Allah
adıyla başlayalım sözümüze
Arılık
duruluk gelsin daim özümüze
Edip
salat ü selam peygamberimize
Dileyip
rahmet cümle geçmişlerimize
Ben
bir Garibce’yim işbu hayat salında
Ceviz
yemek de neyime erik dalında
Yaş
yaşadım, nice yıllar kaldı ardımda
Acı
tatlı hatıra iz etti yâdımda
İlim kendin
bilmek dedi eyvallah dedim
Sofrasında
nicedir ballı börek yedim
Ağartmışım
bu yolda ben saçım sakalım
Hangi
kapı açılacak diye bakalım
Nice
kitap okudum hem yazdım nicesin
Pek
haz etmedim sanki iyi mi bilesin
Bir de
baktım ki enfüs ve afakta[1]
nice
Vardı
hilkat sırrı çözülmedik bilmece
Aç da
dedim Yüce Rabbim gözüm göreyim
Lütfeyle
hikmet deryana ben de ereyim
Ol
demde gördüm himmetler göğe ağıyor
Her
an her yerde durmadan hikmet yağıyor
Tuttum
hemen kabımı açıp da altına
Doldurmak
ve ondan içmek için kana kana
Ve
ben içtim kandım ondan binlerle şükür
Dedim
Rabbim başkalarına da pay düşür
Kabım
doldu taştı fakir buna pek şaştı
Doğdu
Garibce büyüdü boyumu aştı
Koca
ciltlere baliğ nice nesir yazdı
Kisveyi
taba bürünme oldu muradı
Sonra
nedir derdi işi şiire sardı
Onda
da iyi mi, belli bir yere vardı
Sonunda
şiirler ete kemiğe büründü
GARİBCE
YAZMIŞ DİYELER böyle
göründü
Tanı
Garibce’yi bilgi duygu mizah var
Her
nefes buram buram Anadolu kokar
İlmi
irfanı harmanlar, iştedir eli
Kültürle
oynaştadır öz Türkçedir dili
İslam
ağacının üç boyutu var bilir
Kökler
iman, gövde İslam ondan beslenir
Ağacın
asıl amacı meyve vermektir
Ahlak-ı
hamîdeden[2]
erdemler dermektir
Şeriatsız
olmaz, suya nispet kap gibi
Ahlaksız
şeriat olur yazısız kitap gibi
Susuzluk
savmada boş testi neye yarar
Dinde
gayedir, celb-i yarar def-i zarar[3]
Buna
sebep Garibce ille de ahlak der
Hak
söyler gönülden hep bu amacı güder
O bir
hikmet avcısı bakmaz kaynak nedir
Kimi
olsa da çarıklı, kimi mekteplidir
Demez
kimseye şehirlisin köylüsün
Kâh râvîdir[4],
kâh söyler kendi öyküsün
Kır
çiçekleri gibi bin bir rengi var
Bu
şiirler ne ki âlâ nesir dengi var
garibce.blogspot.com
dur sanal adresi
Hem
Feys’de de var Garibce sahifesi
Ben
onu çok sevdim dostlar hilaf yok bunda
Tanış
olun siz de seversiniz sonunda
Aranızda
elçiyim, yok zeval elçiye
Çam
sakızı çoban armağanı hediye
Baş
başa kılıp çekileyim ben aradan
Cümlemize
mağfiret buyursun Yaradan
Ha
bir de ricası var, olun siz şahidi
“Tevdi
ettin![5]”
diye boynundaki emaneti
Özür
olsun her ne ettikse sürç-i lisan
Demişler
“üslûb-ı beyan ayniyle insan”
GARİBCE
der hikmet müminin yitik malı
Nerde
görse hemen sahiplenip almalı
30.01.2016
/Ferah/ Üsküdar
Prof.
Dr. Mehmet ERDOĞAN
M.Ü.
İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder