Ahmed Raysûnî, Ebu Şuayb el-Mağribî’den naklediyor:
Peygamberimize (s.a.v.) gökten su indi (vahiy).
Peygamberimiz bu suyun nezafetine ve
susuzluğumuzu gidereceğine iman etti. Sonra da bu hayat suyundan bütün
insanlığa ulaştırmak için çalıştı, çabaladı, ömrünü bu uğurda harcadı. Ardından gelen sahabe ondan içti susuzlukları
gitti, hayat buldular. Nihayet Mutezile geldi. Bunlar, suyun
gerçekliğini öğrenmek için işe koyuldular. Büyük bir gayretle suyu kazana koydular,
altına ateş yaktılar, tahliller yapıp mahiyetini öğreneceklerdi. Ne ki bu kez kazandaki
su buharlaştı ve yok oldu. İnsanlar susuz kaldı. (Mealen) https://www.youtube.com/watch?v=sI2iJIGQiGM
Bana pek öyle olmadı gibi geliyor ama yine de benzetme güzel!
Allah’ın esmasını Zikir, semere vermeli. Semeresi de hal,
söz ya da fiil olmalı.
Su’yu anmak, analiz edip gerçekliğini öğrenmek değil, içmek
ve susuzluğumuzu giderip hayat bulmak amaç olmalı.
Dua ile!
11.10.2019
GARİBCE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder