Ey iman edenler, rükû edin, secde edin, Rabbinize kulluk
edin ve hayır işleyin ki kurtuluşa eresiniz. (77) Allah uğrunda
hakkıyla cihad edin. O sizi seçti ve dinde üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi.
Babanız İbrahim'in dinine uyun. Allah sizi hem daha önce hem de bu Kur'an'da
müslüman diye isimlendirdi ki, Peygamber size şahit (ve örnek) olsun, siz de
insanlara şahit (ve örnek) olasınız. Artık namazı dosdoğru kılın, zekatı verin
ve Allah'a sarılın. O sizin sahibinizdir. O ne güzel sahip, ne güzel
yardımcıdır! (78)[1]
Bugün öğle namazı akabinde İlahiyat camimizde Musa hoca aşir olarak bu ayetleri okudu.
Keşke hepiniz anlasak.
Kendimizi muhatap bilsek.
Bizden istenileni can kulağı ile dinleyip gereğini yerine
getirsek.
Ne diyor Yüce Allah:
Eğer imanınızda sadık kimseler iseniz rüku edin, secde
edin. Mutlak Hak huzurunda eğilin ve O’nun önünde yere kapanın. Nisbî hak
ve hakikat karşısında da kibirle değil onu kabulle karşılayın, onu benimseyin
ve önünde eğilin. Önünde eğileceğiniz yegâne şey Hak ve hakikat olsun.
Kulluk edin! Ne için var iseniz o amacı
gerçekleştirmek için çabalayın. Varlığınızın gayesini ancak bu şekilde
gerçekleştirebilirsiniz.
Allah uğrunda hakkıyla cihad edin. Hak ve hakikat
uğrunda çaba gösterin, mutlak gerçekliği ayağa kaldırmak ve onu sonsuza kadar yaşatmak
ve ayakta tutmak için her ne gerekli ise onu yapın ve bunun için taayyün eden
yol hangisi ise onu tutun. Cihad deyince sadece kılıca şartlanmayın. Hikmet neyi gerektiriyorsa o yolu tutun. Gerekse
müsaleme ve gerekse müsayefe! Eldeki yeri gelir kalem olur ve yeri gelir kılıç
olur! Ama en büyük cihadın da onunla yani Kur’an ile olduğunu[2]
unutmayın!
O sizi seçti ve dinde üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi.
Ne büyük bahtiyarlık seçilmişlik. Ama bu bir o kadar da sorumluluk demektir.
Din insanlığı saadete ulaştırmak için gelmiştir. Oysa bu iş için seçilmiş
bizler çoğu kez dini, Allah’ı, peygamberi korumak için geldiği zannıyla insanımızı
din ile bedbahtlığa sürmekte tereddüt etmeyiz. Sonunda insan için rahmet olan
din aynı insan için bizim elimizde zahmet oluverir.
Babanız İbrahim'in dinine uyun. Allah sizi hem
daha önce hem de bu Kur'an'da müslüman diye isimlendirdi… Din aynı
zamanda peygamberler geleneğidir. Hz. Adem’den başlayıp son toka halkası Hz. Muhammed (s.a.v.) ile tamama eren ve bütün
zaman ve mekanları kuşatan bir rahmet kuşağıdır. O kuşağın dışında kalan
bahtsız ve nasipsiz, hele dışına çıkan ise bedbahttır, düştüğü yer şekavettir.
Bu seçilmişlerin adı yalın bir şekilde “Müslüman” olmaktır.
Başka hiçbir kaydı kuydu da yoktur. Ne radikal, ne selefi ne ehl-i sünnet…
Sadece ve sadece Müslüman. Bu yazıların sahibi olarak ben Garibce Müslümanım
ve herkim bana bundan gayrı bir isim yamarsa ondan bizarım.
…ki, Peygamber
size şahit (ve örnek) olsun, siz de insanlara şahit (ve örnek) olasınız. En
zor olanı ise işte bu! Haydi şahid olarak ortaya çık ve herkes sana bakarak
hiza alsın, Müslümanlığına seni ayna kılsın, delili sen olasın. Aslında çok zor
da değil, istikamet sahibi olmak ve
sadece eline beline diline sahip olmak. Bütün bütün o yüzlerce binlerce
kitaplarda anlatılmak istenen gerçeklik de işte bu. Fatiha’da günde kırk defa İhdina’s-sırâta’l-müstekîm
denirken istenilen de bu! Önce yolda olmak, ikinci olarak da yolda yol almak!
Bunu şahid olarak başardıysan bir de bakmışsın ardından
yolunu yol tutan, her yaptığında sana uyan, yolunda yol alan nice insan. Kendi
dünyanın ufkunda üsve-i hasen (rol model) sen olmuşsun, sen se İslamlık
dünyasının mutlak şahidinin/ Üsve-i hasen’in izindesin, ardından gelenler senin
izinde… Tekrar edelim ki bunu yapabilmen
için sularda yürümen, göklerde uçman gibi garaibliklerden hiçbiri gerekmiyor. Allame
olman da gerekmiyor. Sadece istikamet üzere olman ve eline, beline, diline
sahip olman gerekiyor. İman ve takva üzere olman evliyaullahtan olmana da yetiyor[3].
Artık namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah'a
sarılın. O sizin sahibinizdir. O ne güzel sahip, ne güzel yardımcıdır!
Dua ile!
28.01.2019
GARİBCE
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا ارْكَعُوا
وَاسْجُدُوا وَاعْبُدُوا رَبَّكُمْ وَافْعَلُوا الْخَيْرَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَۚ
﴿٧٧﴾ وَجَاهِدُوا فِي اللّٰهِ حَقَّ جِهَادِه۪ۜ
هُوَ اجْتَبٰيكُمْ وَمَا جَعَلَ عَلَيْكُمْ فِي الدّ۪ينِ مِنْ حَرَجٍۜ مِلَّةَ اَب۪يكُمْ
اِبْرٰه۪يمَۜ هُوَ سَمّٰيكُمُ الْمُسْلِم۪ينَ مِنْ قَبْلُ وَف۪ي هٰذَا لِيَكُونَ الرَّسُولُ
شَه۪يداً عَلَيْكُمْ وَتَكُونُوا شُهَدَٓاءَ عَلَى النَّاسِۚ فَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ
وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاعْتَصِمُوا بِاللّٰهِۜ هُوَ مَوْلٰيكُمْۚ فَنِعْمَ الْمَوْلٰى
وَنِعْمَ النَّص۪يرُ ﴿٧٨﴾
فَلَا تُطِعِ الْكَافِر۪ينَ وَجَاهِدْهُمْ
بِه۪ جِهَاداً كَب۪يراً ﴿٥٢﴾
Öyle ise kafirlere itaat etme, onlara karşı bu Kur'an'la
büyük bir mücadele ver.
اَلَٓا اِنَّ اَوْلِيَٓاءَ اللّٰهِ لَا
خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَۚ ﴿٦٢﴾
اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَكَانُوا يَتَّقُونَۜ ﴿٦٣﴾
Bilesiniz ki, Allah'ın dostlarına hiçbir korku yoktur.
Onlar üzülmeyeceklerdir de. (62) Onlar
iman etmiş ve Allah'a karşı gelmekten sakınmış olanlardır. (63)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder