27 Ekim 2013 Pazar

Garibce ıngıl ıkış!


Efendim vaktiyle bir söz okumuştum İmam Şâfiî’ye aitti. Şimdi aradım kaynağını da bulamadım. O diyordu ki: “Bir kimse Arap dilini ve de hadisleri ihata ettiğini iddia ederse yalan söyler!”
Öyle ya geniş bir iklime yayılmış, pek çok dillerle akrabalığı olan ve pek çok kabilede farklı bir biçimde konuşulmakta olan, kendisine göre bir tarihi ve her dönemin kendine ait özellikleri olan, canlı olması hasebiyle kimi kelimeleri ve ifade biçimleri ölen kimileri yeni doğan bir dili bütün incelikleri ile bilme iddiası boş olmalıdır. Ancak nisbî olarak bazı kimseler diğerlerine nisbetle dil konusunda daha duyarlı olurlar, ömürlerini ona adarlar haliyle diğerlerine nispetle daha iyi durumda olabilirler.
Hadisler konusu da öyle. Yirmi üç yıl boyunca peygamberlik etmiş bir hayatın pek çok vechesi vardır. Bunların her birinin farklı zaman ve mekanlarda farklı tezahürleri olacaktır. Bunlar içinden herkes ancak duyduğunu ve gördüğünü nakledecektir. Sonra bunlara başkalarından duyulanlar eklenecektir. Bunların içine bir de yanılma yoluyla ve de kasdı mahsusla üretilenler de eklenince ortaya muazzam bir yekun çıkacaktır. İmdi birinin kalkıp da ben bütün bunların anhasını minhasını hep öğrendim, sahihini sakiminden ayırırım, ne var ne yok hepsini bilirim demesi hilafı hakikat bir durum olur.
Dil konusunda söyledikleri aynısıyla diğer diller ve bahusus Türkçemiz içinde geçerli olmalıdır.
Bayram günü hatun eltisi ile telefonda konuşurlarken yöneltilen bir soruya cevap olmak üzere “Ingıl ıkış gidiyor!” deyince kulak kabarttım. İlk kez duyuyordum. O ne demek dedim. “Düşe kalka” demek dedi. “Allah! Allah!” dedim. Sonra sağlamasını yapmak üzere eltisini aradım ve “ıngıl ıkış”lı bir cümle kurdum. “O da ne?!” demedi. Demek ki o da anlıyordu. Teyit için ne demek diye ona da sordum o da biliyordu. Ama ben ilk kez duyuyordum.
Dün de zahmetli bir yemekten sonra “İyi, ama zahmeti çok!” dediğimde “Bulaşık olmadan yalaşık olmaz!” dedi. “Allah! Allah!” Bu kadın uyduruyor mu, gerçekten annesinden öğrendiği belli kelimeleri mi kullanıyor. Bilemedim. Google’a sordum. Ingıl ıkış’ı biliyor. Şöyle bir açıklama bile verdi: “Ingıl ıkış, dıngıl yokuş = ağır aksak, zor ve yorucu anlamında kullanır.   Ama “Yalaşık”ı o da bilmiyor. Belki derleme sözlüklerinde vardır.
Garibce Ağustos ve Eylül aylarını terk-i blog ederek kendisini arama ile geçirdi. Şimdi yeniden kendisine geliyor ve ıngıl ıkış yola girmeye çalışıyor. Ama ortada henüz bir yalaşık yok.
Dualarınız ile!

27.10.2013

GARİBCE

2 yorum:

  1. Elif Şamkara Ayas: Hocam, eşinize daha fazla vakit ayırmaya başladınız herhalde:)


    Mehmet Erdoğan Elifciğim fena yakaladın. Ben yazacaktım ama ihmalimizi ele verir diye kaçmıştım. Malum bizim asıl eşlerimiz hep kitaplar olmuştur. Kitaplarımız ise hep hayat dışı, bizi hep hayatın içinden aldı götürdü. Bundan sonra ne kadar kendimize gelirsek artık.

    YanıtlaSil
  2. Bulaşık olmadan yalaşık olmaz sözündeki yalaşık "yemek" kelimesi yerine kullanılıyor

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...