3 Mart 2020 Salı

Bağlam: Fıtır sadakası tahıldan mı paradan mı verilmeli?



(Fıtır sadakasının ödenmesinde) buğday yerine kıymetinin para olarak verilmesi bize göre caizdir. Çünkü maksat ihtiyacın giderilmiş olmasıdır. Bu ise buğday verilerek olacağı gibi kıymetinin ödenmesi suretiyle de gerçekleşir. Şâfiî’ye (r.a.) göre ise kıymetin ödenmesi caiz değildir. Fıtır sadakası ile ilgili bu görüş farklılığının aslı zekat konusundadır.  Ebu Bekir el-A’meş (r.a.) şöyle derdi: Buğdayın verilmesi kıymetinin verilmesinden daha üstündür (efdal). Çünkü emre imtisal/ uyma ve ulema arasındaki görüş farklılıklarından uzaklaşma bakımından o daha yerindedir ve ihtiyatlı olma bunu gerektirir. Fakih Ebu Cafer (r.a.) ise şöyle derdi: Aksine kıymetin ödenmesi daha faziletlidir. Zira yoksulun ihtiyacını gidermede para daha etkindir. Çünkü elinde para oldu mu şu anda neye ihtiyacı varsa onu satın alır.  Naslarda özellikle buğday ve arpa denilmesi, o günün şartlarında Medine’de mübadelenin tahıl ile yapılıyor olmasındandır.  Amma bizim memleketimize gelince mübadeleler (alış veriş) artık para ile yapılmaktadır. Para, şimdi insanların en değerli malları olmaktadır. Dolayısıyla fıtır sadakasının para ile ödenmesi daha faziletli olacaktır[1]. (Serahsî, Mebsût, IV, 141)
Fakih Ebu Ca’fer’e selam olsun!
Nasların nasıl okunması gerektiğine dair bize bir ders vermiş.
Her dönemde her meşrepten insanlar bulunuyor. Herkes kendisine bir pencere bulmuş oradan bakıyor ve her şeyi gördüğü kadarı ile yorumluyor.
Kimisi nasların kendisine /işaret parmağına bakıyor.
Kimisi de nasların/ işaret parmağının işaret ettiği yere bakıyor.
Kimi lafza kimi ise manaya bakıyor.
Ve lafız maksud olan manayı içinde taşıdığı sürece hayatiyet taşıyor.
Mana ve maksadından kopmuşsa cesede dönüşüyor.
Ve bu anlayışlara göre de din, ya hayatın içinde yaşamımıza anlam katıyor.
Ya da hayatın dışında kalıyor.
Hayat dinsiz de devam edebiliyor.
Ama hayatta bir karşılığı olmayan buna sebep de hayatın dışına itilen dinin hiçbir yaşamsal değeri olmuyor.
Dua ile!
03.03.2020
GARİBCE


[1] المبسوط - (ج 4 / ص 141)
( قَالَ ) : فَإِنْ أَعْطَى قِيمَةَ الْحِنْطَةِ جَازَ عِنْدَنَا ؛ لِأَنَّ الْمُعْتَبَرَ حُصُولُ الْغِنَى وَذَلِكَ يَحْصُلُ بِالْقِيمَةِ كَمَا يَحْصُلُ بِالْحِنْطَةِ ، وَعِنْدَ الشَّافِعِيِّ رَحِمَهُ اللَّهُ تَعَالَى لَا يَجُوزُ ، وَأَصْلُ الْخِلَافِ فِي الزَّكَاةِ وَكَانَ أَبُو بَكْرٍ الْأَعْمَشُ رَحِمَهُ اللَّهُ تَعَالَى يَقُولُ : أَدَاءُ الْحِنْطَةِ أَفْضَلُ مِنْ أَدَاءِ الْقِيمَةِ ؛ لِأَنَّهُ أَقْرَبُ إلَى امْتِثَالِ الْأَمْرِ وَأَبْعَدُ عَنْ اخْتِلَافِ الْعُلَمَاءِ فَكَانَ الِاحْتِيَاطُ فِيهِ ، وَكَانَ الْفَقِيهُ أَبُو جَعْفَرٍ رَحِمَهُ اللَّهُ تَعَالَى يَقُولُ : أَدَاءُ الْقِيمَةِ أَفْضَلُ ؛ لِأَنَّهُ أَقْرَبُ إلَى مَنْفَعَةِ الْفَقِيرِ فَإِنَّهُ يَشْتَرِي بِهِ لِلْحَالِ مَا يَحْتَاجُ إلَيْهِ ، وَالتَّنْصِيصُ عَلَى الْحِنْطَةِ وَالشَّعِيرِ كَانَ ؛ لِأَنَّ الْبِيَاعَاتِ فِي ذَلِكَ الْوَقْتِ بِالْمَدِينَةِ يَكُونُ بِهَا فَأَمَّا فِي دِيَارِنَا الْبِيَاعَاتُ تُجْرَى بِالنُّقُودِ ، وَهِيَ أَعَزُّ الْأَمْوَالِ فَالْأَدَاءُ مِنْهَا أَفْضَلُ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...