1 Mart 2014 Cumartesi

İşi Altmış Altıya Bağlamak


Dil canlı bir varlık gibi doğuyor, büyüyor, değişim gösterebiliyor ve sonunda da ölebiliyor.
Bazı tabirler de öyle galiba.
Mesela “Haydan gelip huya gitme!” tabiri. Belli ki ilk çıkışı itibariyle tam bir hayat felsefesini ifade ediyor: Buna göre anlamı “Her türlü hayatın kaynağı Hay olan Allah’tan geldik ve akıbet  de elbet yine O’na gidiyoruz”, demek olmalıdır.  Hû demek malum “o” demektir. Tam da “İnnâ lillah ve innâ ileyhi râciûn” ayetinin Türk irfanındaki karşılığı gibi.
“Üçten dokuza boşamak” tabiri de sanırım öyle olmalı. Fıkhımıza göre akdedilen bir nikah akdinin sonucu olarak zevcin zevcesini üç talak boşama hakkı vardır, dahası yoktur. İmdi  bir kimse zevcesine “Üçten dokuza seni boşadım!” demişse, bunun anlamı hakkım olan birinci, ikinci ve üçüncü talakı elimde tutuyor, daha sonrasını boşuyorum demiş oluyor. Sonrası da hakkı olmadığına göre, sözün mantukundan  sonuçta bir şey lazım gelmemesi gerekiyor ve dolayısıyla bu sözle zevcesini boşamış olmuyor.
Ne var ki bu söz artık dil örfünde bu anlamda kullanılmıyor. Kimse de zaten böyle olduğunu bilmiyor. Aksine  bu sözle zevc, zevcesine seni kesin kes tamamen bütün haklarımı kullanarak ve bir daha dönme şansı kalmayacak biçimde boşadım demek istiyor.
İşi “Altmış Altıya Bağlamak” da öyle gibi.
Ebced hesabına göre Allah lafza-ı celâlinin rakamsal değeri altmış altı yapıyor. Buna göre işi altmış altıya bağlamak, Allah’a ısmarlamak anlamına geliyor.
Hilâl’in ramaksal değeri de altmış altı.
Lâle’ninkisi de öyle.
İslam kültüründe Hilâl’in İslam’ın remzi olarak genel kabul görmesi, İslam mimarisinde süsleme motifleri içerisinde Lâle’ye özel bir yer verilmesi böyle bir bilincin sonucu olmalıdır.
Hal böyle iken “İşi altmış altıya bağlamak” tabirinin “Saldım çayıra Mevlam kayıra!” tabirinde olduğu gibi çok da olumlu anlamda kullanılmaması, Anadolu irfanında mevcut tevekkül inancına yönelik ince bir gönderme olduğunu da görmek lazımdır.
Tevekkül elbette çok önemli bir sığınak, ama bu sorumluluğu üstlenmeme, bir kul olarak kendisine düşen sorumluluğu yüklenmeme ve tabir caizse sırtındaki yükü Allah’a yıkma gibi bir anlayışın ya da tavrın pek de hoş bir tavır olmayacağı imasını içermiştir.
Dua ile!
01.03.2014

GARİBCE

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...