28 Mart 2019 Perşembe

Organ bağışına bir güzelleme!



İnsanın tek bir hayatı var: O’nda başlar O’nda biter.
Âlem-i ervahta Elest bezminde başlar, Uçmalarda O’na vuslatla biter.
İnnâ lillâh… işte o demektir.
Yani Hayy’dan gelip Hû’ya gitmektir.
Adem babamızın sırtında zürriyet idik. Babalarımızın sulbünde tohum olduk, annelerimizin rahminde karar kıldık, çim saldık, filizlendik. Vakti saati geldi doğum eşiği ile eli ayağı düzgün, her bir organı yerinde bu dünyaya doğduk. Biçilen bir ömür vardı. Yaşadık ve bu kez karşımıza ölüm eşiği çıktı. Onu da aştık, yaşantımız devam ediyordu. Ama artık hayat ahiret hayatı idi. el-Hayatû’t-dünyâ ve el-Hayâtü’l-âhire isim değil sıfat tamlamalarıdır yani yakın olan şu anki hayat ve uzantısı olan öteki hayat, demektir. Ama hayat sonunda tekti ve aynı hayattı.
Ben önceki hayatımda da vardım ve hiçbir organım yoktu, çünkü ihtiyaç yoktu. Öteki hayatım da öyle olacak, orada şu anda kullandığım organlara ihtiyacım olmayacak, Allah beni yeni bir yaratışla yaratacak. Orada ihtiyaç duyacağım iki şey olacak: Biri iman öbürü de salih amel.
Kuran’ı okurken gördüm ki şehitler ölmüyor, hayatlarını yaşıyorlar.
Aklıma hemen Hz. Hamza geldi. Uhud’da o kükreyen arslanı arkadan vurmuşlar ve şehit etmişlerdi. Bununla kalmamış karnını deşmişler ciğerlerini sökmüşlerdi.
Ciğersiz insan bu dünyada yaşayamazdı. Ama Şehitlerin efendisi Hamza öteki hayatta yaşıyordu.
Cafer-i Tayyar’ın kolu kanadı budanmış, hepsi harp meydanında kalmıştı. Ama o uçmaklarda uçuyordu.
Demek ki hayatımızın ölüm eşiğinden sonraki kısmında dünya hayatına ait yasalar/ sünnetullah işlemiyordu. Orada o hayata uygun yeni yasalar olacaktı. Orada hayatımızı ve gönencimizi imanız ve salih amellerimiz belirleyecekti.
el-Kelimü’t-tayyib ancak O’na yükselir ve onu O’na amel-i sâlih ulaştırır[1].
Uzaya gönderdiğimiz uyduların taşıyıcı roketlerle gönderilmesi gibi.
İman ve taşıyıcısı amel-i sâlih. Felah işte bunda.
Eşik atlandıktan kısa bir süre çözülen ve çürüyen, tekrar toprak olan et ve kemikte değil.
Eğer bu iki şartı bulundurursak Allah Teâlâ bize cennet iklimine uygun yeni bedenler inşa eder. Hem de nurdan.
Her türlü gönenç hazır orada.
Fakat öyle yüzler de vardır ki avunmaz cennet nimetleriyle… Gözler huri gılman değil Rabb’a nazar arar, rıdvânda karar kılar . Kalpler ancak O’na vuslatla huzur bulur. Burada böyle idi. Orada da öyle olur.


وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ نَاضِرَةٌۙ  اِلٰى رَبِّهَا نَاظِرَةٌۚ   
Nice yüzler o gün ışılar parlar. (22)  Rabb’ine nâzır. (Kıyâmet  75/22 - 23)
وَعَدَ اللّٰهُ الْمُؤْمِن۪ينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ خَالِد۪ينَ ف۪يهَا وَمَسَاكِنَ طَيِّبَةً ف۪ي جَنَّاتِ عَدْنٍۜ وَرِضْوَانٌ مِنَ اللّٰهِ اَكْبَرُۜ ذٰلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظ۪يمُ۟
"Allah mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara, ebedi olarak kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde çok güzel köşkler vadetti. Allah'ın rızası ise, bunların hepsinden daha büyüktür. İşte bu büyük başarıdır."  (Tevbe 9/72)
O başarıya erişme duası ile!

28.03.2019
GARİBCE

Etiketler: Organ bağışı, hayat ve ölüm, cennet, iman ve salih amel



[1] مَنْ كَانَ يُر۪يدُ الْعِزَّةَ فَلِلّٰهِ الْعِزَّةُ جَم۪يعاًۜ اِلَيْهِ يَصْعَدُ الْكَلِمُ الطَّيِّبُ وَالْعَمَلُ الصَّالِـحُ يَرْفَعُهُۜ
"Her kim izzet istiyorsa bilsin ki izzet tamamıyla Allah’ın’dır, ona hoş kelimeler yükselir onu da ameli sâlih yükseltir…"  (Fâtır 35/10)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...