Kıssaların en
güzelinde anlatılan
Bir Yusufumuz
vardı ay yüzlü olan
Kıskandı
kardeşleri onu alıp babasından
Atıp kuyuya
kurt yedi dediler arkasından
Bir kervan
aldı onu oradan bir şekilde
Götürüp de Mısır’a
sattılar köle diye
Mısır’ın
azizi gördü aldı onu evine
Yardım etsin
diye evdeki işlerine
Bu ay yüzlü
bakarsın yararı dokunurdu
Belki
evlatlık alırlar oğulları olurdu
İlim ve
hikmet ile ay yüzlü büyüdü
Hanımı,
olacak ya, kaptırdı gönlünü
Yandı tutuştu
Yusuf’un sevdasına özü
Başka bir şey
görmez olmuştu sanki gözü
Şeytan fit
verdi kapıları kilitledi
Arzusunu o
anda elde etmek istedi
Yandı tutuştu
hanım ihtiras elinden
“Haydi gelsene!” sözü döküldü dilinden
Ay yüzlü Yusuf
çarpılmış gibi yığıldı
Hemencecik orada
Allah’a sığındı
“Nankörlük
olmaz kocan benim efendim
O bana iyi
baktı. Ekmeğini yedim!
Kadirşinaslık
nerde? Görmez mi Allah
Dedi. “Zalimler
asla olmaz iflah”.
Kadın ona
(göz koyup) duymuştu istek
Ne yangınlar
tutuşmuştu içinde bilsek
Rabbinin burhanını
görmemiş olsaydı şayet,
Yûsuf dahi
ona istek duyacaktı elbet
Ay yüzlü Yusuf
korunmuştu Hak eliyle
Bir ömür O’na
bağlanmışlık haliyle
Korursa Allah
korurdu bi hakkın kulunu
Yoksa kayardı
ayaklar bulurdu yolunu
Ay yüzlü
gözünü dikti kapıya koştu
Ne ki kapıyı heyhat
kilitli bulmuştu
Kadın koştu Yusuf’un
ardından elin attı
Gömleğe
asıldı baştan aşağı yırttı
Ay yüzlü Yusuf
ucuz kurtulmuştu
Asıl ateşi
Burhan-Rab ile savmuştu
Tam da o anda
Aziz daldı içeriye
Görüp hali bağırdı
ne rezillik diye
Züleyha hemen
atılıp suçun bastırdı
Yusuf için
kocasına zindanı gösterdi
Yusuf dedi
masumum yok günahım
Boşuna suçlayıp
almayın benim ahım
Hanımıma göz
koymak haşa bana haram
Ne ki o,
benden almak istedi kam
Bilge biri
hakem oldu bakalım suçlu kim
Gömlek önden
mi arkadan mı yırtık görelim
Önden
yırtıksa kadın haklı Yusuf yalan
Arkadan
yırtıksa Yusuf haklı gerisi dolan
Kadının
kocası Yûsuf’un gömleğine baktı
Arkadan
yırtıldığını görünce tabii şaştı
Bu, dedi belli
ki siz kadınların entrikası
Şüphesiz
sizinkisi tuzakların daniskası
Allah buyurur
“zayıftır şeytanın keydi”
Derler ki “Kadının
fendi şeytanı yendi”.
“Yûsuf! Sen bundan
kimseye bahsetme sakın.
Kadın! Sen de
tevbe et günahın bağışlansın
Ayan oldu ay
yüzlü masum sen de bilirsin
Ama sen belli
ki günah işleyenlerdensin.”
Her bir şey
yoluna girdi derken şehirde
Bir takım
söylenti ayyuka çıktı nerdeyse
“Aziz’in
karısı, uşağa abayı yakmış
Ondan murad
almağa kafayı takmış
Ona olan aşkı
işlemiş yüreğine
Vah! Vah!
Kadın sapıtmış iyiden iyiye!
Kadın, sonunda
dedikoduları duydu
Aklınca
onlara ders vermeyi kurdu
Hepsine haber gönderip onları çağırdı
Mükellef bir
ziyafet kurup ağırladı
Oturup
yaslanacakları yer hazırladı.
Meyve
tabakları önlerinde hazırdı
Birer de
bıçak verdi her birinin ellerine
Ve dedi Yûsuf’a,
“Çık haydi önlerine!”
Ve ay yüzlüyle
sahne ışıdı iyice
Kadınların
içi gitti Yûsuf’u görünce
Akılları uçtu
baştan cuşa gelip aşkla
Ellerini
doğradılar tam şaşkınlıkla
“Allah için, bu bir insan değil, Hâşâ!
Bir melekmiş”
dediler eyleyip temaşa
“İşte bu ay
yüzlü!” dedi onlara Züleyha
O uşaktır beni
kınadığınız hakkında
Andolsun, ben
murad almak istedim ondan
Fakat o,
iffetinden dolayı kaçındı bundan
Andolsun ki, Yusuf
ya emrettiğimi yapar
Ya da görür o,
mutlaka zindanı boylar
Sarayda yaşıyordu
her şeyini yitirir
Zindanda
zillet içre ömrünü bitirir.
Ay yüzlü Yûsuf,
“Ey Rabbim! Duy beni!
Koru beni de varsın
zindan olsun!” dedi.
Yapmaktansa beni
dâvet ettiği şeyi
Zindan da ömür
çürütmek daha iyi
Ey Rabbim!
Özüme yoktur güvenim
Sen
korumazsan ben de meylederim
Ben de bir
insanım cahilim aklım gider
Sonra Yusuf
kulun dizlerini çok döver
Rabbi, lütuf
ile kabul etti onun duasını
Boşa çıkardı
kadının entrikasını
Ay yüzlü
masum herkes anladı yok güman
Gene de ona
ufukta göründü zindan
Unutuldu
yıllarca kaldı orda sonunda
Nice çilelere
sabır çekti Hak yolunda
Ve Medrese-yi
Yusuf’ta su yolunu buldu
Sonunda bizim
Yusuf Mısır’a sultan oldu.
Garibce! Yusuf
değilsin burhanı göresin
“Sınanmadığın
günahın masumu değilsin”
Dua ile!
08.03.2015
GARİBCE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder