Bizde kolektif
çalışma geleneği pek yok.
Buna rağmen son birkaç
on sene içinde kolektif çalışmalar için güzel örnekler verilmeye başlandı.
Bunlardan biri
Türkiye Diyanet Vakfı Ansiklopedisi’dir. Medarı iftiharımız olmayı bihakkın
elde etmiştir.
Bir diğeri de bugünlerde
okumakta olduğum Diyanet İşler Başkanlığı’nın Hadislerle İslam adlı
çalışmasıdır. Bu çalışma her açıdan muhteşem gözüküyor. Güçlü bir kadro
tarafından hazırlanmış, ortak aklın ürünü. Sadece takdiri hak ediyor.
Ne var ki bizim
ortak akıl, henüz özellikle dil açısından kendi kendine yeterli gözükmüyor.
Mesela Ansiklopedi’ni
Kelam maddesi “Kelime’nin çoğulu olan Kelâm…” (DİA, XXV, 196) diye başlıyor. Oysa Kelâm sözcüğü “teklîm”den
ism-i masdar olmalıdır.
Dün de Hadislerle
İslam’ın giriş kısmını okurken yukarıya başlık olarak aldığım cümleyi gördüm:
“Fıkhu’l-Buhârî fî
terâcumih”
“Terâcum” tefa’ul
vezninde masdardır. Oysa burada söz konusu olan bab başlığı anlamındaki “terceme”nin
çoğulu olan “terâcim”dir.
Buna göre doğrusu “Fıkhu’l-Buhârî
fî terâcimih” olmalıdır.
Manası da “Buharî’nin
fıkhı bab başlıklarındadır” demektir. Malum Buharî büyük bir hadisçi idi ama
fıkıhtan da çok iyi anlardı. Nitekim onun koymuş oldukları bab başlıkları bunun
kanıtıdır, denilmek istenmektedir.
“Garibce’nin
yaptığı da şimdi oldu mu?” denilebilir ki ben dahi öyle söylüyorum.
Bu kadar önemli ve
büyük başarılar böylesine küçük ve önemsiz şeylerle hiç eleştirilebilir mi?
Aynen ben de öyle
diyorum da.
Garibce bu, tutturmuş
söyleyeceğim de söyleyeceğim diyor. Hani atalarımızın bir sözü varmış ya. “Sinek
pis değildir de mide bulandırır!” diye.
Sinek pis mi değil
mi hakikaten bırakalım onları da böylesine basit şeyler Garibce için yazı
malzemesi olmalı mı? Ona bakalım.
O, “Olur!” diyor. Ve
ekliyor: “Çünkü her iki hata da sehve benzemiyor ve her ikisi de temsil gücüne
sahip hatalar olarak gözüküyor. İmdi bu kadar çok kişinin elinden çıkan ortak akıl
ürünü böylesi şah eserlerde bu türden hatalar bulunabiliyorsa Allah bilir daha
neler olabilir diye içimize kurt düşüyor. Bu durum özellikle de bizim bu ortak
aklımızın dil konusunda hala rüşdünü ispat edebilmiş olmadığının ipuçlarını
verir. O yüzden hani bunları yazmam gerek!” diye tutturuyor.
Yoksa hakikaten bu
çalışmaların ancak tebrik edilmesi gerektiğini o da biliyor.
Ne diyelim!
Garibce işte!
Dua ile!
26.10.2014
GARİBCE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder