Garibce’den mesmu-u
fakiraneleri olmuştur:
Deyir ki: Bendeleri beyne’l-yakazati ve’n-nevm bir halet-i ruhiyye-yi kabziyye içre iken gargara-ı
batnın verasından bir ses hatar bi’l-bâl olup derunum ol savtın aksi sadasıyla
ile meşbu olmuştur:
Deyirdi ki: Öyle
bir zaman gelecek ki eşrat-ı saatten olan dabbetü’l-arzın[1]
zuhuru dahi anın çıkışına zemin olacak. Her haneye hatiften bir yüz (FACE)
açılacak ve her yüzde bin bir göz olacak. Keramât-ı evliyaya kıç attıracak nice
harikulâdelikler mebzulen ortalığa saçılacak. Kiminin facesi elinde kiminin ki
dizinde olacak. Şurut-ı zemane-yi bâhireye uyamayanlar ancak masaüstünden
temaşaya muktedir olacaklar. Bu yüz /Face eşi’a-ı şems gibi aynı anda cemi nâsa
birden vasıl olacak ve her şeyi tenvir ve teshin edecek. Lakin çok geçmeden
ümmet bunun BOOKunu çıkaracak.
Her bir
kimesnenin ale’l-ekal kırk tane kırığı[2]
olacak, beş bin kırık tutan sahibi deha ve şöhret olanlar dahi olacak. Lakin
cümlesi sanal olup hiçbiri haydi iyimser takılıp ekseriyeti kâhiresi diyelim bir boka yaramayacaktır. Yani kim acıkınca seni doyurmayacak,
ağlayınca gözün yaşını silmeyecek, düşünce elinden tutup kaldırmayacak.
İmdi her kim buna
inanıp paylaşırsa evc-i kemâl-ı hamakatin zirveyi balasına vasıl olacak ve orada
alem-i hayalde cevalan edip uçmaklarda uçarken badehu batmakta olan kazıkların sürtünme katsayısının
azalmasına sebep duymaya başladığı acısıyla agah olup, ka’r-ı cahimi boylayana kadar sukut edip sakatata
gelecektir.
Artık ne denirse!
25.11.2017
GARİBCE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder