Garibce
olarak cumhuriyetten hiç gocunmadım. Hatta –kuruluş şeklinden sarf-ı nazarla-cumhuriyetin
bir fazilet olduğuna da inandım. “Kuruluş şeklinden sarf-ı nazarla” dedim,
çünkü cumhuriyet, cumhura telkin edildiği gibi saltanatın yerine değil Meclis
Hükümeti’nin yerine ikame edilmişti. Cumhuriyet ilan edildiği tarihte (29 Ekim
1923), saltanatın kaldırılmasının üzerinden (1 Kasım 1922) bir yıl geçmiş bulunuyordu. O
yüzden yapılan şeyin evrim mi devrim mi olduğu ancak içinin doldurulması
sonucunda ortaya çıkabilecekti.
Cumhuriyetin
bir fazilet olduğu her ne kadar müsellem ise de o da bütün sistemler gibi nihayet
bir yönetim biçimidir ve hiçbir şekilde kutsanmaması, erdemli olacak şekilde
içinin doldurulması gerekir.
Mesela
cumhurun diktatörlüğüne dönüşecek bir cumhuriyeti nasıl sevebiliriz.
Bütün
insanlığın ortak paydası olabilecek aşkın değerler üzerine tesis edilen bir
sistem olma yerine velev ki kahir de olsa çoğunluğun benimsediği esaslar
üzerine kurulu bir cumhuriyeti de özümseyemeyiz. Dünyada nitekim bu türden
bugün hiçbir sağduyu sahibinin tasvip edemeyeceği uygulama örnekleri olmuş ve
bu adları cumhuriyet olan sistemler bir kâbus gibi insanlığın üzerine çökmüştür
ve bunların köhne izleri hâlâ giderilebilmiş de değildir.
Bizim
usulde deliller sayılırken bir de icma’dan da bahsedilir. İcma tam anlamıyla
bir konsensüstür ve ancak bir süreç halinde gerçekleşir. Bu süreçte herkes
eteğinde ne varsa ortaya döker; tartışmalar, müzakereler yapılır, taraflar
karşı argümanları ve cevaplarını öğrenir ve süreç sonunda tüm taraflar belli
bir noktaya gelir ve böylece icma oluşur. Artık o icma, herkesi bağlayıcı bir
hal alır.
Ancak
bu süreçte reyi olan herkes bir araya gelememiş, aynı düzlemde buluşamamış,
fakat buna mukabil büyük bir kesim (cumhur ç. cemâhîr) belli bir hususta
sözbirliği edebilmiş ise, buna cumhur kavli denmektedir ve bunun bağlayıcı bir
değeri yoktur. Çünkü hakikat bazen tek bir kişinin temsil ettiği görüşte de
tecelli edebilir.
Bu
noktadan bakıldığında bir cumhuriyet ülkesinde parlamentoda her türlü görüşün
seslendirilebilmesine imkân verecek bir seçim sisteminin olması bir gereklilik
arz eder. İstikrarın bedeli, baskın dünya görüşlerinin tahakkümü olmamalıdır.
Cumhuriyetin
gerçekten bir erdem olabilmesi için çoğunlukçu bir yönetim olmaktan çıkıp,
çoğulcu bir yapı kazanması ihtiyacı vardır. İşte o zaman cumhuriyet gerçek
anlamda bir fazilet olacaktır. Bu sonucu ancak demokrasi doğuracaksa, o
takdirde o da cumhuriyetin olmazsa olmazı olur.
Ve
böyle bir cumhuriyet, elbette fazilet olacaktır.
Garibce
de, her sağduyulu insan gibi erdemli olmadan yana tavır koyacaktır.
Bayram
yapılan bugünde cumhurumuz faziletli, cumhuriyetimiz fazilet olsun.
Öte
yandan bugün bir rüya olan asrın projesini gerçekleştirdik.
Hayırlı
olsun!
Dua
ile!
29.10.2013
GARİBCE
Siyasilerin de okuması gereken güzel bir yazı..
YanıtlaSil