16 Aralık 2015 Çarşamba

Ne olacak bizim şu kızların hali!



Hz. Ömer –Selam olsun!-  ileri gelen sahabilerden Medain valisi olarak görev yapmakta olan Huzeyfe b. el-Yeman’ın Yahudi bir kadınla evlenmiş olduğunu duyunca derhal ona bir mektup gönderip  “Bu mektubum elinde geçtiğinde derhal onu boşa!” diye yazmıştı. İbn Cerir onun bu emrinin gerekçesini “insanların ehli kitap kadınlara sebep Müslüman kadınlara rağbet etmemesi endişesi” olduğunu söyler. (bk. İbn Kesir, Tefsir, I, 437)
Öyle ya  koca Ömer, ümmetin tümünün babası, nasıl kaygı etmezdi ki Müslüman kadınlarını!
Hicaz iklimi gereği genelde kara kuru kadınlar… Öbür tarafta beyaz, kimi sarışın, kimi mavi gözlü insanların başını aklından alan fettan kadınlar… Tamam din ehli kitap kadınlarla evlenmeyi helal kılıyor, bu doğru ve kimsenin helal olan bir şeyi haram kılma hakkı ve salahiyeti yok. İyi de şimdi  fetihlerle Cezire’nin dışına taşan bizim Müslüman erkekler, gittikleri yerlerdeki genç, güzel, bakımlı, gösterişli kadınlarla evlenmeye başlarlar ve bu giderek bir moda halini alırsa ne olacak şu bizim Müslüman kadınların hali. Haydi, sen Ömer ol da kaygılanma!
Garibce de kendi çapında benzer kaygılar taşıyor.
Dün bir fıkıh meraklısı Kur’an kursu öğreticisi hanım kardeşimizle tanıştık. Vaktiyle uzunca bir süre Almanya’da da görev yapmış. Laf lafı açtı, İslam’ın yumuşak karnı diye nitelediğimiz kadın konusu sohbete mevzu oldu.
Bendeniz Araplardaki unûse (evde kalmışlık) sorununun giderek en büyük sosyal problem olduğunu ve bunun giderek bizde de artık belirginleşmeye başladığını söyledim. O da Almanya’daki kızlarla ilgili gözlem ve tecrübesini aktardı.
Almanya’da bizim erkek gençler genelde Anadolu’dan kız götürüyorlar ya da oturum almak için Alman kızlarıyla evleniyorlar. Tamam, bunda bir sorun yok. Müslüman ehli kitap kadınlarla evlenebilir. Kitapta yeri var nasıl olsa.
İyi de bu kez oradaki bizim Müslüman kızlar ne olacak?
Pek çok alman genci bizim kızlarla evlenmek istiyorlar ve hatta kimileri bunu tercih sebebi bile görüyormuş. Hani içkisi yok, evine bağlı, ahlaken dürüst falan.
Ama bizim kızlar onlarla evlenemiyor.
Bizim oğlanlar da onları almıyor. Haydi, bakalım şimdi ne olacak bizim bu kızların hali.
Garibce şimdi bunları kendine nasıl dert edinmesin.
Ömer nerde? Ömer yok!
Dert çok, derman yok.
Eskilerin hükme mesnet teşkil etmek üzere ileri sürdükleri gerekçeler çekirdek aile yapısında tam tersine dönmüş halde. Ona da bakan yok.
İşimiz zor vesselam. Müslüman olmak tümden zor. Dindarlık ise hepten başa bela. Hele bir de işimiz dini kendilerinin mameleki gören kimselerden öğrenme, işlerimizin fetvasını onlardan alma şeklinde ise.
Kadın Amerika’da Avrapa’da Müslüman olmak istiyor. Soruyor ne lazım gelir? el-Cevab: Eşine teklif edilir, Müslüman olmazsa ayrılmanız gerekir.  Eşiyle hiçbir sorunu olmayan, dinine diyanetine karışmayan, neye inandığını kendine dert edinmeyen eşi ile evlilik hayatı sona erecekse başka bir ifade ile müslaman olması kadının yuvasını yıkacak ise o kadın niye Müslüman olsun ki? Hani İslam’ın amacı dünyada salah ahirette felahtı. Hani İslam artırır eksiltmezdi. Daha adım atmadan dünyası yıkıldı gitti. Bu nasıl salah? Böyle bir salahın felahı nasıl olur? Hz. Peygamber Müslüman olan hangi müşriğin nikahını yenilemiş, hangisini eşinden ayırmıştı? Kendi öz kızı Zeyneb’in kocası bile Bedir harbine müşriklerin safında katılmıştı. Zeyneb fidye-yi necat olarak bizzat annesi Hatice validemizin kendi elleriyle takmış olduğu gerdanlığı göndermişti.
Herkes kendi bulunduğu yeri kurtarmaya ve muhkem kılmaya çalışıyor. Kimse normal  Müslümanların halini gözetmiyor ve onların içinde bulunduğu gerçekliği dikkate alan cevaplar oluşturmaya çalışmıyor. Dindarlık zorlaştırmakla eş değerde görülüyor. Ve sonunda olan İslam’a oluyor. İslam bir din olarak hayatın dışına itiliyor, horlanan, alay edilen, çağdışı görülen matrak bir şey oluyor.
Ahir zamanda İslam avuçta kor tutmak gibi olacak deniyor ve Müslümanlık adına kor ateşi avuçlamanın zaten iman gereği olduğu ifade edilmek isteniyor. Oysa İslam’ın Rahman ve Rahîm olan Yüce Allah’ımızın bütün insanlığa, bütün zaman ve mekanlara sunduğu mücessem rahmet olması gerekiyor.
Velhasıl biz hocalara bakarak Müslüman olmak ve Müslümanlığı yaşamak isteyenlerin işi vallahi de zor billahi de zor. Birazcık aklı olan kendi derdinin çaresine kendisi baksın derim.
Dua ile!
16.12.2015

GARİBCE 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...