5 Haziran 2014 Perşembe

Ani ölümler ve vasiyet!


Sevgili Gökmenoğlu’nun ani vefatı ile bir kez daha der hatır eyledim ki vasiyetimizin hazır olması lazım.
Malum bu konuda hadislerimiz de var. İnsanın boynunun borcu olup da  henüz yapmadığı/ ödemediği şeyler varsa, bunun vasiyet edilmesi isteniyor.
Vasiyet, fıkıhta kişinin ölümü ardından mal varlığının üçte biri üzerinde tasarrufta bulunabilme imkanı anlamına geliyor. Siz hali hayatınızda mal varlığınızın tümü hakkında istediğiniz tasarrufu yapabiliyorsunuz. Tabi kısıtlı değil iseniz. Ama “Ben öldükten sonra şunu yapın bunu yapın…” şeklinde bir irade beyanında bulunacak olursanız, bu ancak mal varlığınızın üçte biri ile sınırlı oluyor ve onun da bir takım şartları var. Elbette ki bu da ancak borçlarınız ödendikten sonra devreye girebiliyor. O yüzden ne hayır işleyecekseniz hali hayatınızda kendiniz işleyin. Bunun için ölümü beklemeyin.
Burada bizim sözünü etmek istediğimiz vasiyet ise, üzerimizdeki kul haklarının beyanını içeren bir işlem olması. Ya da şöyle diyelim bugün yapmanız gereken bir iş varsa bunu bugün yapıp yarına ertelememe. Çünkü yarının ne getireceğini kimse bilmiyor.
Falana borcun vardı, imkanın da var, o halde hemen şimdi öde. Ödemedin yarına kaldı ve ecel geldi seni aldı, şimdi ne olacak. Vasiyetin de yoksa öyle borçlu gideceksin.
Ya da sende bir emanet vardı. Sadece onun bir emanet olduğunu sen, sahibi ve bir de Allah biliyordu. Varislerin senin sandılar ve üzerine kondular. Hak sahibini bulmadı. Ziyan oldu.
Bizim Ziya Yılmazer hocanın doktora savunmasını yapmışlar ve vakit de geçtiği için öğle yemeği için çıkmak istemişler. Hocası Bekir Kütükoğlu, “Önce evrakları imzalayalım!” demiş. Jüri üyeleri “Hocam yemeğimizi yiyelim, rahat rahat imzalarız!” demişler. Hoca “Olmaz!” demiş ve imzalamalarını istemiş. O imzanın arkasından da hoca Hakk’a yürümüş. Allah gani gani rahmet eylesin!
Demek hayırlı işlerde acele etmek lazım imiş.
Bir de boynumuzdaki borçların, üzerimizdeki emanetlerin çetelesini tutup vasiyet halinde geride kalanlara bildirmek lazım imiş.
İşlerimiz bitmez.
Ama bitirirler.
Ölüm ne zaman gelir belli değil. Geciktirmeye, savmaya çare mi var!
Yeter ki hayırlısıyla gelsin. Ve biz her an hazırlıklı olalım.
Dua ile!
05.06.2014
GARİBCE

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...