Ölüm, yok olmak mıdır ki ardından
üzülelim.
Anarahmi hayatımız bittiğinde dünya
hayatına doğmuştuk. Dünya hayatımız bitince de ahiret hayatına doğmuş oluyoruz
zahir.
Buradan bakınca ölüm, boyut
değiştirmek gibi bir şey olmalı, yeni bir boyutta yeni bir hayat yani.
Bugünlerde ardı arkası gelmeyen bir
sürü ölümler oluyor. Dostlar, tanıdıklar, yakınlar ve komşular… Birer birer çekip
çekip gidiyorlar.
Öldüklerini bilmesek bizim
dünyamızda onların yokluğundan dolayı herhangi bir değişiklik ya da eksiklik
olmuyor.
Birçokları için bildiğimiz de de
pek bir değişiklik olmuyor.
Kızılca kıyamet belli ki daha çok
eşlerin ölümü ardından kopuyor. Henüz hamiye ihtiyaç duyan küçük çocukların ve büyük
de olsalar aynı mekanı paylaşan evlatların ebeveynlerinin ölümü halinde de durumları çok
acı olmalı.
Ben bugün trafik kazası yüzünden on
beş gündür yoğun bakımdan sağ çıkamayan komşumu
defnettim.
Evinin tabanının alt yüzü benim evimin
tavanını oluşturan komşumu. Ses yalıtımının yeterli olmadığı apartman hayatında
alt üst komşu ilişkileri çok kırılgandır. Buna sebep çoğu kez alt üst
komşuların araları pekiyi değildir.
İşte böylesi bir ortamda ben komşumu,
gördüğümde görünmek istediğim bir canı kaybettim.
Kardeşleri, yeğenleri hep
toplandılar, acılarını paylaştık. Hepsi gerisin geri yaşadıkları yerlere
döndüler. Kalanlar da yarın öbür gün
dönecekler. Geriye ben kalacağım. Lakin artık o can komşum olmayacak.
Merdivenden çıkışını, inişini
duymayacağım.
Her daim gülen yüzünü görmeyeceğim.
Hocam diye takılmaları ve hal hatır
sormaları artık hiç olmayacak.
Beşiktaş’ın gol sevinçlerini artık
takip edemeyeceğim.
Ben belli ki komşumu çok
özleyeceğim.
Ya Rab! Ben komşumdan razı idim. Sen
de ondan razı ve hoşnut ol! Ona ve bütün geçmişlerimize sonsuz rahmetinle,
lütuf ve ihsanınla muamele et.
Geride kalan yakınlarına sabırlar
ver.
Gufranek ya Rab!
İşte böylesi bir ortamda ben komşumu,
gördüğümde görünmek istediğim bir canı kaybettim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder