Dün bir jüri vesilesiyle
hocalarımızla bir arada idik. Adaya sorulan sorular arasında gayri Müslimlerle
evlilik de vardı. Malum Hz. Ömer özellikle yönetici konumunda olan
Müslümanların gayri müslim kadınlarla evlenmesini –kitâbi olması halinde caiz
olmasına rağmen- pek hoş karşılamamıştı.
Öyle ya bunca kara kuru Müslüman
kadını varken herkes alımlı, bakımlı kadınlara heveslenirse akıbetimiz ne olurdu?
Laf arasında sevgili hemşerim İsmail Cebeci Muhammed Savaş hocadan bir hikmetli
ve de tecrübeyle söylenmişe benzer bir söz aktardı. Garibce olarak da hemen biz
jüri akabinde paylaşıverdik.
An İsmail Cebeci an Muhammed Savaş
hafızahullah ennehû kâle:
Men lem yetezevvec min milletihi
mâte bi 'ılletihî
Garibce olarak biz de kendi
meşrebimizce tercüme ettik ve bir de yorum ekledik:
Kim evlenmezse kendi milletinden
Ölmeyi göze alsın illetinden
Yorum da şöyle:
Bu hikmeti gel sen iyi anla
Farklılıklar olur hem de yığınla
Olmasa da sebep ayrılığa
Namzettir olmaya her biri
Bardağı taşıran son damla!
Kaderdir, yazgıdır diyeceğimiz bir
şey yok.
Ama yine de bize düşeni yerine
getirmede dikkatli olmak gereği var.
Ayrı ayrı dinlerden olanları
bırakın aynı milletten ama memleketleri farklı olanların evlenmelerinde bile
sorunlar çıkıyor. Olmuşa bir şey diyemeyiz ama olacak olanlarla ilgili
konuşacaksak –“Aman çocuklar, eşlerinizi kendi kültür havzanızdan seçin!” falan
demeliyiz, öğütlerimizi öyle vermeliyiz.
Efendim, kültür farklılıkları
türünden şeyler evliliklerin olmasına ya da mevcut evliliklerin yıkılmasına
sebep olabilir mi? Elbette bu gibi şeyler tek başına yeterli bir sebep
değildir, ama bunların her biri bardağı taşırma potansiyelini haiz son damla
olabiliyor. Yani ufak tefek ayrılıklar, zevkler, renkler, tercihler,
alışkanlıklar konusundaki farklılıklar… zamanla üst üste birikiyor birikiyor,
en sonunda da basit bir mesele yüzünden bardak taşıyor.
Bu gerçeklikten bakarak bizim
fıkıh diyor ki evlilikte kefaet yani denklik de şart olmalı. Oysa Allah herkes
eşit diyordu. Eşit eşit olmaya ama aynı kültür havzasının çocukları birbirine
daha bir eşit oluyor galiba!
Dozunu kaçırmadan! Ama tekrar
edelim ki yazgı daha ortaya çıkmadan. Yol alınmadan. Ama belli bir yol alınmış
ve dönüşü devamdan daha çok zarar verici hal almışsa o zaman da sayfanın öbür
yüzünden okuruz:
“İgteribû velâ tudvû!” Uzak
evlilikler yapın, nesliniz cılız olmasın, gürbüz olsun!
Dua ile!
24.03.2017
GARİBCE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder