Din ne ister?
Din hallenmek ister.
Din ab-ı hayattan içmemizi ve kanmamızı ister. Hem de iliklerimize
kadar. Ve de başka bir şeye ihtiyaç duymayacak kadar kanmamızı ister.
Hallenmek, farkındalık ile ancak hasıl olan bir halettir.
Söz gelimi yalnızsınız ve gayet pervasız rahat tavırlarınız
var. Fark ettiniz ki sizin mekanınızı paylaşan hem de karşı cinsten biri var.
Bir anda duyu dünyanız farklılaşıveriyor. Varlığınız onun varlığı ile alakadar
olmaya başlıyor. Hallenme oluyor.
Aynen bunun gibi din enfüs ve afakta binlerle ayete
bakışlarımızı çevirerek onların Sânii’nin varlığını özümüzde duymamızı, O’nunla
hem hal olmamızı istiyor.
Tüm insanlığa rahmet ve hayat menbaı olan dinin su gibi
görülmesini ve kana kana içilmesini istiyor. Suyun analizini yapmamızı ve onun
gerçekliğini öğrenmemizi değil. Zira ikincisi bir bilim faaliyeti olarak
gerekli olsa da din/dinlenme için gerekli değildir.
Din mahza hayırdır.
Din dünyada salah ahrette felah içindir.
İster ki kana kana içmeniz sonunda hem dünyanız onsun/ gönensin,
abat olsun, hem de ahiretiniz felaha evrilsin; böylece korktuklarınızdan emin,
umduklarınıza da nail olasınız.
O yüzdendir ki din yaşanmak için vardır ve dinin yaşanması
için fıtratı bozulmamış, aklı başında sade bir insan olmak yeterlidir.
Varlık aleminde varlığınızın varlığından haberdar oluşu ile
hallenebilmek için ne felsefeye, ne tasavvufun felsefeye taş çıkaran
öğretilerine ve ne de hatta kelama ihtiyaç vardır.
“Biz ümmî bir ümmetiz…” Bize, dinlenmek için gökten
indirilmiş ab-ı hayat olan dinin içimi yeter. Ve de bu gerek.
Aynı vardan var olduğumuz insanların oluşturduğu kulluk
ikliminde, bizi var edenin varlığının bilincinde, her dem O’nunla hallenme
lazım, dinlenmek için.
Bizi insan eden analiz yapan, bilimsel bilgiyi üreten salt
akıl değildir, bizi insan yapan daha çok duygu boyutumuzdur. O yüzden de din “Ey
akıl sahipleri!” derken bile daha çok duygularımıza hitap eder (hatabî bir dil
kullanır).
Suyun analizini bilime bırakın, siz onu için ve hayat bulun,
kanın. Hem de iliklerinize kadar. Hallenin ve öylece dinlenin.
Garibce nazarımda sanki böyle gibi.
Dua ile!
21.04.2020
GARİBCE
Hocam elinize-gönlünüze sağlık
YanıtlaSilEllerinizden öpüyorum
Abdussamet Bakkaloğlu
Hocam ne güzel sade bir şekilde ifade etmişsiniz
YanıtlaSilYanında su olduğu halde ondan kana kana içmeyi beceremeyip “suyu inceliyorum” derken
suyu yoktan yaratmaktan daha büyük bir iş başarıyormuşçasına havalara giren bizlere
güzel bir ikaz olmuş.
Hürmetlerimle