Garibce bugünlerde gene söyleyeceğini
söylüyor.
Zaman zaman onu beslemede bize
muzahir olanlar da oluyor ve Garibce adına biz onlara teşekkür ediyoruz.
Bugünlerde Garibce’ye bir kimesne
dadandı. İn mi desem cin mi desem! Adı sanı bilinmiyor. Âlim mi, ârif mi, yoksa
bir âşık mı? Mevlana’ya gelmiş Şems gibi (Bu biraz abartılı oldu galiba!). Ya
da çiçek özü almaya gelmiş arı gibi. Almak için gelmiş, ama aşılıyor, daha çok
veriyor. Çatlak kova gibi. Efendisine su taşımak için gelmiş fakat taşıdığı
suyun çoğunu götürürken akıtmış bir kova. Ama ardından yol boyunca öyle güzel
güller ve çiçekler bitmiş ki, sonunda uşak, efendisinin gönlünü çatlak kovanın suladığı bu güller ve çiçekler
sayesinde ancak kazanabilmiş.
Kovadan bizim payımıza da düşen işte bir
hikaye:
“Babamdan dinlemiştim:
Çocukluğumuzda oturduğumuz şehir
Zülküfül Dağında idi. Evimizin bitişiğinde ufak bir ağılımız vardı. Bir kış,
baktık ki arada bir hayvan eksiliyor. Bir, iki, üç.
Bunun üzerine babam, durumu anlamak için
geceleri ağılda beklemeye karar verdi. Bir gece, elinde petrol lambası, bir
elinde bir sopa, beklerken, ağılın giriş yerinden içeriye bir kurdun daldığını
görür. Meğer ağıla dadanan bir hırsız değil, bir kurtmuş. Kurt içeri girince,
hayvanlar panik içinde bir oraya bir buraya koşuşup duruyorlarmış. Babam kurda
sopayı yapıştırmaya başlar.
Babam, kurtla çarpışmasını şöyle
anlattı: “Kurt, benim elimde lambayı görünce, üstüme atılıp beni paralamaya
girişmedi. O, bütün gücüyle lambayı söndürmeye çalışıyordu. Ben bir elimle
lambayı onun üfürerek söndürmesinden kurtarmak için mümkün mertebe uzakta
tutuyor, öte taraftan sopayla onu dövmeye çalışıyordum.
Kurt’sa, tıpkı bir insan gibi, durmadan
ağzını uzatarak lambayı söndürmeye çalışıyordu. Bütün dikkat ve gayretini ilkin
lambayı söndürmeye yöneltmişti. Fakat o bütün bu uğraşmalarına rağmen lambayı
söndürmeyi başaramadan ben onu öldürebilirdim.”
Bu vaka biz Müslümanlarla Müslümanların
düşmanları arasındaki açık gizli savaş hakkında bir takım düşünceler ilham
etti. Kurt neden doğrudan doğruya sürünün üzerine değil de dedeme yönelmişti?
Kurt düşünüyor ki, lamba dedemin elinde
oldukça dedem olanca gücünü kullanabilecektir. İki tarafın da kuvvetini tam
kullanmasının sonucu ise kesin değildir. Kurdun dedemi mutlaka yeneceğine dair
elinde bir garantisi yoktur. Fakat bir kere lambayı söndürmeyi başarırsa dedem
etrafını, yanını yöresini göremeyecek, karanlığa alışık gözlerinin üstünlüğü
ile kurt hasmını kolaylıkla alt edecektir. Bu yüzden tıpkı bir insan gibi
lambayı üfürmeye vermiştir kendini.
Müslüman, elinde bir lamba bulunan bir
ev sahibidir. Onun düşmanı da, ister batılı olsun, ister komünistler olsun
tıpkı o kurt gibidir. Müslüman’ın lambası Kur’an ve İslam’dır. O, ancak onun
aydınlığında bu evren gecesinde yanını yöresini görebilmekte ve onun ışığında
yaşayabilmektedir.
Avrupalı, lambayı söndürebildiği her
ülkede, Müslümanları kolayca hâkimiyeti altına aldı. Şimdi bütün gücüyle henüz
bütün İslam ülkelerinde söndürmeyi başaramadığı noktaya, yani İslam’ı tam
anlamıyla söndürmeye bütün zekâ ve teknik gücünü sarf ediyor.
O biliyor ki bunu başarırsa artık
Müslümanları tam anlamıyla tarihten silmeye, yani etkisiz ve güçsüz hale
getirmeye erişmiş olacaktır.
Unutmayalım ki, kurdun gözleri karanlığa
alışıktır. Ama biz, barbar Avrupa önünde medeni İslam insanları ışığı
kaybedersek yolumuzu kaybettik ve umudu da kaybettik demektir.
Ne mutlu kurdun tıpkı insan gibi
söndürmek için üfürüşünden lambasını koruyabilenlere!
Gerçekten hikaye çok güzel. Tam
Garibcelik.
Sonra öyküyü Herbilen’e sordum.
Baktım, neredeyse bilmeyen yok. Üstad Sezai Karakoç’a aitmiş. (Kurt ve Lamba, Diriliş Dergisi, 1971)
Okumamış olmama hayıflandım.
Bu hikmetten bizi haberdar eden dosta
teşekkür etmek ve sonra da bu hikmeti sizlerle paylaşmak istedim.
Dua ile!
01.12.2013
GARİBCE
Not: Tarih düşerken el alışkanlığı ile
ay hanesine on bir yazıvermişim, sonra
baktım ay on iki olmuş. Bazen yıl yazacağım zaman ellerimin bindokuzyüzlü
rakamlarla başladığı oluyor. Aradan on dört sene geçmiş ama hâlâ kendim bindokuzyüzlü
yıllardaymışım gibi geliyor. Zaman ne kadar çabuk geçiyor. Bana biraz Garibce
geldi de not düşeyim dedim.
herdogan38@.
YanıtlaSilLambayı söndürmeye çalışan kurt değil de, babanın arkasından saldıran veledi ise...!