Ahmet Fırat, Torosların Ehmeti, ALFA, İstanbul 2015.
Oğlak çobanlığından gecikmiş bir öğrenciliğe ve ardından öğretmenliğe
oradan savcılığa, hâkimliğe, müfettişliğe, genel müdürlük ve nihayet Adalet
Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığına uzanan bir yolda benim sevgili ve saygılı
Ahmet Abimin bu kitabını da kendisi gibi çok sevdim.
Yokluğu ve yoksulluğu bilirdim sanırdım. Ahır sekisini de… Başarının
engellerini de. Belli ki Ahmet abim bu sarp yokuşları bir bir aşmış ve “dağ ne
kadar yüksek de olsa yol onun üzerinden aşar gider” özdeyişi fehvasınca kendi çizgisinde
varılabilecek yere kadar varmış.
İki gün önce misafiriydim. “Abi!” dedim, “hani emekli de oldun, seni
bu seçimlere sebep aramadılar mı?” Onun talepkâr olmayacağını bilirim. “Yok!” dedi
ve ben hayıflandım. İçi bal dolu kovanın etrafını eşek arılarının sarması kadar
tabii bir şey yok. Ama arıbeyi, etrafına üşüşenleri değil, kovanı koruyacak ve ileriye
taşıyacak olanları ille de bulmalı diye düşünürüm.
Fazileti, safiyeti, samimiyeti ile bende hayranlık uyandıran bu
değerli abimin kadrini takdir etmemek hakşinaslık olmaz. Nitekim dost ve arkadaşları da öyle yapmış ve
hakkında hep güzel şeyler söylemişler.
Ahmet abim “sabır ve sebatın meyvesi”dir. Torosların Ehmeti ile
gireceğiniz bir yolculuk esnasında Müftü Mehmet Arslan abimin de dediği gibi “Yer
yer bir öykünün hazzını alır veya kendinizi de içine alan bir hatırayı yad
etmenin duygusallığına gömülürsünüz. Bazen bir masal okumanın çocuksu neşesini
duyarken bazen de gerçeklerin soğuk çehresiyle irkilirsiniz. Bir ahlaki erdeme
uymanın önemine şahit olurken, fıkra gibi gerçeklerle veya gerçek olan
fıkralarla yüz yüze gelirsiniz. Hayatın pek çok yönü ile ilgili olayları Torosların
Ehmeti’nin yalın, sade, çoğu kez de beliğ anlatımı ile adeta yaşarsınız.”
Torosların Ehmeti, “Var
Olmak Kavgası”nın ete kemiğe bürünüp de görünür olması, hayata tutunması, hayat
bulması ve etrafına hayat vermesi öyküsüdür. Bu haliyle Torosların Ehmeti, bağrı
yanık Anadolu’nun saf ve kıt imkanlı çocukları için gerçek anlamda bir ufuk insandır,
rol modeldir. Bu itibarla yavrularımızın onu tanımaya ihtiyacı vardır.
Torosların Ehmeti, daha Öğretmen Okuluna başladığı senenin ilk
yılında birlikte başladığı ve fakat belki de evlenmeyi akıllarına koydukları
için onun gibi okumayı düşünmeyen birçok kişinin yeniden okumaya heveslenmesine
sebep olmuştu.
İşte onlardan biri ve benim de abim olan Müftü Hüseyin Erdoğan’ın
nitelemesiyle “yıllardır sanki kadermiş
gibi üzerine abanan fakru zaruret ve cehaletle budanan Anadolu çınarının kök
sürgünlerinden bir fidanın varlık dünyasına boy atmasıydı” Torosların Ehmeti.
“O, yürürken ayağına diken, otururken kıçına firez batanların
gerçek hikayelerine” tutulan bir ayna olmuştu.
Torosların Ehmeti’nde gelecek zamanın doğum sancıları da vardı. Ve
toplumun her kesimine hitap ederek başarının, birilerinin sırtına kene gibi
yapışarak ya da omzuna basarak değil dişle tırnakla nasıl kazanıldığını
gösteriyordu.
Ayrıca Torosların Ehmeti, Aslan Avşarbey’in değerlendirmesiyle “Avşar-Türkmen
kültürü ve diline ait örnek ve bilgiler ile de ayrı bir renk katmış ve bu
alanda bir referans kaynak ortaya çıkmıştı. Anılarını yazmak isteyenler için
çok güzel bir örnek” olmuştu.
"İnsanı değerli ve şerefli kılan, bir yerde olması değil, bir
şey olmasıdır." diyen Torosların Ehmeti’ni okuyunca daha bir seveceğiz ve
hayranlık duyacağız.
Son derece sade, akıcı ve edebi bir üslup eminim ki okurken bizi
yormayacak. Biz okudukça o bize daha çok şey verecek.
Malum marifet iltifata tabidir.
Torosların Ehmeti Ahmet abime bu vesile ile müteşekkirim. Ömrü
uzun olsun. Daha nice hayırlı eserler vermeye muvaffak olmasını dilerim.
Dua ile!
01.05.2015
GARİBCE
Mehmet Erdoğan: Özkültür içmek gibidir sanki kızılcık şerbeti/ Buram buram Anadolu'dur Torosların Ehmeti
YanıtlaSilHüseyin Erdoğan: Anadolu'nun yeniden dirilişi.....
Mehmet Erdoğan: Ahmet Abim, Torosların Ehmeti'ni iyi ki yazmışsın, ne de güzel yazmışsın. Okudukça okuyasım geliyor ve hala öğreniyorum; yokluğu, acıyı, hüznü, gurbeti ve bütün bunların arasında safiyeti, dürüstlüğü, iç huzurunu, azmi ve başarıyı. Allah nasip eder de bu yaz köyüme varabilirsem huyunu, suyunu, safiyetini kendisinden aldığına inandığım o yokluğun ve acıların kıskacında ömür törpülemiş Fadime bacımın ellerini bir başka duygu ile öpeceğim.
Mehmet Erdoğan: Ve de yakın tarih için çok güzel bir özet ve değerlendirme olmuş. Yaşa Torosların Ehmeti
Allah gani gani rahmet eylesin... Yazacak anlatacak yapacak çok şeyi vardı Toroslların Ehmeti'nin.
YanıtlaSilBabamı anlatmıştı kitapta. Elimizde baskı yok, nereden ulaşabiliriz ?
YanıtlaSil