Bir Ramazan
daha gitmeye hazırlanıyor. Son günlerindeyiz şunun şurasında.
Bir umutla
başlamıştık, “Ey Ramazan Hoş geldin ve ey Oruç biz seni tutamasak da hakkı ile
bari sen tut bizi!” dediğimiz olduydu. Belli ya kendimize fazla güvenimiz
yoktu, Ramazanda Oruçtan istimdadımız vardı. Belki biz onu tutmaya çabalarken o tutardı bizi. Allah Teâlâ gerekçe olarak “Leüalleküm
tettekûn” buyurmuştu ya, biz de ona sevdalanıp ey oruç tut bizi derken koru
bizi demeye getirmiştik.
Bağışıklık
sisteminin bedenimizi koruduğu gibi ey oruç sen de bizi koru diye ona
sığınmıştık.
Frenle
hırslarımızı, gözümüz doysun. Gönlümüz yüklerinden azade asude olsun!
Ellerimizi
tut, haram tutmasın.
Gözlerimizi
tut. harama bakmasın!
Dilimizi tut,
kem söz söylemesin!
Öfkemizi tut,
kimse bizden incinmesin, kinimizlen paylanmasın.
Fakat ne oldu?
Gene
bildiğimizi okuduk.
İhtiraslarımızı
gene dizginleyemedik, ihtiyaç kisvesi altında niceleri bizi gulyabani gibi gene
çöllere saldı, beklentiler seraba daldı.
Ham fakılar
gıybet orucu bozmaz dediler. Oruçluyduk ama gıybetimizi gene ettik, hakikaten
de bozulmadı! Öyle bildik.
Bir habbe yediğimizde
bozulan orucumuz bir kubbe hak yedik,
gene bozulmadı.
İnsani
vazifelerimizdeki ihmallerimiz gene aynı şekilde sürdü. Hem şimdi bahanemiz de
vardı. Oruçluyduk.
Sıla gene
çoook uzaktı. Devrede toplu mesajlar vardı.
Vermek gene
zordu. Maldan alınan candan alınsa ancak bu kadar zor olurdu.
İftarlarımız
gene eşe dosta ve ağniyayı kirama oldu.
Fakir fukara
sabirindendi, onlar zaten bu işi öğrenmişlerdi. Her kes en iyi bildiği işi
yapmak gerekti.
Emekle yemek
gene dengelenemedi. İş bölümü yemeği emeğe haram ediyordu; hem emek hem yemek
iki iş bir kimseye fazla demekti.
Vesselam belli
bizde dişliler yalama olmuş, orucun tutması bizi bağlamadı, işi salama alamadı.
Şimdi yüzümüz
bayramda. Ona sesleniyoruz bir umutla:
Oruç da
tutamadı özümüzü
Bayram bari sen
güldür yüzümüzü!
Dua ile!
05.06.2018
GARİBCE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder