“El-Mümin ye’lef ve yü’lef” buyurdu rasul
Koydu böylece
önümüze önemli bir usul
Manası: Mümin
geçim ehlidir, kaynaşır
Kendisi herkes
ile bir güzel anlaşır
Kendisine de
başkaları yakınlık duyar
Herkes ile
uyumlu bir hayat yaşar
Mizanda yarın
gelecek amel en ağır
Güzel huydur
işte budur mahza hayır
“La hayra
fîmen lâ ye’lef velâ yü’lefu”
Geçim ehli
değilse, olsa da sofu
Yok hayır
onda, ülfet nedir bilmezse
Görünce insan
anda yüzü gülmezse
Görenin
açılmıyorsa içi bakınca
Emin
olamıyorsa hiç yakın olunca
Bakma olmuş
gündüz saim gece kaim
Hayrına
alamet muaşeret daim
Ey kutlu nebi
dediler bak bir kadın var
Her daim oruç
tutar beşine beş katar
Velakin dediler
bu kadında bir dil var
Onu bunu eşek
arısı gibi sokar
İki cihan
güneşi baktı manalı
Belli ki
kadın boşa yorulmuş olmalı
“Onda hayır
yok” dedi “Cehenneme gider”
İnsan ne
ederse kendi kendine eder
Terazide en
ağır sevap güzel ahlak
Öyleyse nas
ile iyi geçinmeye bak
Garibce der güzel
ahlak dinin amacı
Ancak onunla
aşarız sarp yamacı*
Dua ile!
10.02.2015
GARİBCE
*Fela’ktehame’l-akabe
Vemâ edrâkeme’l-akabe
Fekkü rakabe
Ev ıtâmun fî
yevmin zî mesgabe
Yetîmen zâ makrabe
Ev miskînen
zâ metrabe… (Beled 90/11-18)
“Fakat o,
sarp yamaca atılmadı.
Sarp yokuşun ne
olduğunu sen ne bileceksin?
O tutsak bir
boynu çözmek (köle azat etmek)tir.
Yahut
şiddetli bir açlık gününde kendisiyle yakınlığı olan bir yetimi, yahut yerde sürünen
bir yoksulu doyurmaktır.
Sonra da iman
edenlerden olup birbirine sabrı tavsiye edenlerden, birbirine merhameti tavsiye
edenlerden olanlar var ya, işte onlar Ahiret mutluluğuna erenlerdir.”
{ فَلَا اقْتَحَمَ الْعَقَبَةَ (11) وَمَا أَدْرَاكَ مَا
الْعَقَبَةُ (12) فَكُّ رَقَبَةٍ (13) أَوْ إِطْعَامٌ فِي يَوْمٍ ذِي مَسْغَبَةٍ
(14) يَتِيمًا ذَا مَقْرَبَةٍ (15) أَوْ مِسْكِينًا ذَا مَتْرَبَةٍ (16) ثُمَّ
كَانَ مِنَ الَّذِينَ آمَنُوا وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ وَتَوَاصَوْا
بِالْمَرْحَمَةِ (17) أُولَئِكَ أَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ } [البلد: 11 - 18]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder