İkindi namazı için biraz geç
de olsa mescide girdiğimde gözüme bir
musallinin esnemesi ilişti. Allah var, gözü gözüme değmedi. Adamcağız doyasıya
esniyordu. Belki amel-i kesir olur kaygısıyla
ağzını kapama ihtiyacı duymamıştı ya da
kendisini namaza öyle kaptırmıştı ki esnediğinden haberi bile yoktu. Hem
esnemek ayıp da değildi ki.
Yine de görüntü doğrusu hoşuma gitmemişti.
Neyse ki namaza durduk. Sen misin şimdi esneyen o adama kem gözle
bakan. Sebebi her ne ise üzerime albastı gibi abandı. Az öncekinin görüntüsü de
aklıma geldi mi! Bütün gücümle çenelerimi sıktım da sıktım. Ağzımı açmamak için
direndim durdum. Ta namaz bitene kadar
hali pür melalim devam etti. İyi mi?!
Aksırmanın Rahman’dan esnemenin şeytandan olduğuna dair hadisler
var. Dahası esneme gelip de kişi ah sesi
çıkardığında şeytanın kendisine katıla katıla güldüğü falan da ifade ediliyor[1].
Belli ki aksırma zindeliği, esneme de tembelliği, uyuşukluğu, miskinliği ifade
ediyor.
Öyle sandım ki şeytan sırtıma bindi, bir ağırlık bir ağırlık ki
deme gitsin. Sanki ellerinde de iki kanca birini alt çeneme öbürünü üst çeneme
taktı, var gücüyle ağzımı açıp ah dememi ve böylece görüntümün keyfini çıkarmaya, karnımdan
katıla katıla gülmeye çalıştı. Ben de inadım ya direndim de direndim. Bre melun
sana o keyfi yaşatmayacağım dedim. Sonunda
ne namazın keyfini sürebildim, ne de esnemenin doyasıya tadını çıkarabildim.
Bu şeytan var ya! Başımız bir türlü elinden kurtulmuyor.
Vay lanet olası vay seni.
Bazen de diyorum ki bu
şeytan iyi ki de var.
Yoksa tembelliğimizi, miskinliğimizi, içimizdeki kötücül dürtüleri
kime yıkacaktık.
Bak bak! Gene gülmeye başladı lanet olası.
Tövbe estağfirrullah!
وَإِمَّا يَنْزَغَنَّكَ مِنَ
الشَّيْطَانِ نَزْغٌ فَاسْتَعِذْ بِاللَّهِ إِنَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ
“Şeytandan bir dürtü
hissettin mi hemen Allah’a sığın!”
Sığındık Ya Rabbi!
Sığındık!
Dua ile!
18.11.2014
GARİBCE
[1] مسند أحمد ت شاكر (7/ 353) "إن الله يحب العُطاس، ويُبْغض، أو يكره التثاؤب، فإذا قال أحدهم: ها، ها،
فإنما ذلك الشيطان يضحكَ من جوفه".
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder