6 Aralık 2013 Cuma

Sürme elin taşa Cuman gitmesin boşa!


Bugün Cuma, iyi mi?
Hutbede hoca emekten bahsetti.
İnsan için emeğinden başkası yok imiş.
Hem herkes çobanmış ve sürüsünden sorumlu imiş. İşçi işyerinden, işveren işçilerinden…
Neyse!
Ey kutlu Nebi!
Cuma vakti hatip hutbede iken dinleyici ile ilgili bir hadis buyurmuşsun!
Ha bir de “Kur’an okunduğu zaman dinleyin ve de susun!” anlamında bir ayet de varmış.
Yani okunuyorken dinlemek, okunmuyorken de susmak. Aslında kelime “İNSÂT” imiş. Belki de manası sessizliği dinlemekmiş. Bazı şeyleri geç öğreniyoruz. O da tabi bir nasip meselesi. Denkte bir çıkıyor ve herkese de kısmet olmuyor.
Senin buyruğun “Men messe’l-hasâ fekad lağâ!” şeklindeymiş. Bunu bizim Garibceye sordum. Şöyle çevrilebilirmiş:
“Elini sürme toprağa taşa Sonra gider cuman boşa!”
Ne taşı ne toprağı…? İlgi ne? Alaka ne?[1]
Ha bunu öğrendim ya ey kutlu nebi, senin minberine çıkıp da hutbe vermeye başlayan bir imam gördüğümde elimi asla taşa toprağa sürmedim. Senin emrin benim başım gözüm üstüne.
Benim elimi gezdirdiğim sadece dokunmatik. Torağınan taşınan artık benim işim olur mu? Elini şöyle bir dokunuyon, açıl susam açıl, ne pencereler ne kapılar açılıyor ya Rasulallah! Ah sen de bir görseydin. Bir de güzel kayıyor ki, elini şöyle şöyle ediyon var ya, keyfine doyum olmuyor. Ne tebdil-i mekanlar ne tayy-ı zamanlar yaşıyon.
Hoca ne dedi artık onu hiç duymuyon!
Bir de şu müezzin mi ne bağırtkan adam olmasa var ya… Kendi gizemli aleminde kaybolup gideceğin ya. Adamın bağırtısını duyanlar kalkıp birbirine girince, eh nedecen, sen de o zaman kalkıp sıraya girecen!
Valla müslümanlık keyifli olmaya başladı.
Biz, bir bağlandık mı böyle bağlanırız. Hem biz köktenci anlarız, öyle işimize geldiği gibi lafı oraya buraya da sündürmeyiz. Sen taş dediysen, taş, toprak dediysen toprak. Sana uymayanları alsın kara toprak.
İşte böyle Ya Rasulallah! Duyduk ve boyun eğdik. Senin sözünü hiç kale almazlık eder miyiz.
Kapında olduk geda! Bin can sana feda!
Dua ile!
06.12.2013
GARİBCE


[1] Ha bu arada şunu bilmede yarar var: Hz. Peygamber’in mescidinin zemini toprak idi, sergi falan yoktu. Kimileri hutbeyi dinlemez toprak ile taş (çakıl) ile oynarmış. Yukarıdaki söz buna sebep söylenmiş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...