22 Kasım 2022 Salı

Azatlığa ferman diyor

 

Aylar geçti mevsim kurak gidiyor

Gönlüme bir damla rahmet düşmedi

Zerrat-ı beden dualar ediyor

Medet kıl ey Rahîm ü Rahman diyor

 

Medet kıl ki yeşersin iklim-i dil

Şevke gelsin gene raks etsin gönül

Ardından gittiğim eğlence değil

Matlubum sade derde derman diyor

 

Çeşmem varmış suyum yoksa neyleyim

Medet kıl ki derdime derman eyleyim

Hazinenden özüme tek dileğim

Necat çün azatlığa ferman diyor.

18.11.2022

12 Eylül 2022 Pazartesi

AHLAK KEMAL DEĞİL BEKA SORUNUDUR

 

Müdavimi olduğumuz İlim Ve İrfan Akademisi Sohbetleri’nden olmak üzere Prof. Dr. Mehmet Görmez hocanın " Vahiy, İnsan ve Kainatı Anlama Yöntemi Olarak Makasıd" (06 Eylül 2022) başlıklı konuşmasında altını çizerek ve tekrarlayarak söylediği bir cümlesi vardı:

“İslam açısından ahlak kemal değil beka sorunudur.”

Bu sözü daha önce herhangi bir kaynaktan görmüş ya da duymuş değildim. Haliyle dikkatimi çekti.

Sonra usa vurdum, kabul gördü.

Benim sürekli “şecere-i tayyibe” üzerinden anlatmaya çalıştığım “ed-Dîn” yani İslam anlatısına da uygun düştü.

Öyle ya İslam dini görkemli bir ağaç meseli (metafor) üzerinden anlatılmaktaydı (İbrahim 14/24-25) . Sapasağlam kökleri vardı. Bu usuldü, inançlara karşı geliyordu. Göğe ağan gövde ve dalları vardı. Bu da insanın eylemlerine, ayrım olmaksızın bütün yapıp ettiklerine denk düşüyordu. Bu ağaç bir de her an yemiş veriyordu. Bu da insanın erdemlerine karşılık geliyordu.

Kökler, gövde ve meyve üç ayrı kategoriyi oluştursa da aslında tek bir hakikati ifade ediyordu. Kökler olmadan gövde, kök ve gövde olmadan da meyve olamazdı. Yani her üçü de birbirine varlık yokluk bakımından bağlı oluyordu. Ama meyve ağacın hem tabii semeresi hem de nihaî amacı idi.

Buraya kadar tamam.

Peki, beka ile ilgisi nasıl kurulabilir?

Meyve nihaî amaç olmakla birlikte o ağacın tohumunu da içinde taşır. O tohum ise o ağacın cins olarak varlığını sürdürebilmesinin yegâne şartıdır. Başka bir ifade ile o ağacın bekası meyve ve dolayısıyla tohum verebilmesine bağlıdır. Aynı şekilde İslam’ın bekası da Müslümanların ahlaklı oluşlarına bağlıdır. Ahlaksız ve erdemsiz Müslümanlar, İslam’ı ebter kılarlar.

Şâtıbî merhum makâsıdı zarûriyyât, hâciyyât ve tahsiniyyât üçleminde ele alır. Bir önceki kategori bir sonrakinin varlığı için zorunlu, bir sonraki ise bir önceki açısından mükemmil/ tamamlayıcı unsurdur. Üçüncü küllî olarak ele aldığı tahsîniyyâtı, hâciyyât ve zarûriyyâtı tamamlıyıcı ögeler olarak görür ve ilginçtir bu kısma örnek olarak da temizlik ve örtünme ile ilgili hükümler yanında mekârim-i ahlâk’ı da verir. (el-Muvâfakât, II, 11) Ben bu konuları arkadaşlarla okurken bu örneğe oldum olası itiraz etmişimdi. Ne demek yani? Dinin nihaî amacı ve semeresi olan ahlaki erdemler nasıl olur da üçüncü derecede önem arz eden bir kategoride ele alınır?

Bir kez gönül yıktın ise / Bu kıldığın namaz değil, der Yunus.

Namaz muhkem bir farzdır ve zarûrât-ı diniyyedendir. Ya gönül yıkmaya ne demeli? Gönül yıkanın namazı (daha doğru bir ifade ile yatıp kalkması)  namaz olur mu?

Gönül yıkmadan kaçınmak namazdan niyazdan daha mı az önemli?

Bu vesile ile Mehmet Görmez hocamıza esenlikler diliyorum. Hoş ve ufuk açıcı sohbetlerini sürdürmesini diliyorum.

https://youtu.be/Gf0M5Wb_2D8

Dua ile!

GARİBCE

12.09.2022

25 Haziran 2022 Cumartesi

Mezuniyet 2022 Manzum Duamız

 

Andık adını, azık ettik yadını

Andımız yüceltmektir adını

Adını dilimizde daim eyle Ya Rabbi

Özümüzü zikrinle kaim eyle Ya Rabbi

 

Sanadır her daim Hamd ü sena

Senden başka her şey olur fena

Sende yok olan bulur beka

Biz eremedik sen erdir Ya Rabbi

Cennette güller derdir Ya Rabbi

 

Sensin bize bizden yakın

Hem aşkınsın hem içkin

Aybın yok haşa gökçen yüzün

Kaldır nikabın görelim Ya Rabbi

Cemalin seyre erelim Ya Rabbi

 

“Şükredin, artırayım” buyurdun

Hamdi şükrü bildik sana

Taatlerimiz kıldık sana

Nimetlerini artır Ya Rabbi

Sevdiklerini sevdir Ya Rabbi

 

Kabul et dualarımızı,

Boş çevirme ellerimizi

Lâl etme dillerimizi

Adını her dem andır ya Rabbi

Rahmetine bizi kandır Ya Rabbi

 

Güç ver, kulların zulüm görmesin

Ahlar göğe yükselmesin

Rahmetin bir an kesilmesin

Yetsin zulümler, dindir Ya Rabbi

Zalimleri bir bir sindir Ya Rabbi

  

Niye verilir bunca masumun salası

Nedir bu canlar alan terör belası

Yetsin artık bin kere lanet olası

Bu izansızlara izan ver Ya Rabbi

Bu vicdansızlara vicdan ver Ya Rabbi

 

Devletimizi ebet müddet payidar eyle

Ordumuzu her daim muzaffer eyle

Düşmanına dünyasını dar eyle

Görünmez ordularınla müeyyed kıl Ya Rabbi

Hak yolda satvetin müebbed kıl Ya Rabbi

 

Neden yangınlar sarar başımızı

Kimler ve neden acıtır aşımızı

Neden bozmak isterler işimiz

Düşmanlarımızı dağıt birlik verme Ya Rabbi

İçimizdeki hainlere dirlik verme Ya Rabbi

 

İnsan karada denizde düzeni bozdu

Nimete şükür yok varlık içinde azdı

Bahtına karayı kendi eliyle yazdı

Bizi insanlıktan ayırma Ya Rabbi

İslâmlıktan bir an sıyırma Ya Rabbi

 

Aşmış günahlar boyumuzu

Çökertmişken omuzumuzu

Yitirmek olur mu umudumuzu

Pas tutmasın kalpler sildir Ya Rabbi

Nefsimize haddini bildir Ya Rabbi

 

Kararmaya yüz tutmuş özümüz

Görmüyor tamah bürümüş gözümüz

Biliyoruz bizden yana, yok yüzümüz

Umudumuz sana giden yoldur Ya Rabbi

Hakka açılan bir kapı buldur Ya Rabbi

 

Meğer hakkı bir imiş dört atanın

Üzerinde bu güzel cennet vatanın

Ana baba hoca bir de ustanın

Hepsini lütfu keremine erdir ya Rabbi

Günahların bir bir sildir Ya Rabbi


Evladımızı âlim eyle

Sağlığımızı daim eyle

Türlü beladan salim eyle

Topluca huzura erdir Ya Rabbi

Birbirimizi hep sevdir Ya Rabbi

 

Hastalarımıza şifa ver

Dertlerimize deva ver

Borca eda gönle sefa ver

Yüzlerimizi karartma güldür Ya Rabbi

İçimizi huzurla doldur Ya Rabbi

 

Devamı devlet nasibi cennet

Üzerimize hep yağdır rahmet

Âsân eyle işimiz gösterme zahmet

Günahkârız sana yüzümüz yoktur Ya Rabbi

Çevirme başka kapımız yoktur Ya Rabbi

 

Salih amelin şartıdır iman

İman ile ancak elde olur eman

Açılsın cennetler diye gelir ferman

İlla ki ziyade diyelim Ya Rabbi

Cemalin bir kez seyre erelim Ya Rabbi

 

Neyleyim ömrüm cennete giremezsem

Neyleyim cenneti, sana eremezsem

Neyleyim gözü, seni göremezsem

Cemalinle perdele celâlin, erelim Ya Rabbi

Ayın on dördü gibi seni görelim Ya Rabbi

 

Giremezsin cennete sevmedikçe

Mutlu olur mu insan sevilmedikçe

Yüzlerde açan güller derilmedikçe

Sevdiklerini bize sevdir Ya Rabbi

Yerdiklerini bize yerdir ya Rabbi

 

Mezuniyetimizi kutlu eyle

Yavrularımızı mutlu eyle

Geleceklerinden umutlu eyle

Nice mezuniyetler gördür Ya Rabbi

Mürüvvetlerine de erdir Ya Rabbi


Bu yavruların kolay eyle işini,

Tatlandır, bal eyle pişen aşını

Tez elden birbirine buldur eşini

Huyları huylarına uysun Ya Rabbi

Her biri sevgiyi doysun Ya Rabbi

 

Yolun yolları olsun

İlim irfan ile dolsun

Yolunda daim yol alsın

Hak yoldan ayırma muvaffak eyle Ya Rabbi

Şeytanların şerrinden uzak eyle Ya Rabbi

 

Nebiler postuna otursun

İlmi kaynağından soğursun

Hem hikmet ile yoğursun

Hizmette işini asan eyle Ya Rabbi

Ahlakında örnek insan eyle Ya Rabbi

 

Unutturma bize yatanları kabirde

Bir Fatiha bekleyenleri Makberde

Elbet buluşacağız bir gün Mahşerde

Ölülerimize rahmetin evir Ya Rabbi

Kabirlerini cennete çevir Ya Rabbi

 

Özümüzü dingin, aklımızı aydın eyle

Kalbimizi doygun, gönlümüzü zengin eyle

Peygamberimize salat, bize imdat eyle

Rızana her dem erdir Ya Rabbi

Cennette Cemalini göster ya Rabbi

 

Yolumuzu hak eyle Ya Rabbi

Özümüzü pak eyle Ya Rabbi

Mahşer gününde medet eyleyip

Yüzümüzü ak eyle Ya Rabbi

 

Yüzümüz Allah’a, özümüz Allah’a

Son sözümüz olsun lillâhi’l-Fatiha

 

25.06.2022

İstanbul Kongre Merkezi

 

 

 

 

18 Haziran 2022 Cumartesi

Günahla sınama Ya Rab bizi

 

 Günahla sınama Ya Rab bizi

Korumak ne kadar zordur gözü

Hıfzu emanına al da ya Rab

Senden gayra akındırma özü

 

Kıp kırmızı mangır yaldır yaldır

Aklı baştan alır beyaz baldır

Kara yüzümüz aklamağa Ya Rab

Sen özümüz Rahmetine daldır

 

Yüzde nur olsun yılların izi

Kıble Hak olsun döndürme yüzü

İlle de rıdvan derken kulların

Nedamet içre yandırma bizi

 

Garibce bilir hidayet Senden

Hakkı tutmaya inayet Senden

Kimin dahli ola ki kıl medet

Olan biten nihayet Senden

 

Dua ile!

GARİBCE

18.06.2022

13 Haziran 2022 Pazartesi

Günah dediğin de ne ki

Günah dediğin de ne ki

İncecik bir tüldür belki

Bir kez yırtılırsa perde

Ne rey ne ar kalır serde


Şifa ararsın ya derde

Günahın devası nerde

Gemi almışsın azıya

Tevbe edeceğin yerde


Umut kesilmez Rahman'dan

Hem Kâbilü't-tevb olandan

Günahın kalır mı sandın

Eman dilesen Sultan'dan


Garibce'yim laldır dilim

Emin olsun işte elim

Lütf-ı Sübhan'dan isteğim

Özümde bir kalb-i selim


Dua ile!
13.06.2022
GARİBCE

1 Haziran 2022 Çarşamba

Face’de bir muhabbet! Annelik böyle gitmez.

 

 Kıvam meselesini anlatıyoruz. Bir kız öğrenciye (son sınıf öğrencisi 23 yaşlarında) "Söyle bakalım ne yemeği yaptın?" dedim. "Ben hiç  yemek yapmadım" dedi. "Hiç mi?" dedim "Hiç!" dedi. "Bir omlet de mi yapmadın?" dedim "Evet!" dedi.

Allah Allah!

Allah Allah!

Allah Allah!

Gerçekten hayretimi mucip olmuştur.

İnsan dediğin hiç olmazsa hayatın bir ucundan olsun tutmaz mı?

Vay gurbet vay!

Vay çareyi öğreten çaresizlik?

Neredeydin sen ya? 

Anneler mi tuttu, babalar mı yolunu kesti!

Annelik ne kadar da değişmiş!

Dokuz ay karnında taşıması yetmemiş.

İki yıl emzirmesi de yetmemiş.

Haydi ömür boyu yüreğinde taşıdın onu da anladık.

İyi de uçmayı niye öğretmedin? İşte bunu anlamadık!

Siz siz olun merhametiniz kendi öz çocuklarınızın kendi ayakları üzerinde durmasına engel olmasın.

Acımayın. Uçmaya gelenleri uçurun.

Asalaklıktan kurtulsunlar!

 

Çok sayıda yorum yazıldı:

Kerim Öztürk:  Öğrenmek istemeyene zorla öğretemiyorsunuz, uçmak istemeyeni de zorla uçuramıyorsunuz hocam.

Nice anneler gördüm uçurmak için çabalayan ama yapmıyor yapmak istemiyor genç. Psikolojik midir sosyolojik midir?

Bu gerçekten araştırılması gereken bir durum.

Hatta anne babanın aslında görevi olmayan şeyleri dahi anne -babanın mecburen yapması gereken şeyler gibi görüyor.

Gerekçesi ise "herkes yapıyor siz de yapmalısınız" gibi saçma bir gerekçe.

Şahin Özyürek: Bu nokta atışlarınız her defasında , harika hocam😊

 Mehmet Ali Var: Çok yerinde tespitler değerli hocam, müsaadenizle paylaşıyorum.

Güven Arslan: Çok güzel bir değerlendirme: Okumak mı? Öğrenmek mi? Uygulama mı?

Bu kız çocuğu sadece okumuş.

Öğrenci evlerinin faydası ne mi?

Okurken yemek yapmayı,

Okurken bulaşık yıkamayı,

Okurken sosyalleşmeyi,

Öğrenmek...

Elif Sahin. Merhametimizden maraz doğmasın!

Nuri Kahraman: Elif Sahin! Boşanma sebeplerinin başında gelen bir durum. Ve maalesef ki çok yaygın. Tıpkı meslek liselerinin rağbet görmemesi sebebiyle hiçbir becerisi de bulunmayan milyonlarca üniversite mezununun hem ailesi hem de memleketi için bir kambur teşkil etmesi gibi. Ves'selâm...

Yaşar Yahya Sümeyye Eken: Gurbet erkek öğrenciyi bile şef yapıyor hocam. Ütüsü, yemeği, temizliği hepsinde master yapmış kadar olduk çok şükür.

Mustafa Yaşar: Yaşar Yahya Sümeyye Eken. Günümüzün hem anası hem babası olmayı öğrenenleri erkekler diyorsun yani abi 🙂 Gurbet, bekarlık ya da eşi çalışan erkekler günümüzde daha uçmayı bilenler galiba 🙂

Yaşar Yahya Sümeyye Eken: Mustafa Yaşar hocam bu gidişle erkeklere görücü gelinecek 😅

Mustafa Yaşar: Olması da lazım 🙂

Galip Koçer: Süper bir tespit ve maalesef çok var Hocam.

İsmail Can: Hocam elinize sağlık.

Mehmet Kocatürk: Hata kızın değil onu yetiştiren annenin. Aman kızım ders çalışsın aman kızım okulu iyi olsun diye diye bu hale getiriyorlar. Sözde kızına iyilik ettiğini sanıyor farkında değil kötülük yapıyor.

Gülsüm Zulal Turk: Sevgili hocamızın biz de öğrencisi olduk. 2005 mezunu olarak elinden birçok şey gelen bir nesildik demek ki🌺

Sinan Şahin: Sisteminiz egoist bireysel enaniyet üzerine. Hayata dair bir şey müfredatınızda yok. Teorik afaki meselâ örneğin diyerek okutulan nesil, zayii ve heba olan kuşaklar. Ve elde edilen netice.… Bari yaşamı beden temizliğini öğreteydiniz? Neme lazım, diye diye .....

Murat Çinici:  Yemek yapmaktan daha önemli şeyler ile uğraşıyorsa garipsememek lazım hocam.

Mehmet Erdoğan: Evet evet, yemek yapmaktan daha önemli bir şey varsa o da yemek yemektir herhalde. İşte onu bilmeyenimiz yoktur.

Halime Ceylan: Hocam ne güzel yazdınız Allah razı olsun, gerçekten bugünün derdi bu, genç anneler daha da aciz bir nesil yetiştiriyor maalesef.

Ferit Yaldızbaş: Çok acı, bireysel acıya sabır ve tahammül kolay, toplumsal acıya tahammül çok acı verici.

Bilal Kırmızı: Ve böyleleri evlenip tripleri ve egolarıyla erkeğin anasından emdiği sütü burnundan getiriyorlar. Ve toplum niye bozuluyor diye şikayet ediyoruz. Hele bir de Müslüman geçinen mahallede ise değme keyfine.

İbrahim Kutluay: Hay Allah razı olsun. Bu hatayı her alanda yapıyoruz kıymetli hocam.

Asiye Cesur Aydın: Hocam çok güzel yazmışsınız izninizle sizin adınıza paylaşmak istiyorum.

Kasım Sezen: Kendi karnını doyuramayandan kimseye bir fayda olmaz.

Ahmet Hayrat: Atalar boşuna söylememişler: "Aşırı merhametten MARAZ doğar" diye

Betül Aktaş: İlla kız mı olmak zorundaydı hocam niye erkeğe sormadınız? Niye bu soru öncelik kızlara olsun ki erkeğe de olmalı erkeklerde farklı sayılmaz.

Netice itibariyle buda iyi bir şey değil erkeğin de yapmaması.

Ve bir şey daha burada yaptığınız eleştiriyi o kız öğrencinizin yüzüne de yaptınız mı? Aynı şekliyle.

Halil Kürümlü Hocam, yazmayı tehir etmeyin lütfen. Beden ve efkarınıza selamet ve afiyet diliyorum.Husrev DoğanAkabinde evlenince şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma

Erol Erdoğan:  Hocam selamünaleyküm. "Ben hiç yemek yapmadım" diyen öğrencinizle aktardığınız diyalog yeni mi bilmiyorum ancak bu bahiste bazı değişimler oldu, oluyor. Her değişimin dışında kalanlar vardır ama yine de paylaştığım linkte yer alan yeni durum önemli.

 https://youtu.be/67qglZDubkQ?t=400

06.40'dan itibaren kısaca anlattım. Bu konuşma hafta sonu bir sempozyumdan. Sizin paylaşımınızı görünce ben de konuşmamın ilgili kısmımı iletmek istedim. Saygılarımla.

--oOo—

Yoruma yazının alt kısmında siz de katılabilirsiniz.

Dua ile!

GARİBCE

01.06.2022

 

18 Şubat 2022 Cuma

Celalettin Karakılıç hocamız da vefat etmiş.


Öğrencilik yıllarımızda yaz tatili genelde Talas'ta Ali Sâib Paşa Camii'nde imamlık yapmakta olan Ağabeyim Hüseyin Erdoğan'ın yanında geçerdi. Cami bizim için tatbikat alanı gibiydi. Ezan okumalar, yanık yanık sala vermeler ve hatta vaaz etmeler... Celalettin hocamız da cami cemaatinden sayılırdı. Sık gelmese bile evi yakındı ve ara sıra uğrardı.
Birinde bir cenaze salası verdim ve ardından da ismini anarak "Rahmet-i Rahmânâ kavuştu" diye anons ettim. Rahmetli hocam beni sonra uyardı dedi ki: "Nereden biliyorsun Rahmet-i Rahman'a kuvuştuğunu, öldü ya da vefat etti de!"
Öğrenciyiz ya işte ne bilelim. Sonunda da öğrendik. Her ölenin Rahmet-i Rahman'a kavuşmayacağını.
Ama umuyorum Sabahat hoca annemiz ve ardından Cemalettin hocamız Rahmet-i Rahman'a kuvuşmuştur. Pek çok eser verdi. Talebeleri de dahil. Allah gani gani rahmet eylesin. Ailesinin ve talebelerinin başı sağ olsun!

Dua ile!
GARİBCE



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...