Geçen Salı günü bizim sokakta pazar kuruluyor ya ona sebep
izdihamda araba için yer bulamayınca geri geri gidip bir yere sokulayım dedim.
Arkada neredeyse arabaya sürtünen insanları kollarken çat sesiyle irkildim.
Arabanın arka sol stop lambasını kenarda duran kamyonun demir aksamına
toslamışız. Bi kızdım bi kızdım. Dışta aynalar, içte kamera nasıl görmezsin
koca kamyonu dedim. Sonra -Yok yahu sende kabahat yok, adamlar senin geri geri
gideceğin yere park etmişler, dedim. Tabii canım sıkıldı. İnternetten sipariş
verdim. Oldu olmadı derken bu gün sanayide işi bitirdik. Eskisi de zaten
çatlaktı, yenilenmiş oldu.
İmdi ben böyle kendi kendime söylenirken Garibce kulağıma
eğildi ve "-Ula oğlum dedi. Senin gibiler arabasını oraya buraya vurup
tamir ettirme ihtiyacı duymasaydı bunca esnaf, emeği ile geçinen kir pas içindeki ak yüzlü insanlar nasıl
geçinecekti, akşam olunca çocuklarına bir dilim ekmeği nasıl götürecekti."
Düşündüm düşümdüm, hikmet işte bu dedim. Rızkı veren Allah
ama kimini kimine sebep kılarak veriyor. Esbap ile esrarı koruyor.
Ve şimdi sevinçliyim. Evet hiç hesapta olmayan bir para
cebimden çıktı ama bir kaç emekçinin sofrasına da aş oldu.
Dua ile!
27.09.2019
GARİBCE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder