11 Haziran 2020 Perşembe

Benim adaletimi hanımın ihsanı utandırdı!




Sabah yanlış bir telefonla doğru bir zamanda uyandırıldım. Ama benim için çok erkendi. Kahvaltımızın saatine daha iki üç saat vardı.
Çok geçmedi kapı zili çaldı. “Bizim torun galiba, gözüne çöp mü düştü?” diye sokranarak açtım. Kapının eşiğine bir tabak bırakılmıştı.
Aldım onu içeriye, merak ile acaba ne diye.
Oh! Miss gibi kokuyordu. Komşum fırından yeni çıkardığı emek ve zevk mahsulü böreklerinden hem de dört adet bize ikramda bulunmuştu. “Komşudan gelen genelde öğün olmaz o da vaktinde gelmez” derler ya, bu hem vaktinde gelmişti hem de ben ve hanım iki kişiye öğün olacak kadar da çoktu.
Kokusu kokla beni diyordu. Mis gibiydi onu zaten almıştım. Görüntü o biçimdi. İnsanın yemeye kıyamayacağı kadar güzel gözüküyordu. Tabak bile nerdeyse elimi yakacaktı. Sıcacıktı. Kahvaltı sofrası hazır gibiydi. Yanında bir iki zeytin bir de yeşil biber, iyi giderdi. Onlar da masada hazır idi.
Açtım tabağı aldım elime, elimi yaktı, o kadar sıcaktı. Elin ağzın yanarak yiyeceksin ki zaten hamur işlerini. Nasip bu ya Allah gönderiyordu işte.
Dedim dört tane börek (adını bilmiyorum da öylesine diyorum işte). Bende adalet duygusu az çok gelişmiştir. Her şeye hakkını vermeye çalışırım. İmdi bu sıcacık böreklerin de adaletli bir taksimle ikisini ben yerim ikisini de hanıma bırakırım dedim. Ve afiyetle yedim. İştahım hala olmasına rağmen adalet duygumun gereği diğer ikisini yemeyip hanıma bıraktım. Bununla da kendimle biraz gurur duydum.
Komşumun ellerine sağlık. Geçmişlerine rahmet olsun.
Aradan epey bir zaman geçti ve bu arada ben geride bıraktığım sofrayı unuttum haliyle. Karnı tok olanın su canı ister, ben de su içme arzusuyla mutfağa uğradığımda komşudan gelen tabağın hala orada olduğunu ve üzerinin örtülü olduğunu gördüm. Açtığımda böreklerden birisinin yenilmiş birinin de hala orada tabakta bırakılmış olduğunu gördüm. Tabi anladım, hanım ikisini de benim gibi yememiş belli ki birini torununa saklamıştı. Bu bir îsârdı ve ihsandı.
Benim adalet duygum bu durum karşısında hanımın ihsanından utandı.
Adalet önemli idi ve er kişi işi idi. Ama îsâr ve ihsan daha üstün bir erdemdi, boyum erişmedi.
Îsâr, kişi kendisi ihtiyaç içinde iken başkalarını özüne tercih etmek demektir.
İhsan ise mahza iyiliktir; mesela kısas adaletin gereğidir. Kısas uygulama hakkı olan birinin affetmesi ise ihsandır. Borcunuzu ödemek adaletin gereğidir, borcunuzu fazlasıyla ödemeniz ise ihsan olmaktadır. İhsan, sahibini Allah’ın sevdiği bir erdemdir.
İhsan sahiplerinden olmamız duası ile!

11.06.2020
GARİBCE



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...