13.03.2024
Dua.
Biz insanız ve yeryüzü halifesiyiz. Buna sebep yeryüzüne
vaziyet etme yetki ve sorumluluğu bizim boynumuzdadır. Emanet ten kasıt da
budur.
Bizden istenilen sorumlu olarak yeryüzünü numunesini gördüğümüz
cennete çevirmektir.
Bunun için dünyamızda bir huzur iklimi oluşturmaktır.
Bunun için evvelemirde içinizde huzur olacak ve bu dışa
vuracaktır.
İçimizde huzur yoksa bu huzursuzluk dışa vurur ve
başkalarını rahatsız eder ve sonunda da gene bize döner.
Özü duru, sözü doğru, işinin hakkını veren bir anlayışa sahip
olmalı. Herkes ne iş yapıyorsa yaptığı işin hakkını vermeli.
Eline diline ve beline sahip olmalı.
Allah bize “müslüman” adını koymuş. Ben bir müslümanım, o
itibarla öbür vasıflar ondan sonra gelir.
Peki müslümanı tarif edelim. Peygamberimizin tariflerine
bakalım:
Müslüman, diğerlerinin elinden ve dilinden güvende olduğu kimsedir.
Günde beşini kılan, yılda ayını tutan ve ömürde haccını yapan
değil, diğerleri ile ilişkilerimiz üzerinden bizi tarif ediyor.
Bizim diğer adımız da Mü’min’dir. Mümin Allah Teâlâ’nın
isimlerinden biridir. Mü’min deyince biz hemen inanma üzerinden gidiyoruz. Ama
bu sözcüğün anlamı güven veren demektir. Nasıl ki Mü’min olan Allah Teâlâ, bu
isminin tecellisi ile her şey konumunda, mecrasında kaos değil güven içerisinde
ise bizim de mümin olarak çevreye güven veren olmamız anlamı öne çıkıyor.
Bir hadiste de müminin geçim ehli olan kimse olduğunu
söylüyor, geçinemeyen ve geçinilemeyen kimsede hayır yoktur diyor.
Bir kadından övgü ile bahsederler, gündüzleri saim geceleri
kaim. Ama komşuları ile geçimsiz diyorlar. Öyle ise onda hayır yoktur
buyuruyor.
Müslümanlık insanlığa zait bir meziyettir.
Özü pak sözü hak, işi doğru, gıllügiş yok, aldatma yok.
İşinin hakkını verene aldığı anasının ak sütü gibi helal olur. Ama işinin
hakkını vermiyorsa aldığı helal olmaz. Kazandım zanneder ama uzun vadede
kaybeder.
Şu kadar namaz kıldın, şu kadar oruç tuttun. Hatim indirdin…
Allah kabul etsin iyi de komşularınla geçinemedin. Oldu mu, olmadı.
Bizden asıl beklenilen iyi insan olmaktır. Namaz, oruç gibi
ibadetlerimiz dahi asli amaç değil, bizi daha iyi insan yapmak içindir.
Bir kez gönül yıktın ise bu kıldığın namaz değil/ Yetmiş iki
millet dahi elin yüzün yumaz değil
Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:
اِنَّ الصَّلٰوةَ تَنْهٰى عَنِ الْفَحْشَٓاءِ
وَالْمُنْكَرِۜ
"Kuşkusuz namaz hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar." (Ankebût 29/45)
Bilgi o kadar arttı ve ulaşımı o kadar kolaylaştı. Bu kadar
bilgiye rağmen bu insanlar neden daha erdemli, daha ahlaklı değil.
Yaptığının yanlış olduğunu biliyor mu? Biliyor.
Yaptıklarının sonunda kendisine de döneceğini biliyor. Buna rağmen neden böyle davranılıyor
izahı zor gözüküyor.
Hz. Peygamber’in anlatımıyla hepimiz bir gemiye doluşmuşuz,
kura ile kimimiz üst kata kimimiz alt kata düşmüşüz. Alt kattakiler üsttekileri
rahatsız etmemek için suya ulaşmak için bulundukları yerden bir delik açarak su
ihtiyaçlarını gidermek isterler. Temsilde alt kattakiler cahiller, yoksullar.
Üst kattakiler okumuşlar, aydınlar, zenginler… Üst kattakiler alttakilerin
davranışlarına bigâne kalır ve onlar bildiklerini okurlar ve gemiyi delerlerse
gemi su alır, su alınca gemi batar, batınca da üst kattakiler de birlikte batar.
O yüzden hepimiz birbirimizle alakadar olmak zorundayız.
Birlik ve dirliğe, iyilik ve güzelliğe ihtiyacımız var.
Bir zincirin gücü en zayıf halkası kadardır, derler. Toplumun
mutluluk düzeyi de en alt katmandakilerinki kadar olmalıdır. Komşu aç iken tok
yatılmıyor.
Dünyada öyle olaylar oluyor ki zulümler, savaşlar, on
binlerle ölümler…
Bunlar gökten yağmıyor, biz insanların eliyle oluyor.
Hz. Peygamber (s.a.s.) “Unsur ehake zalimen ev mazlumen” buyuruyor.
Yani kardeşine zalim de olsa mazlum da olsa yardım et, diyor. Mazlumu anladık
da zalime nasıl yardım edeceğiz diye sorulduğunda da “Onun elini tutarak,
zulmüne mâni olmakla” buyuruyor.
Şu hâlde dünyamıza vaziyet etmemiz gerekiyor. Üst katta
keyif sürüyoruz ama bu çok sürmeyecek. Alt kattakiler habire gemiyi deliyor. O
itibarla âgah olalım.
Ya Rabbi!
Özümüzü pak eyle
Alnımızı ak eyle
Sözümüzü doğru
Gailemizi Hak eyle.
Âmin!
13.03.2024
Dua ile!
GARİBCE