırlanmıştır ama onlar "ve ziyade" diye cemale talip olurlar da,
rıza rıza diye tuttururlar.
Ve bilirler ki “Rıdvanun
minallahi ekber”.
Gerisini ancak
ebter olanlar ister.
Dua ile!
30.08.2016
GARİBCE
وردة باسل -
YanıtlaSil- Sen akıllı birisin, niçin seni kullanmalarına izin veriyorsun?
- Benim lügatimde buna "iyilik" denir; balık bilmezse Hâlık bilir.
- Fakat sen iyilik yaptıkça bunlar insanları kullanmaya devam edecek😠
- Demek ki benim sevap hanem(inşallah), onların da günah hanesi artmaya devam edecek. Suistimalciler arttı diye iyilik yapmaktan mı vazgeçelim?
- Ben asla hak etmeyene iyilik yapmam😏
- İyiliğe iyilik her kişinin kârı☺️
- Tamam tamam, sen bildiğin yoldan git. Ama en azından karşıdakinin niyetini görmen ve buna rağmen iyilik yapman hoşuma gitti; saflığından yapmıyorsun yani😉...
Yaşanmış bir diyalog... Bu konuda da duygu ve fikir birliğimizin tercümanı olsun diye paylaşıyorum Muhterem Hocam. Fakat o günden bugüne içimdeki iyilik yapma şevkini
bir zerre azaltan herkese
bir kürre kırgınlığım var. Rabbim kendi rızası için iyilikte ısrar edenlerden eylesin.
( Herkes de balıklığa özenmesin daaa😉
İyiliğin kıymetini bilmek de bir erdemdir☺️