Rahmetli Torosların
Ehmeti Ahmet Fırat vefatından önce tamamlamış olduğu Yargı Etiği ve Mesleki
Kimlik (Türkiye Adalet Akademisi, Ankara 2017) adıyla yayınlanmış. Bu
değerli eseri, en verimli çağında elim bir trafik kazasında kaybımızın ardından
acımıza bir nebze teselli oldu.
Torosların Ehmeti adlı
ödül de kazanmış olan hatıratının ardından baskı ile gün yüzüne çıkmış olan
kitabında Ehliyet ve Liyakat başlığı altında Turan Çınar’a da atıfla şöyle
diyor:
Hâkim mahkeme
kararlarının verilmesi de dâhil tüm yargısal görevlerini etkin bir şekilde,
adilane ve makul bir süre içerisinde yerine getirmelidir. Geciken adalet adalet
değildir. “Adaletin gecikmesi adaletsizliktir” (Landor). Vatandaşın biri
öbürüne kızınca; “Seni mahkeme kapılarında sürüm sürüm süründürürüm”
demektedir. Oysa doğrusu, “Seni dava eder, hakkımı söke söke alırım” demek olmalıydı.
(s. 137)
Aslında vatandaş teşhisi
yapmış. Adalet aramak demek mahkeme kapılarında sürüm sürüm sürünmek demektir.
Hastaneler için de benzer
şeyler söylerler: Allah muhtaç etmesin, yokluğunu da vermesin. Derde düşenin
derman araması da zor bir süreçtir. Allah dert verip derman aratmasın!
Rahmetli Abdurrahim
Karakoç şiirinde geciken adaletten dert yanar[1].
Adalet mülkün temelidir.
Ehliyetli ve liyakatli hâkimler
elinde vücut bulur.
Ehliyet ve liyakate
bakılmaz, emanetler (kamu yetkileri) ehline verilmezse, kıyamet de orada hazır
bekler.
Diyeceksiniz ki neyin
kıyameti?
Hakkın ziyanı kıyameti.
O hak ki, özellikle İslam
değirmeninin mihveridir. Dönen dünyamız o eksen etrafında döner. O yoksa mihver
etrafında dönen bir dünya da yoktur. Orada her şey yerinden kopmuş, mülk
yıkılmış, değirmen viran olmuştur.
Sevgili Torosların Ehmeti,
eserinin elimize geçmiş olmasına bilsen ne kadar sevindim. Ne ki kardeşine
ithafın ve imzan yoktu.
Allah seni sevdikleri ile
beraber etsin.
Bu eserin de ahiretine
azık olsun.
Dua ile!
25.08.2018
GARİBCE
[1] Gene
tehir etme üç ay öteye
Bu dava dedemden kaldı hâkim bey
Otuz yıl da babam düştü ardına
Siz sağolun o da öldü hâkim bey
Kırk yıl önce yani babam ölünce
Kadılıklar hâkimliğe dönünce
Mirasçılar tarla takım bölünce
İrezillik beni buldu hâkim bey
Yaşım yetmiş iki usandım gel git
Bini geçti burda yediğim zılgıt
Eğer diyeceksen bana ne öl git
Oğlumun bir oğlu oldu hâkim bey
Sekiz evlek tarla bir geverlik su
Yüz yılda hüküme bağlanmaz mı bu
Kazanmasam da hu kazansam da hu
Canım ta bunuma geldi hâkim bey
Keşife meşife damgaya harca
Kanımız kurudu harca da harca
Sayenizde avukatlar yıllarca
Fakiri yoldu da yoldu hâkim bey
Mübaşir itekler katip zırvalar
Değişti bizde de güya devirler
Yüz yıl önce adam yiyen gavurlar
Tapucuyu aya saldı hâkim bey
Kabahat sizde mi kanunlarda mı
Şaşırdım billahi yolu yordamı
Kızma sözlerime alam kadanı
Sıkıntıdan içim doldu hâkim bey
Mülkün temeliydi adalet hani
Bizim hak temelde saklı mı yani
Çıkartıp da versen kim olur mani
Yoksa hırsızlar mı çaldı hâkim bey
Hem davacı pişman hem de davalı
Bu yolda tükettik çulu çuvalı
Sabret makamından çalma kavalı
Sürüler ekine daldı hâkim bey
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder