Rahman suresinde malum Yüce Allah
biz kullarına olan nimetlerini bir bir sıralar da arkasından da “Fe bi eyyi
âlâi Rabbikümâ tükezzibân!” “Şimdi deyin bakalım Rabbinizin hangi nimetlerini
yalanlayabileceksiniz?!” der.
Az önce tek başına bir okul olan İSAV’ın
vaktiyle tartışmalı ilmî toplantı olarak gerçekleştirdiği İslam Düşüncesinde
Gayb Problemi I adlı kitabını okurken çok sevdiğim M. Said Hatiboğlu
hocamın tebliğinin girişindeki şu konuşma ister istemez dikkatimi çekti:
“Bizim zamanımızın şartlarını
biliyorsunuz. Fakültemiz dahi yoktu. 1949-1950 yılarında Ankara İlahiyat
Fakültesi açıldı ve altı yüz senelik İslam’a hizmet bayraktarlığı yapan bir
devletin akabinde kurulmuş bir devlette, İlahiyat Fakültesinde tefsir, hadis,
Arapça dersi verecek bir tek profesör yoktu.
Ben şahsen Arapça dersi almak üzere
Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi’nde Arapça Kürsüsünün derslerine gidiyordum ve
orada bu dersi öğreten hoca bir Alman idi…”
Sonra da hoca kırk dört senelik
fakülte yılları boyunca okuduklarından “İslam ümmetinin son döneminde bir
tenkid zihniyetinin olmadığını gördüğü ve gelişmenin de buna sebep olmadığı
tespitinde bulunuyor. (M. Said
Hatiboğlu, “Kur’an ve Sünnet Işığında Hz. Peygamber’in Gayba Muttali Olması”, Kur’an
ve Tefsir Araştırmaları –V (İslam Düşüncesinde Gayb Problemi I), İstanbul
2003, s. 23).
Şu anda ben ilahiyat fakültelerimizin
sayısını bilmiyorum. Sadece kendi alanımda (İslam hukuku ya da asıl adıyla fıkıh)
profesör olan hocalarımızın sayısını dahi bilmiyorum. Hesap için ellerimde ne
kadar parmak varsa onların her birini onar saymam halinde belki ancak sayılarını
ifade edebilirim. Belki yetmez dilimi de çıkarmak durumunda kalabilirim.
Hal böyle iken deyin bakalım
Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilecek ya da yok sayabileceksiniz?!
O zaman kurtulduk demek.
Bilemem. Ancak Hoca diyor ki:
Tenkid zihniyetinin yokluğu gelişmeyi önlüyor.
Sahi bizim hocalarımızda tenkid
zihniyeti ne kadar vardır ve de gelişmiştir.
Ula oğlum böylesi zor ve netameli soruları
neden sorarsın? İşin mi yok. Git kendi işine bak. Senin ataların dememiş mi: “Bizim oğlan bina okur, döner
döner yine okur!” diye.
Armut dibine düşer. Adam olacaksan,
atalarının yolundan gidecek ve sen de Bina okuyacak, sonra dönüp gene
okuyacaksın. Ne zaman yoruldun, umudu tüketmeye başladın aşk ile bir daha bir
daha okuyacaksın ve işte o zaman tarih denilen şey yazılmış olacak.
Ben bir Garibceyim ve hocanın
dediklerinden bunları anladım. Hem size de ulaştırayım dedim. Ola ki içinizde
Garibce’den daha anlayışlı kimseler ola ve onlar sözü gerçek yerine koyalar.
Dua ile.
12.08.2014
GARİBCE
Fikrine, zihnine, emeğine, yüreğine sağlık; tespit, teşhis, tedaviye dönük rehberliğine teşekkür aziz kardeşim. Rabbim râzı olsun. Sağlığını korusun, ömrünü bereketli kılsın inşâallah. 1974-79 yıllarında öğrencisi olma şerefine erdiğimiz hocamıza hürmet ve minnetler, sağlıklı, hayırlı uzun ömürle inşâallah. Muhabbetle kucaklıyorum. Selam, sevgi, saygı, sağlık ve âfiyet dileklerimle.
YanıtlaSilYüreğine sağlık hocam. Allah ömrüne bereket versin. Bu mesele daha birkaç yüzyıl devem eder. Bina okumaya devam.
YanıtlaSil