4 Haziran 2017 Pazar

Aynen!


Bugün danışmanı olduğum yüksek lisans yapmakta olan bir öğrencimle fakülte girişinde karşılaştık ve odama kadar beraber yürüdük. Odaya vardığımızda dedim ki: Sen şu birkaç dakika içinde kaç defa “Aynen!” dedin, haberin var mı?
“Aynen!” dedi. Dedim ki:
“-Evladım, bu kelimeden başka meramımızı ifade edecek başka kelimemiz yok mu? Kime ne desen hemen “Aynen!” diyor.”
-Ne diyelim Hocam!
-Kelime mi yok? Bağlama uygun hangisi ise onu kullan.
-Doğru, de. Öyle, de.  Haklısınız, de. Yerinde bir tespit, de. Biraz  yukarıdan bir şey söyleyeceksen İsabet buyurdunuz! de. Tam isabet de, ne bileyim de, hatta aynen de de ama yerinde olsun, ölçülü olsun. Birkaç dakikalık konuşmamız sırasında birkaç defa ağzından kaçırdı gene aynen dedi.
O sırada bir yerde müdür olan ve de doktora yapmakta olan oğlumla telefon konuşması yapmam lazım geldi. Bu arada ona da dert yandım. Gına geldi artık dedim. O da “Aynen!” dedi.
Doktora yapmakta olan, müdürlük yapan, yüksek lisans yapan, lisansta okuyan herkes bir şey desen cevap hazır ve tek kelime: “Aynen!”
Geçen bir zat bir televizyon programında dert yanıyor ve gam, kasvet, keder, inkisar, ıstırap, hüzün, kahır, efkâr, tasa, dert, mihnet, sıkıntı, acı, ruhsal gerilim… gibi onlarca farklı duyguyu anlatmak için kullanılan kelimelerimizin tümünün yerine stres kelimesini kullanışımıza hayıflanıyordu.
Kendimize yazık ediyoruz.
İnsanlar dil ile anlaşırlar.
İnsanlar dil kalıpları içinde ancak düşünebilirler.
Bütün dertlerin devası dün kinindi, bugün aspirin, yarın kim bilir ne değildir.
Dilimizi sevmek, dilimizi geliştirmek zorundayız.
Özellikle Geminin üst katında olanlar buna daha bir özen göstermeli.
Türkiye’nin en meşhur (!) gazetecisi tutku ile saplantıyı ayıramıyorsa, onda nasıl bir fikir derinliği olabilir ki?!
Ve o geminin alt katındakilerin yüreklerine nasıl su serpebilir ki?!
Öyle değil mi ey talip?
“-Aynen!”
Dua ile!
04.06.2016

GARİBCE


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...