29 Aralık 2013 Pazar

Ey ikilinin üçüncüsü! Varlığından bizi de haberdar et!


Bugün el-Lü’lü ve’l-mercân’da Fedâilü’s-sahâbe bölümünde bir hadis okudum.[1] Hz. Ebu Bekir (ra) anlatıyor:
“Mağaraya gizlendiğimizde, (arama ekibinin tam da mağaranın önüne geldiklerinde)  Allah Rasûlüne dedim ki: “Eğer içlerinden biri eğilip de içeriye doğru bakacak olursa kesin bizi görürler!”
O şöyle buyurdu: “Ey Ebu Bekir! Üçüncüleri Allah olan ikilinin hakkında böyle nasıl düşünürsün!?”
O, sahne ve ifade  bizzat Kur’an’da[2] yer almıştı.
İfade, belki tam aktaramadım ama beni çarpmıştı.
Üçüncüleri Allah olan ikili.
Bu belki bir örnekti ya da olanın resmi. Bunu çoğaltmak mümkündü.
Dördüncüleri Allah olan üçlü,
Beşincileri Allah olan dörtlü… gibi
İkincisi Allah olan bir kişi de elbet söz konusu idi ve onlar ne er kişilerdi.
Belli ki sır meclislerinin en azı olan iki kişinin bir araya gelmesi halinde yalnız değillerdi. İllâ ki bir üçüncüleri de vardı.
İşte bu üçüncünün Allah olması asıl mesele ve de bütün meselelerin başı.
Elbette Allah her zaman vardır ve hep yanımızdadır. O, şah damarımızdan bize daha yakındır. O Müteâldir (aşkın) ve aynı zamanda bütün benliğimizde ve her zerremizde içkindir.
Yunus’un dediği gibi O bize bizden daha yakındır. Bunda şüphe yok!
Mesele şu ki aceb biz O’nun yanında mıyız?
O’na giden yolda mıyız?
Yoksa biz başka bir trene mi bindik.
Üçüncünün şeytan olma ve rıza cennetlerine değil de gazap cehennemlerine götüren yola bilet kestirmiş olma riskimiz hep var ve çok yüksek gözüküyor.
Sığınmaktan başka çare yok.
Bu zorlu yolculukta aczimizi bilmek en büyük gücümüz olacak.
Ve istiaze edip sığınmak en büyük zırhımız.
Allah’ım!
Sen Rahmansın!
Sen Rahîmsin!
Muînimiz, Mugîsimiz sen ol!
Ey ikilinin üçüncüsü!
Bizi varlığından haberdar kıl!
Sen bildirmezsen biz bilemeyiz.
Sen göstermezsen biz göremeyiz.
Sen işittirmezsen biz duyamayız.
Bize sevgini, sevdiklerinin sevgisini pay et.
Yerdiklerini ve yerdiklerinin nefretini bizden uzak kıl.
İşbu noktada Merhum Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır’ın tefsir dibacesindeki yakarışı bizim de niyaz ve tazarrumuz olsun:

İlâhî!
Hamdini sözüme sertâc ettim,
Zikrini kalbime mi’râc ettim,
Kitabını kendime minhac ettim.
Ben yoktum vâr ettin,
Varlığından haberdâr ettin,
Aşkınla gönlümü bîkarar ettin.
İnayetine sığındım, kapına geldim,
Hidayetine sığındım lûtfuna geldim,
Kulluk edemedim afvına geldim.
Şaşırtma beni, doğruyu söylet,
Neş’eni duyur hakikatı öğret.
Sen duyurmazsan ben duyamam,
Sen söyletmezsen ben söyleyemem,
Sen sevdirmezsen ben sevemem.
Sevdir bize hep sevdiklerini,
Yerdir bize hep yerdiklerini,
Yâr et bize erdirdiklerini.
Sevdin Habibini kâinata sevdirdin.
Sevdin de hıl’atı risaleti giydirdin.
Makam-ı İbrahim’den Makam-ı Mahmud’a erdirdin.
Server-i asfiyâ kıldın.
Hatem-i Enbiyâ kıldın.
Muhammed Mustafa kıldın.
Salât ü selâm, tahiyyât- ü ikram, her türlü ihtiram O’na,
O’nun Âl-ü Eshab-ü etbaına ya Rab!

Âmin!
Dualarımızın kabulü niyazıyla!
29.12.2013
GARİBCE


[1] صحيح البخاري ـ حسب ترقيم فتح الباري - (5 / 4)  عَنْ أَنَسٍ ، عَنْ أَبِي بَكْرٍ ، رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ ، قَالَ : قُلْتُ لِلنَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم وَأَنَا فِي الْغَارِ لَوْ أَنَّ أَحَدَهُمْ نَظَرَ تَحْتَ قَدَمَيْهِ لأَبْصَرَنَا فَقَالَ مَا ظَنُّكَ يَا أَبَا بَكْرٍ بِاثْنَيْنِ اللَّهُ ثَالِثُهُمَا.
  [2] إِلَّا تَنْصُرُوهُ فَقَدْ نَصَرَهُ اللَّهُ إِذْ أَخْرَجَهُ الَّذِينَ كَفَرُوا ثَانِيَ اثْنَيْنِ إِذْ هُمَا فِي الْغَارِ إِذْ يَقُولُ لِصَاحِبِهِ لَا تَحْزَنْ إِنَّ اللَّهَ مَعَنَا فَأَنْزَلَ اللَّهُ سَكِينَتَهُ عَلَيْهِ وَأَيَّدَهُ بِجُنُودٍ لَمْ تَرَوْهَا وَجَعَلَ كَلِمَةَ الَّذِينَ كَفَرُوا السُّفْلَى وَكَلِمَةُ اللَّهِ هِيَ الْعُلْيَا وَاللَّهُ عَزِيزٌ حَكِيمٌ  [التوبة : 40]
Diyanet Meali :
9.40 - Eğer siz ona (Peygamber'e) yardım etmezseniz, (biliyorsunuz ki) inkâr edenler onu iki kişiden biri olarak (Mekke'den) çıkardıkları zaman, ona bizzat Allah yardım etmişti. Hani onlar mağarada bulunuyorlardı. Hani o arkadaşına, "Üzülme, çünkü Allah bizimle beraber" diyordu. Allah da onun üzerine güven duygusu ve huzur indirmiş, sizin kendilerini görmediğiniz birtakım ordularla onu desteklemiş, böylece inkâr edenlerin sözünü alçaltmıştı. Allah'ın sözü ise en yücedir. Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.

1 yorum:


  1. varlığından, rabbim oluşundan, şefkatinle beni ve yaralarımı sarıp sarmaladığından, şafii isminle her yanımı şifayab kılacağından, vedud isminle ihtiyaç duyduğum her tür sevgiyi sende seninle bulabileceğimden, müheymin olup beni hiç yalnız bırakmayacağından, bazen sana verdiğim sözleri unutup yaramazlık eder de seni kızdırsam bile benden vazgeçmeyeceğinden re'fetinle rahmetinle hilminle vedud oluşunla her daim beni sıkıca kucaklayacağından, mümin isminle benim kocaman rabbim var ey küçük dertlerim dedirtecek kadar içimi güveninle dolduracağından, yanlış anlama iftira etme riski hiç olmayan beni benden bile iyi bilen alim isminle beni rahatlattığından, asla zaaf gösterip yeter kulum artık seni çekemiyorum demeyecek kadar kaviy oluşundan da haberdar eyle, hayy isminle bu isimlerini tecelli ettir üzerimde yaşat son nefesime dek...bana ve yavrularımın hepsine...............amin ya muin ya hannan ya mennan ya zel celali vel ikram!

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...