16 Ekim 2019 Çarşamba

Bağlam! Bağlam! Bağlama bağlı anlam!




Tartışıp duruyoruz.
Çoğu kez de çalıyı tepesinden sürüklüyoruz.
Kadın konusu yumuşak karnımız. “Fitne” ya, o yüzden evden çıkmasın, gün yüzü görmesin, bizi günaha düşürmesin istiyoruz.
Kırmızı mangır karşısında rüştümüzü ispat ettik ya, kadını eve tıkarsak dinimizin geri yarısını da tamam ederiz sanıyoruz. Aslında biz kendimizin ne matah bir şey olduğunu da çok iyi biliyoruz. “Beli’l-insanu alâ nefsihî basîreh”. Buna rağmen caka satıp duruyoruz. Ya kadere, ya şeytana bindiriyoruz. Ya da şeytanın kendinde temessül ettiği kadına!
Ya selam!
Başlığa/ bağlama dönelim:
Çokça tartışılan bir konu var: Kadının mahremi olmadan (90 km. üzeri) yolculuğa çakması. Bunu yasaklayıcı olarak da şu hadis kullanılıyor:
“Hiçbir kadın yanında kardeşi, babası ya da kocası ya da mahrem bir yakını olmadan üç günden uzun süreli bir yolculuğa tek başına çıkmasın!”
Oysa bu hadisteki yasağın illeti/ gerekçesi kadın olması değil “güvenlik endişesi”dir.
Bu tespitin delili de şu hadistir:
“Çok yakında öyle bir zaman gelecek ki kadın yanında koruması olmadan tek başına Hire’den çıkacak ve Kabe’yi tavaf edecek/ haccını yapacak…”[1]
Hire Kufe'dedir. Kufe-Mekke arası 90 değil 1.715 km'dir.
Ravi “Ben hevdeci içinde kadının yanında koruması olmadan tek başına Hire’den çıkarak Kabe’yi tavaf ettiğini de gördüm” diyor.
İşte böyle.
Dönüp dolaşıp bağlama geliyoruz.
“Bağlam! Bağlam! Bağlama bağlı anlam!” diyoruz.

Dua ile!
16.10.2019
GARİBCE


[1] el-Mâverdî, Ebû'l-Ḥasan ʿAlî b. Muḥammed b. Muḥammed b. Ḥabîb el-Baṡrî (ö.450/1058), el-Ḥâvi'l-Kebîr , Beyrût, I-XVIII, IV, 925-926.
عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ {صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ} قَالَ : لَا تُسَافِرِ امْرَأَةٌ فَوْقَ ثَلَاثَةِ أَيَّامٍ إِلَّا وَمَعَهَا أَخُوهَا أَوْ أَبُوهَا أَوْ زَوْجُهَا أَوْ مَحْرَمٌ
عَنْ عَدِيِّ بْنِ حَاتِمٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ {صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ} قَالَ : لَتُوشِكُ الظَّعِينَةُ تَخْرُجُ مِنَ الْحِيرَةِ بِغَيْرِ خِفَارٍ حَتَّى تَطُوفَ بِالْكَعْبَةِ ، وَيُوشِكُ أَنْ تُفْتَحَ كُنُوزُ كِسْرَى بْنِ هُرْمُزَ ، وَيُوشِكُ الرَّجُلُ يَسْعَى يَبْتَغِي أَنْ يُؤْخَذَ مَالُهُ صَدَقَةً فَلَا تُقْبَلُ مِنْهُ ، فَلَقَدْ رَأَيْتُ الظَّعِينَةَ تَخْرُجُ مِنَ الْحِيرَةِ حَتَّى تَطُوفَ بِالْكَعْبَةِ بِغَيْرٍ خِفَارٍ ، وَكُنْتُ فِي الْخَيْلِ الَّتِي أَغَارَتْ عَلَى الْمَدَائِنِ حَتَّى فَتَحُوا كُنُوزَ كِسْرَى ، وَاللَّهِ لَتَكُونَنَّ الثَّالِثَةُ


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...